BİR ÜST AŞAMA-1

#92 Ekleme Tarihi 03/10/2015 08:46:45
07 Haziran 2012 Perşembe Saat 23:22   Devlete bağlı “bazı kurumlar” tarafından pekte inandırıcı olmayan nedenler öne sürerek çağrıldığım “görüşmede” bana sorulan soruların içerik ve satır aralarından çıkarttığım sonuçları paylaşmak için öncelikle olayı anlatmak istiyorum. Oturma iznimin uzatılması için daha önceleri hiç karşılaşmadığım bir öngörüşmeye telefonla davet edilmem başta bende kuşku uyandırmamıştı. Oturma izini ile ilgili olduğu için önce oturduğum eve yakın olan ve dönenlerin genelde 'OVİR' adı altında bildikleri kurumun binasına gittim. Fakat iki numaralı kapıyı bir türlü bulamayarak ve sonunda pes ederek dışarıya çıktığımda birinin benimle dalga geçtiği düşüncesine tam kendimi inandırmıştım ki cebimdeki titreşimle düşüncelerime ara vermek zorunda kaldım. “Saat 10'da burada olacaktınız ... geciktiniz.” “Sanırım yanlış anladım, ben OVİRE gitmem gerektiğini düşündüm nedense...Nereye gelmem gerekiyordu?” “OVİRİN eski binasını biliyormusunuz?” “Evet.” “O binada iki nolu oda.” “Tamam on dakika sonra orada olurum.” Kapısına vardığım binanın önünde sigara içen gencin beni gördüğünde sigarasını söndürerek beni koridora kadar takip edişi öncelikle beni simaen tanıdığının kanıtıydı ama telefon görüşmesinde gitmem istenen oda numarasını koridorda ararken arkamdan bana yetişerek: ”Burası...” demesi de doğrusu şaşırtmıştı. İçeriye girdiğimde ufak bir odada duran iki ofis masası hariç birde dosyalarla dolu raflar göze çarpıyordu. Ufak gecikmemin sebebini açıklarken etrafı inceleme şansını sonuna kadar kullandığımı düşünüyorum. Önümdeki masada duran dosyalarda acaba tanıdık bir isim veya resim görebilirmiyim uğraşım, bana koridorda eşlik eden gençten rütbece üstün olduğu tavırlarından belli olan diğer gencin elimi sıkarak oturacağım sandalyeyi göstermesiyle sona ermiş oldu. Adığe olduğunu anladığım gencin, doğduğum gün ve yerden başlıyarak günümüzde meşgul olduğum işe kadar olan süreçle ilgili soruların cevaplarını zaten bildiğini hisettiren bakışlarına rağmen samimi bir şekilde cevaplamaya çalıştım. En ufak ayrıntıyı kaçırmamamıza rağmen tüm hayatımı anlatmam topu topu bir saate sığmıştı. Oda sadece, Adığe olmadığını düşündüğüm ve sigara keyfini bozduğum gencin her ikimizin söylediklerini kelime kelime kağıda yazmasından dolayı bu kadar sürmüştü. Kontrol için, anlattığım bazı yıllara geri dönerek aslında söylemediğim bir takım şeyleri ekleyerek kafamı karıştırmaya çalışmasından tam sıkılmıştımki asıl konuya geldiğimizi belli eden sorular başladı: “Türkiye’de herhangi bir siyasi partiye veya derneğe üye misin?” “Hayır hiçbir parti veya derneğe üye değilim.” “Birleşik Kafkasyacılarla ilişkin varmı?” “Hiçbir ilişkim yok -olamazda çünkü onlarla dünya görüşlerimizin çok farklı olduğunu düşünüyorum.” “Kaffede bakış açın nedir?” “Devlet tarafından yönetilen veya yönlendirilen bir kurum olduğunu düşünüyorum. Rusya’nın etkisi altında oldukları hissi hiç terk etmedi beni niyeyse...” “Neden? Devletin etkisinde olmak kötü müdür?” “Bir STK için tabiki kötü.” Ve sonunda beklediğim soruya sıra gelmişti. “Son zamanlarda ÇERKESYA YURTSEVERLERİ diye bir grup