Nice'den (Fransa) Çerkessk'e Geldi, Evlendi, Yerleşti...

#7247 Ekleme Tarihi 24/07/2021 05:52:21

Fransa vatandaşı Yves, çalışmak için Nice'den Çerkessk'e geliyor, bir Çerkes kadına aşık oluyor, evleniyor ve hiç düşünmeden Çerkessk'te kalıyor. Hiçbir şeyden pişman değil. 

Çıtır Fransız ekmeğini özlerse, kendisi pişiriyor...

Şef aşçı Yves Calluau ( Ив Кальлюо ) Rusya'ya ilk olarak 2007 yılında geliyor. O ana kadar Rusya hakkında çok az şey biliyor; ama Ruslardan; ülkelerinin Avrupa standartlarına göre büyüklüğünden, ruhlarından, neşeli hallerinden ve kolay iletişim kurabilen insanlar olmalarından her zaman çok etkilenmiş. 

"Ruslarla ilk kez Nice'deki uluslararası satranç şampiyonası sırasında karşılaştım. Neredeyse 50 yıl önceydi. Ailem Fas'tan Fransa'ya taşınmış, şefi olduğum şarküterimizi tutmuştuk. Bahsettiğim satranç şampiyonasının katılımcılarına, yaklaşık 3000 kişiye hizmet verdik". 

"Bir Maceracı Olmak Kötü Bir Şey Değil."

Yves'in yemek pişirme tutkusu ailesinden geliyor. Hem annesi hem de babası ev yapımı sosislerden hamur işlerine kadar her şeyi hazırlayan saygın şeflermiş. Yves'in iki erkek kardeşi de onların izinden gitmiş. Aile tarafından işletilen şarküteri, her zaman taze ürünleri ve lezzetli hamur işleri ile Nice halkı tarafından sevilmiş. 

Ancak Yves profesyonel olarak büyümek istemiş ve bir süre restoranlarda çalışmış, bir aşçı okulunda dersler vermiş.

Bir gün Rusya'dan bir girişimciyle tanışmış, Yves onun için yemek yapmaya başlamış ve onun aracılığıyla Karaçay-Çerkes'ten bir iş adamıyla tanışmış. Bu iş adamı yerel şeflere birkaç usta aşçılık dersi vermesi için Yves'i Çerkessk'e davet etmiş. Ona bir harita gösterip Kafkasya'yı işaret etmiş ve Yves teklifi hemen kabul etmiş.

"Bir kumar mı oynadım? Öyle de diyebilirsiniz. Ama maceracı olmak kötü bir şey değil. Asıl mesele dolandırıcı olmamak" diyor Yves ve gülüyor. 

"Yeni olan her şeyi seviyorum, hayatı seviyorum, insanları seviyorum. Buradaki insanların, geleneklerinin bizimkilerden farklı olmasından korkmadım. Dost canlısı, güzel insanlarla tanıştım ve burayı hemen sevdim".

Yves birkaç gün boyunca öğle ve akşam yemekleri hazırlamış; et ve balık yemekleri, salatalar, çeşitli garnitürler ve tatlılar, Kafkasyalılara becerilerinin inceliklerini öğretmiş. Çerkessk'i sevmiş ve tekrar davet edildiğinde memnuniyetle gelmiş. 

İkinci ziyareti daha uzun olmuş, bir buçuk ay. Ve Zukhra ile tanışmış. 

"Karaçay-Çerkes'e ikinci kez geldiğimde yalnızdım. Arkamda bir boşanma vardı, oldukça acı verici. Sonra Madam ile tanıştım. Ona çok şey anlatmak istedim, ama dili pek bilmiyordum. Zukhra da bir aşçı ve duldu. Onu hemen sevdim. Neşeli, enerjik." 

Yves, iki kızını kendisinin büyüttüğünü ve asla şikayet etmediğini söylüyor. Bir tablet insanlarla iletişim kurmasında ona yardımcı oluyor. Yves, sürekli bir çevrimiçi çevirmen kullanıyor ve bu çevirmenin yardımıyla oldukça karmaşık cümleler kurmayı başarıyor. 

Rusça'sından, özellikle dilbilgisinden memnun değil. Ancak Zukhra, Fransızca'yı Yves'in Rusça bildiğinden çok daha kötü biliyor. 

"Zukhra'nın birlikte çalışmak için Fransa'ya bana taşınmasını gerçekten çok istedim. Gitmek zorundaydım; ama her seferinde geri döndüm. Sık sık Skype üzerinden birbirimizi aradık ve sonunda her zaman onunla birlikte olmak istediğime karar verdim" diye itiraf ediyor Yves. 

Yves, Zukhra'yı Fransa'ya davet ediyor, ancak büyükelçilik ona vize vermeyi reddediyor. Ama Yves pes etmiyor ve kendisi Rusya'ya taşınıyor. 

Üç kez evleniyorlar. Birincisi, Müslüman geleneklerine göre br camide. Yves'in orada ikinci bir adı daha var: Adıge-Muhammed. Sonra Khabez köyünde bir nikah töreni yapılıyor. 

Ardından Yves, Zukhra'ya ilişkilerini Fransız yasalarına göre de yasallaştırmayı öneriyor ve Moskova'daki Fransız Büyükelçiliği'nde bir kez daha resmi nikah kıyıyorlar. 

Bazıları bunun bir "kağıt üzerinde evlilik" olduğunu ve Zukhra'nın asıl amacının Avrupa'ya taşınmak olduğunu düşünüyorlar, ama öyle olmuyor. Gururlu Çerkes kadını Zukhra anavatanını terk etmek istemiyor. 

"Akrabalarıma, yakınlarıma çok bağlıyım ve Fransa'da onları yeterince sık göremem, bu nedenle Fransa'ya taşınmayı hayal etmek bile benim için çok zor" diyor Zukhra. 

Bu arada, Zukhra ve Yves arasında oldukça büyük bir yaş farkı var; ama tam olarak kaç yaş olduğunu söylemiyorlar, bu bir aile sırrı.

"Çocuklarım onu ​​sıcak karşıladılar. Neşeli, kibar bir adam. Annem ilk başta ilişkimize karşıydı, Fransa'ya gitmemden korkuyordu, ama gitmeyeceğimi anlayınca sakinleşti ve şimdi her şey yolunda" diyor Zukhra. 

"İlk yıllarda bize hep farklı yemekler yaptı, sürpriz yapmak istedi. Şimdi çoğunlukla ben yapıyorum yemekleri..."diyor Zukhra. 

Yves, bunu gerçek Fransız yemeklerinin hazırlanması için gerekli ürünlerin eksikliğiyle açıklıyor. En çok da Fransa'da alışık olduğu taze balıkları özlüyor...

"Sebzeleri severiz, özellikle ratatouille ( Türlüye benzer bir sebze yemeği, çn ). Ve her yerde Provence ( Fransa'da baharat otları ile ünlü bir kasaba çn. ) olmalı, onlarsız yemek yapamam". 

Zukhra'ya göre, Provence otlarını Fransa'dan getirtmeye daha uzun bir süre devam edecekler. Yves'in kardeşi, Fransa'dan gönderiyor. Hatta eriyodik olarak Çerkessk'e şarap, peynir ve hatta şekerlemeler için özel tereyağı da gönderiyor. Çünkü Yves uygun bir yerel yağ bulamamış. 

Yves yerel yemeklerden en çok libje'yi ( либже ), şaşlık'ı ( шашлык ), cevizli khalifa'yı ( халифа ) veya Çerkesçe "jedgyn"i ( джэдгын ), pilav ve pancar çorbası seveyor. Yves, yemek konusunda iddiasız olduğunu söylüyor, asıl mesele doğal ürünlerden yapılmış olması. 

Zukhra, "Fransız'ından", her şeyden önce, farklı hamur türlerini pişirmek konusunda çok şey öğrendiğini itiraf ediyor. Ve çok basit yemekler pişirseniz bile bilmeniz gereken bazı sırları.

"Örneğin biz et suyunun su, et ve tuz olmasına alışkınız. Ama Yves bana çorbaya havuç, kereviz, biraz Provence otunun yanı sıra soğanı koymayı ve içine karanfil eklemeyi öğretti". Ayrıca "sarımsak ve karabiber olmazsa olmaz” diyor Zukhra. 

"Rusya'yı seviyorum" diyor Yves. Rusya'ya taşındıktan sonra bir süre Çerkessk'te bir marketler zincirinde çalışmış. Şehirde lezzetli Avrupa hamur işleri modasının onunla başladığını güvenle söyleyebiliriz: tatlı çörekler, kruvasanlar, sufleler, profiteroller... 

Yves bildiği ve yapabileceği her şeyi memnuniyetle paylaşıyor ve şimdi Karaçay-Çerkes'in başkentinde çok sayıda enfes hamur işi yapan işletmeler var. 

Yves'in yemek pişirmeden sonraki ikinci büyük tutkusu siyaset, ama eşi siyaset üzerine konuşmaların hiçbirine canlı destek vermiyor, duymak bile istemiyor. 

10 yıldan fazla bir süredir Kuzey Kafkasya'da yaşayan Yves, kesin olarak burada kalmak istediğine karar vermiş.

"Burada, Rusya'da yaşamaktan çok memnunum, ülkenizi seviyorum; burada her şey farklı olsa da. Amerika'da yaşayan kardeşlerim beni davet ettiler. Dallas'ta onları görmeye gittim. Her yerde arabalar, çok şeritli yollar ve yoğun trafik var, herkes sadece iş hakkında konuşuyor ve işi düşünüyor. Bu bana göre değil, büyük şehirleri sevmiyorum. Çok telaşlı bir hayatları var" diyor Yves. 

Ve hala seçtiği kişiye sevgi dolu gözlerle bakıyor, onun hakkında şefkat ve saygıyla konuşuyor: 

"Hayatım ve aşkım burada; Karaçay-Çerkesya'da."

Kaynak: Это Кавказ

Özet Çeviri: Çerkesya Hareketi Haber Merkezi

Çerkesya
Diğer Haberler
  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks