Hilmi İle Son Gelişmeler Üzerine Taner Aday

#7257 Ekleme Tarihi 29/07/2021 02:21:27

-Hilmi, geçen konuşmanda, politik dayanışma, dostluklar üzerine birşeyler demiştin. 

HİLMİ: Evet. Bugün yaşananlar açısından bakınca, bu konuda bazı -bilinen- olayları gene hatırlatmak gerekiyor gibi.

- Nasıl yani?

HİLMİ: Nasıl mı? Bugün herkes, Orta-Doğu'da yeni devlet oluşumundan söz ediyor. Kürtlere de böyle bir “olanak” doğmuş gibi. Hatta tüm dünyada bir “yeni düzen” tasarımı da söz konusu. Başı çeken ülkeler gene, ABD; Rusya; Çin, biraz da AB

- Yani yeni dostluklar mı kuruluyor?

HİLMİ: Evet, bu olabilir; ama önce eski dostlukların bozulduğunu görüyoruz. Herkes hep bir ağızdan, “Suriye'de emperyalizmin oyunları'ndan” söz ediyor. 

Asıl olan ise, 70 yıllık bir “dostluğun” bozulduğudur. Bu kavgada olan gene kürtlere, bir de, bölgedeki diğer halklara oldu.

Sözünü ettiğim dostluk, Suudi Arabistan ile Batı'nın; daha doğrusu, ABD nin dostluğunun bozulmasıdır. Galiba bir konuşmamızda, ABD'nin daha 1948 yılında, Suud ailesini bir devlet olarak, BM bünyesine kurucu üye sıfatı ile aldırmış olduğunu söylemiştim.

Suud Ailesi, BATI'ya enerji sağlıyordu. Bunun karşılığında da, Batı'dan aldığı “teknik” yardımlarla, bölgede “istikrar”(durulma) sağlıyordu. Batı da Suudilerin gene bölgede, Suudi Arabistan'da yaptıklarına göz yumuyordu. Hatta bazı NATO Karargahı Belçika gibi batı ülkelerinde büyük cami yapmalarına bile göz yumuyordu.

Ama, artık petrolün, ABD ile AB için o kadar büyük bir önemi yok. Bugün dünyanın en büyük petrol üreticisi ABD dir, Suudi'ler değil! Bu da şu anlama geliyor. Suudi Arabistan ile ABD artık iş ortağı değil, ticari rakip oldular. 

ABD, Arduvaz Taşı denilen; yada Kayağantaş denilen, koyumaviye çalan, kömürümsü bir taştan -ki bu taştan Arizona ile Sierra-Nevada da dolu- yağ çıkarıyor (Slate Oil). Bu enerji branşında devrim niteliğinde bir gelişme.

Eskiden pahallı, az bulunan bir madde iken, şimdi heryerde bulunan bir maddeye dönen Ham Petrol, ilginçliğini yitirdi. Birkaç ay öncesi Barrel fiyatı 120 USD olan Petrol şimdi sadece 40 USD. İşte rekabetin kaynağı !

-Yani Suudiler petrolü ucuzlattı mı? Bunun bölgeye, politikaya etkisi nedir?

HİLMİ: Petrol Ticareti, Suud Ailesine büyük boyutlarda zenginlik sağladı. Onlar da bu zenginlikten, önce aile, sonra da idare ettikleri topluluğa kısmi pay verdiler. Bu arada Twitter, Apple,eBay gibi internet devlerinden, Paris SG, Liverpool, Monako, Mancheste United gibi futbol kuluplerinden, birçok hava yolü şirketinden hisseler satın aldılar. Bunun bir nedeni vardı elbet.

-Ne gibi?

HİLMİ: Arabistan'da Petrol var; ama su yok! Tuzlu Su'dan Tatlı Su elde etmek için petrol çıkarmak kadar masraf ediliyor. Bu tesisler de çok masraflı. Kralın 600 çocuğunun (!) herbirinin 50-60 8 silindirli lüx arabasını da eklersen, hava kirliliği, çevre kirliliği belirginleşir.

Suud Ailesi'nin iktidarı, işte bu “dağıtım” ile ayakta durmaktadır. Onun, bizde çok gecikmiş, basit, ilkel bir kopyası işbaşında. Ama bu konumuzla ilgili değil.

- Politikaya gelecektik.

HİLMİ: Girdik bile! İşte bu ABD ile girilen rekabette, Suud Ailesi kapılarını Çin'e açtı. O yetmedi, Hindistan'a! ABD nin en büyük alacaklısının Çin olduğunu söylemiştim. Suud, ABD yi kızdırmak için Petrol fiyatlarını aşağı çekince, Devlet Kasası da önemli eksiler yazmaya başladı. IMF raporuna göre %20 olduğu söyleniyor. Bu rakam başka bir ülkede olsa iflas ederdi. Örneğin Yunanistan %11 e çıkınca iflas etti. 