çıktı. Onlar hakkında ne düşünüyorsun?” “Kendimi onlardan biri olarak görüyorum.” “Birde internet siteniz var sanırım?” “Evet, sitemiz cherkessia.net.” “Sende yazıyor musun o sitede?” “Evet vakit buldukca yazmaya çalışıyorum.” “Yazılarını ;ogle çevirttirirsem birşeyler anlar mıyım acaba?” Lafı nereye vardırmaya çalıştığını anlamak ve ortamı birazda yumuşatmak için: “Sanmam ama bir dene istersen ... Bakış açımız bölümünü okumanı tavsiye ederim. Bakarsın sende katılırsın bizlere...” diye cevap verdim. Gülümsemesi amacıma ulaştığımın göstergesiydi. “Çerkesya Yurtseverleri üzerinde bir etkin olduğunu düşünüyor musun?” “Keşke öyle olsa ama sanmıyorum. Yazdıklarımı elbette okuyanlar vardır ama 'etkili' biri olduğumu düşünmüyorum.” “Kimlerle arkadaşlık ediyorsun?” “Son zamanlarda kimseyle arkadaşlık edemiyorum çünkü vaktim olmadığından kimseyle görüşmüyorum.” Verdiğim cevap her ne kadar doğruyduysa da yalan söylediğimi ortaya çıkartmak ve kendilerinde de bazı bilgilerin olduğunu göstermek için atladı hemen: “Açumıj Hilmi'yi nereden tanıyorsun. Abhazyada mı tanıştınız?” “Burada tanıştım.'' “Abhazya'da aynı birlikte değil miydiniz?” “Hayır ben sadece tatil zamanını yanlış seçmişim, savaş zamanına denk geldi.” “3 ay mı tatil yaptın? Hem de Şamil Basayev’in grubunda?” “Operasyonlara yani çatışmalara katılmadım çünkü benim bulunduğum zaman içerisinde çatışma olmadı.” ... “Khuade Adnanla ilişkin nedir?” “Arkadaşım.Uzun zamandır tanışırız.” “Tarihi anavatana ilk olarak Khuade Adnan mı davet etti seni?” “Evet. Ama Tarihi anavatan ne demek ...Burası her zaman benim vatanımdı ve öyle kalacak.” ... Birkaç anavatana dönmüş isim daha telaffuz ederek onlarla ilişkimi ve Çerkesya Yurtseverleri ile olan ilişkilerini sorduysa da o isimlere karşı olan ilgisizliğimi fark etmiş olmalı ki konuyu değiştirdi. “Kaffed'in Rusya tarafından yönlendirildiğini söyledin peki Çerkesya Yurtseverleri kim tarafından yönlendiriliyor?” “Öyle birşey söylemedim, ben sadece öyle olabileceğini düşündüğümü söyledim. Kimse tarafından yönlendirildiğimizi düşünmüyorum...” Cümlemi bitirmeme izin vermeden araya girdi: “Emin misin?” “Eminim.” “Sitenizde Çetao İbrahimde yazıyor değilmi? Yurtseverlerde etkili bir isim mi?” “Etkili derken ne demek istediğini anlamıyorum ama eğer yönetici veya yönlendiren anlamında kullanıyorsan -Değil. O da sadece yazılarıyla katılıyor sitemize. Ama Çerkes halkıyla ve sorunlarıyla ilgili yazan herkesin yazısı yayınlanır zaten sitemizde.” “Konya Kafkas derneğinde faal biri miydin?” “Yöneticilik yapmadım ama Türkiye’deki hayatım Çerkeslerin anavatanlarına dönüşünün şart olduğunun propagandasını yapmakla geçti.” “İnançlı biri misin, namaz kılıyor musun?” “İnançlıyım. Beş vakit kılamıyorum ama elimden geldiğince kılmaya çalışıyorum.” “Bu günlük bu kadar, daha sonra sorularımız olduğunda tekrar çağırabiliriz.” “Memnuniyetle cevaplarım.Yanlış tanınmamızı istemem....” İlgimi çeken bir soruda 'İHA' ile ilgili olandı. Bildiğim kadarıyla haber ajansı olduğunu söylediysem de ısrarla bu konu üzerinde durmasını nasıl yorumlayacağımı bilemedim doğrusu.   Devam edecek...
  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks