
Bu fotoğraf yeni. Adığe Cumhuriyeti'nde, Adığe Xase'de çekildi. Sağda duvarda bir "Çerkesya Haritası" var. Bu harita, Çerkesya'nın her yerinde: Kabardey Balkar ve Karaçay Çerkes Cumhuriyetlerinde evlerde, dükkanlarda, Adığe Xase'lerde duvarlara asılıdır.
Yani Çerkesya vatanda da meşrudur ve yasaldır.
Birileri, Çerkesya'nın yasal olmadığını, tepki çektiğini söylüyor, özellikle gençleri Çerkesya'ya sahip çıkmamaya, "Çerkesyacı"lardan uzak durmaya çağırıyor; yoksa "başınıza bela gelir" diyorlar.
Yalan söylüyorlar! Çerkesya hem bizim vatanımızdır, hem de Rusya Federasyonu anayasasına göre bir hak olarak dile getirilebilir.
ÇERKESLERİN VATANI ÇERKESYA'DIR...
İnsanoğlu tarih boyunca hep bir aidiyet arayışı içinde olmuş, ait olduğu yeri "vatan" bellemiş, onu doğal ve doğal olmayan düşmanlarına karşı korumuştur.
İlk insanın mağarası veya derme çatma kulübesi onun "vatanı"dır. Burada varlığını koruma altına almaya çalışmış, yaşam savaşı vermiş, neslini devam ettirmiştir.
Ama, vatanı da onu yeniden yaratmış, dış görünüşünden iç dünyasına kadar her şeyini şekillendirmiştir.
Biz Çerkesler, "Çerkesya coğrafyası"nda Çerkes olduk. Dilimiz, kültürümüz, gelenek göreneklerimiz bu topraklarda şekillendi.
Ama o coğrafya da bizimle Çerkesleşti, Çerkesya oldu.
Çerkesya'nın her santimetrekaresi, ağaçları, ormanları, nehirleri ve dağları tanır bizi.
Rüzgarları, ormanlarının ve ağaçlarının hışırtısı, esen rüzgarların uğultusu, akar suların şırıltısı dilimizde sestir bizim.
Biz Çerkeslere yapılan en büyük kötülük, sadece ait olduğumuz coğrafyadan, vatanımızdan sürülmemiz değil; Çerkesya'mızın beyinlerimizden ve bilincimizden silinmesi, yerine başka coğrafyaların ikame edilmesi, bu coğrafyalara aidiyetlerimizin güçlendirilmesi ve bunların bize "yeni vatan"lar olarak benimsetilmesidir.
Yıllarca, vatanımızdan "anavatan" veya "atavatan" diye bahsettiler bize. Yetmedi içerisinde onlarca halkın yaşadığı bir coğrafyanın: Kafkasya'nın anavatanımız olduğunu anlattılar.
Peki bizim, tarihi bu kadar eski, 5000 yıl önce bir medeniyet, bir kültür kurmuş halkımızın: Çerkeslerin ( Adığelerin ) bir vatanı yok muydu? Uzaydan mı geldik biz?
Vardı ve adı Çerkesya'ydı. Ama Çerkes halkını ve Çerkesya'yı yok eden, asimile eden, Çerkes halkından insan devşiren güçler Çerkes kimliğinin vatanı ile buluşmasını istemiyorlardı.
Bu nedenle vatanımızdan "bir masallar ülkesi" gibi bahsettiler hep. Kurdukları siyasi kurumları ve statüyü kabul etmemizi; içerisinde yaşadığımız ülkeleri "vatan" bellememizi istediler.
Bu nedenle vatanımız Çerkesya'yı hiç ağızlarına almadılar. Orası tarihimizdi, geri gelmeyecek geçmişimizdi bizim. "Atavatanımız" veya "anavatanımız"dı. Şimdi "yeni vatan"ımızda yaşıyorduk.
Tarihçilerimiz, kurumlarımız, büyüklerimiz... bu bilinçli çarpıtmanın; Çerkes halkının, Çerkes kimliği ile geleceğini örgütleyebileceği tek coğrafya olan Çerkesya'ya aidiyetini körelttiğini, asimilasyonun bir aracına dönüştüğünü, parçaladığını göremediler.
Ama işte bu uğursuz devri kapatmaya ve geleceğin köşe taşlarını döşemeye başladık. Ve 13 Haziran 1861, bu geleceğin en önemli sembol günlerinden biridir.
Çünkü 13 Haziran 1861'de atalarımız birlik ve modern bir toplumsal örgütlenme olmanın, uluslaşmanın ilk adımlarını attılar.
Bu mirasa sahip çıkmak, yeniden Çerkesleşmemizin itici gücü olacak ve geleceğimizi bu aidiyet üzerinde inşa edeceğiz!...
Önümüzdeki günlerde 13 Haziran 1861'i ve tarihimizdeki önemini anlatan bir yazı dizisine başlayacağız.
Herkesi bu onurlu tarihe sahip çıkmaya, 13 Haziran'a hak ettiği önemi ve değeri vermeye, bir ulusal gün olarak: "ÇERKESYA GÜNÜ" olarak kutlamaya çağırıyoruz.
Çerkesya bir masallar ülkesi değil, geleceğimizdir...
Çerkesya Hareketi Haber Merkezi