Suudiler, uzlaşma yerine çatışmayı tercih ettiler. OPEC'in, (Petrol ihrac eden ülkeler) “üretimi kısalım” demesine rağmen, pazara petrol süren Suudi Arbistan, onlarla da sürtüşmeye girdi. Bir anlaşma olmadı. Bu Suudiler için olumlu sonuçlanmayabilir. Aynı Venezüela'daki “sosyalistler” gibi. Orada da sosyalistler petrolü ucuzlattıklarından iktidarı kaybettiler. Birden bire, dağıtılan devlet yardımları kesilince, halk ta sosyalist olduğunu unutuverdi! Sovyetler'de de başka mı olmuştu?

-Şimdi politikaya gelelim

HİLMİ: Evet. Aslında ABD Suud ailesine Irak'taki Saddam Rejimini devirerek bir işaret vermişti. Saddam, onlar için nefret ettikleri “tarihi düşmanları” şimdiki Şii, o zamanlar Farsi'lerle aralarında bir “Çin Seddi” idi. Tesadüf bu ya, birden Arabistan'da Vahabilik sanki hortladı. AL KAİDE, Usama Bin Ladin‘in etrafında örgütlendi. Şimdi de IŞİD, Suudi Arabistan'ın kuzeyinde(!).

Düşün, Lübnan'ın güneyinden, Şam üzerinden Bağdat'a, oradan da Tahran'a uzanan bir Şii çizgi, Suud Ailesini rahatsız ediyor. Bu arada Bahreyn'de, Yemen'de, Birleşik Arab Emirliği'nde yaşayan Şiiler de, aynı Türkiye ile Suriye'de yaşayan Aleviler gibi “rahatsızlık” verici.

ABD tarafından “tek edilmiş”, Şiiler tarafından kuşatılmış Suud Ailesi, bir yandan eski Aşiret kavgaları ortamına, diğer yandan da Şii-Sünnii savaşına hazırlanıyor. Bu korku onları daha da tedirgin ediyor.

-Bunun bizimle ilgisi nedir?

HİLMİ: Tayyip, işte bu gelişmeleri dikkate almaksızın, ABD nin dolduruşu ile, BÖLGEDE bir güç olabileceğini sandı. BOP başkanlığı filan. Bu da Arapları kızdırdı. Finans desteklerini çektiler. Tayyip de, gene ABD desteği ile, IŞİD haydutlarını, destekledi, destekliyor. Ama evdeki hesap pazara uymadı. İşte politikada denklem konusu. Tarihte olduğu gibi politikada da abc değil, a,k,b, h, c olabiliyor!

-Yani bölgede yeni devletler, yeni “dostluklar” mı demek istiyorsun?

HİLMİ: Evet. ABD deki sözümona Neo-Konservativ (Yeni Tutuculuk) akım, Tahran ile yakınlaşıp, Riad'daki Suud idaresine son vermeyi açıkça dillendiriyor bile. Bu nedenle de Suudi Arabistan'daki İnsan Hakları ihlalleri birden basında yer almaya başladı.

-Sorun nerede?

HİLMİ: Suudi Arabistan, BM daimi üyesi olarak, Viyana'daki, Suriye'de savaşan tarafların Silah bırakışması görüşmelerinde birlikte oturuyor. Tabii ki Diktatör Esed'e karşı,“sünni tarafın” destekçisi olarak(!). IŞİD‘e karşı da, tercih edilmesi gereken, güçlü bir devlet olarak. Aynı Vahabi ideolojisini savunmalarına rağmen, kendilerini yıkmak isteyen IŞİD'e rakip.

Gördün mü? Demek ki ne Türkiye; ne de Mısır bu rolü oynayabilir. İşte BATI bu noktada hazırlıksız yakalandı. Şimdi Türkiye de, aynı Mısır gibi, bir boşluğa bırakıldı.

İşte bu boşlukta, kürtler, özellikle PKK “yeniden” bir rol üstlenmek istiyor. Ama henüz kendi kaderinin, HDP ye bağlı olduğunun da bilincinde değil. O, TC yi, savaşla tehdit ederek, elindeki son politik olanağı da harcıyor. Konu TR olunca, ne AB; ne de ABD onlara yardım eder! 

Sonuç olarak: Bu savaş, bazılarının dediği gibi 10 yıl değil, bu koşullarda 30 yıl daha sürer. Sona erdirecek olan da, sadece ama sadece, aklını kullanan, politik davranmayı bilen, soğukkanlı bir demokratik hareket tarafından sağlanır. Bu hareketin tek hedefi, toplumsal barış ile bu barışın güvencesi olacak olan LAİK BİR DEVLET yapısıdır. Bunun işaretleri de görülüyor. 

Ağzım kurudu. Süre de azaldı. Hadi Baş Küp'ten, Boş Küp'ten doldurduğumuz yeter! Biraz da şişeden gidelim. Bakalım ne kadar derinmiş.

  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks