AVRUPA PARLAMENTOSU'NDA ÇERKES GÜNÜ ÜZERİNE

#595 Ekleme Tarihi 06/11/2015 04:32:55
6. AVRUPA PARLAMENTOSU’NDA ÇERKES GÜNÜ ÜZERİNE
Değerli okurlarımız,
Geçen sene ciddi tartışmalara neden olan 5. geleneksel „AP’nda Çerkes Günü” etkinliği sonrasında kaleme aldığımız „değerlendirme“ yazımızda şunları söylemiştik: „Birilerinin Cherkessia.net’i yaşanan tartışmaların nedeniymiş gibi göstermeye çalışmaları ‚mızrağın artık çuvala sığmıyor’,  ‚sorunun üstü örtülemiyor’ olması ve yanlış yapanların ‚günah keçisi’ arama çabasıdır… Kimse kimseyi kandırmaya çalışmasın! Sorun, asıl olarak, bu etkinliği örgütleyenlerle Anavatanımızdaki insanlarımızın ve kurumlarımızın ‚Çerkes kimdir?’ sorusuna verdikleri yanıtların farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Bu etkinliği örgütleyen Euroxase ‚Çerkes herkestir’ diye düşünüyor. Ama Adıge, Abhaz, Oset, Çeçen bayraklarının birlikte dalgalandığı ve konuşmacıların ‚Çerkes halklarından Adıge-Abhaz grubunun...’ diyerek sorunlarımızı tartıştıkları bir etkinlik ‚Çerkes Günü’ değil; olsa olsa ’Kafkas Günü’ olur. Diaspora, şu veya bu konuda anavatanımızdan farklı düşünebilir; farklı politikalar geliştirebilir; hatta gün gelir dişe diş bir mücadele içine de girebilir, ama kimlik konusunda farklı düşünemez. O zaman sorarlar: ‚Siz kimin diasporasısınız?’ ve ‚kimin adına konuşuyorsunuz?’ diye. Aynı şekilde, Anavatanımız, Çerkeslerin sorunlarının Kuzey Kafkasya Halklarının sorunları başlığı altında veya birlikte tartışılmasını istemiyor ve Abhazya’nın sorunlarının Çerkes sorunlarından ayrı ve kendine mahsus formatlar çerçevesinde ele alınması gerekir diyor. Avrupa’da yaşayan insanlarımız da artık kimlik sorununu aşmalı ve Çerkes (Adıge) halkını en iyi nasıl temsil edebilirizi, sorunlarını ve çıkarlarını ilgili uluslararası kurumlarda nasıl daha iyi anlatabilirizi tartışmalı, böylesi önemli etkinlikleri en geniş katılımla örgütleyebilmenin ve sesimizi dünyaya duyurabilmenin yollarını bulmalılar...’ Umarız bizi yıllardır oyalayan kimlik konusunda netleşir, birlik ve beraberlik içinde Çerkes kurum ve kuruluşlarının mümkün olan en geniş katılımını sağlar ve gelecek seneden itibaren ‚Avrupa Parlamentosunda Çerkes Günü ve Çerkesya’ başlığı altında örgütlerler. Çünkü düğümün çözümü, netleşmenin aracı ve bizi/kurumlarımızı herhangi bir ülkeye veya düşünceye angaje olmaktan kurtaracak anahtar sözcük ‚Çerkesya’dır...“ Aradan bir sene geçti. 6. Avrupa Parlamentosu’nda Çerkes Günü etkinliği, 7 Kasım 2011 Pazartesi günü, “Avrupa’da Yaşayan Çerkeslerin Sorunları ve Avrupa Parlamentosu’ndan Beklentileri” başlığı altında düzenleniyor. Moderatörlüğünü Sayın Levent Sürer’in yapacağı etkinliğe davet edilenler ve bu davetlilerin, “Açış Konuşmaları”dan sonra yapmayı planladıkları sunumların başlıkları şöyle:
  1. Hamburg Etnoloji Müzesi’nden Prof. Dr. Wulf Köpke, “Çerkesler ve Soçi Olimpiyat Oyunları”.
  2. ABD, California-İrvine Üniversitesi ve California Adıge Khase’den John Haghor, “Çerkes Hareketi’nde Avrupa’nın Rolü”.
  3. ABD, California Adıge Khase’den Cicek Chek, “Uluslaşma Sürecine Çerkes Örgütlerinin Rolü”.
  4. Avusturalya, Adıge Khase’den Alan Ajamirza, “Avusturalya’da Yaşayan Çerkesler”.
  5. Türkiye, KAFFED Başkanı Cihan Candemir, “Çerkes Soykırımı ve Kafkasya’dan Sürgünü”.
  6. Türkiye, Kafkasyalı Yazarlar Derneği adına Yalçın Karadaş, “Diaspora Çerkeslerinin Türkiye’den, Rusya’dan ve Avrupa Parlamentosu’ndan Beklentileri”.
  7. Adıge Cumhuriyeti, Krasnodar Adıge Khase’den Asker Sokht, “Anavatanda Yaşayan Çerkesler”.
  8. ABD, New Jork Uluslararası Çerkes Enstitüsü Başkanı İjad Youghar, “Günümüzde Adıge Khase’lerin Sorunları”.
  9. Türkiye, Abhazya’nın Dostları’ndan Sezai Babakuş, “Abhazya’nın Bağımsızlığı-Dünü ve Bugünü”.
  10. İsrail, Kfar Kama, Radio Adiga’dan David Shukan, “Asimilasyon ve Örgütlerimizdeki Sorunlar”.  
  11. Türkiye, Euroxase Başkan Yardımcısı Yaşar Aslankaya, “Avrupa’da Yaşayan Çerkesler ve Avrupa Parlamentosu’ndan Beklentileri”.
  12. Türkiye, Kafkasya Forumu’ndan Sencer Busun, “Çerkes Diasporasında Politik Aktivizm”.
Geçen seneki etkinlikle karşılaştırıldığında bu sene daha geniş bir katılımın sağlandığı görülüyor. Aynı çatı altında abdest bile almayan ve birbirlerini kah Rusya’nın, kah Kuzey Kafkasya’yı karıştırmak isteyen güçlerin “şeyi” olmakla suçlayanların bu etkinlikte yanyana gelebilecek olmaları büyük bir olgunluk ve olumluluktur! Ama etkinliğin kamuoyuna vereceği mesajdaki muğlaklık devam ediyor. Veya verilmesi gereken mesaj “konu çokluğu”nda kaybolmuş! Sonra, Abhaz Sorunu-Abhazya yine programa alınmış. Fakat “Avrupa Parlamentosu’nda Çerkes Günü”nde Abhazya’nın anlatılması, Abhaz Sorunu’nun Çerkes Sorunu’ymuş veya onun bir parçasıymış gibi tartışılması doğru değildir. Bu, Çerkes Sorunu’nu bulanıklaştırmaktan ve Abhazya Sorunu’ndaki tavrı bilinen Avrupa’nın Çerkes Sorunlarına mesafeli durmasından başka bir işe yaramaz. Hatta ancak Avrupa’nın Çerkes Sorunu’nda inisiyatif almasını ve Çerkeslere destek vermesini istemeyenler Abhaz ve Çerkes Sorunlarını birlikte gündeme getirirler. Bu yanlışın bu sene de yapılıyor olmasını anlamak ve kabul etmek mümkün değil!  Bizler, Cherkessia.net olarak, Çerkes Sorunu’nun Abhaz Sorunu ile birlikte ele alınmasını veya genel bir Kafkasya Sorunu’nun parçasıymış gibi sunulmasını ve “Kafkasya”nın olur olmaz yerde kullanılmasını, mesela “anavatan Kafkasya” denmesini doğru bulmuyoruz. Bu durumda “genel” olan ile “özel” olan birbirine karışmakta ve özel olan Çerkes Sorunu, genel Kafkasya Sorunları ile daha da içinden çıkılmaz bir hale gelmektedir. Bir Bulgar anavatanı için “Balkanlar” demez, Bulgaristan der. Bulgaristan’ın da bir parçası olduğu Balkanların sorunlarını başka başlıklar altında ele alır. Keza bütün Afrika ülkelerinin ortak sorunları olsa da, her Afrika ülkesinin kendi özgünlüğü vardır ve mesela Libya Sorunu ile Sudan Sorunu aynı başlık altında tartışılmaz. Aynı şekilde “Çerkes Sorunu” başlığı altında Avrupa’da, Türkiye’de veya herhangi bir diaspora ülkesinde yaşayan Çerkeslerin “yerel” ve “özel” sorunlarının tartışılmasını da yetersiz/yanlış buluyoruz. Türkiye’de, Avrupa’da veya dünyanın herhangi bir ülkesinde yaşayan Çerkeslerin elbette ki kimi özgün sorunları vardır, ancak bu sorunlar talidir. Çerkes Sorunu’nun çözülmesi ile bu özgün sorunlar da çözülecektir. Bu nedenle böylesi platformlarda „yerel“, „özel“ veya „özgün“ sorunlar değil; „Çerkes Sorunu“ dile getirilmelidir. Çerkes Sorunu, “Rusya’nın Çerkesleri Soykırımdan geçirmiş, anavatanlarından sürmüş, tarihsel vatanları Çerkesya’yi yoketmiş olması ve Çerkeslerin bugün diasporada onlarca ülkede, anavatanlarında 5 farklı siyasi birimde bölük-pörçük bir şekilde yaşamaları, bu nedenle asimile olmaları”dır. Çerkes Sorunu’nun çözümü ise “Rusya’nın Çerkesleri Soykırımdan geçirip anavatanlarından sürdüğünü kabul etmesi, Çerkes halkından özür dilemesi; diasporada yaşayan Çerkeslerin, Çerkes soykırım ve sürgününde sorumluluğu olan ülkelerin de maddi-manevi katkılarıyla, anavatanlarına dönüşlerinin örgütlenmesi ve Çerkesya’nın yeniden inşa edilmesi” demektir. Bunların Avrupa Parlamentosunda hiçbir yanlış anlamaya neden olmayacak kadar net ve açık bir şekilde dile getirilmesi gerekmektedir. Avrupa Parlamentosu’nda Çerkes Günü etkinliğine bizler de Cherkessia.net olarak katılmak ve düşüncelerimizi dile getirmek istedik. Hatta aldığımız olumlu yanıt üzerine bizi Brüksel’de temsil edecek arkadaşlarımızın kimlik bilgilerini ve yapacağımız sunumun taslağını da kendilerine göndermiştik. Ama “organizasyon komitesi” daha sonra tavrını değiştirerek bizim etkinliğe katılmamızı istemediklerini bildirdi. Eğer katılsaydık, yapacağımız sunum aşağıdaki gibi olacaktı:  “Değerli Konuklar, Öncelikle bizlere burada bulunma ve sizlere sorunlarımızı-özlemlerimizi anlatma olanağı sunduğunuz için emeği geçen herkese, izleyicilere ve konuklara içtenlikle teşekkür ederiz. Biz Çerkesler ( Adıgeler ) anavatanımız Çerkesya’nın yerli halkıyız. Çerkesya’da doğduk, büyüdük ve bir halk olduk. Dilimiz, dinimiz ve gelenek göreneklerimiz, üzerinde ezelden beridir yaşadığımız o topraklarda şekillendi. Ama Rusya İmparatorluğunun 18. ve 19. yüzyıllardaki genişleme ve sıcak denizlere ulaşma politikası halkımız için bir felaket oldu. 1763 yılında başlayıp 1864’te sona eren Rus-Çerkes savaşları sonunda Çerkesya yokedildi; Çerkes halkı soykırımdan geçirildi ve topraklarından sürüldü. Savaştan sonra anavatan Çerkesya’da kalabilen nüfusumuz % 5’ten bile azdı. Aradan neredeyse 150 yıl geçti. Bugün anavatanında 5 farklı siyasi birime bölünmüş ve diasporada onlarca ülkeye dağılmış olarak yaşamak zorunda kalan halkımız yokolma tehlikesi ile karşı karşıya; ama Rusya Federasyonu soruna gözlerini kapıyor, sesimizi duymuyor. Bu nedenle sesiimizi dünyaya duyurmaya çalışıyor; demokratik ülkeleri ve kurumları yanımızda görmek istiyoruz. Çerkesya geçmişte olduğu gibi bugün de Avrupa’nın bir parçası ve Çerkesler de Avrupalı bir halktır. Hatta bugün Avrupa’nın ulaşmış olduğu kültürel ve insani değerler bizim “toplumsal değerler toplamı” olarak da formüle edilebilecek Xabzelermizde yüzyıllardır yaşamaktadır. Biz Yurtsever Çerkesyalılar, geleceğimizi gelenek göreneklerimizle, değerlerimizle örtüşen; toplumsal karakterimize en uygun; insan hak ve özgürlüklerine sahip Avrupa’da örgütlemek istiyor; Avrupa’nın bir parçası olacak Çerkesya’nın yeniden inşa edilmesinin tarihsel hakkımız, uluslararası toplumun görevi ve geleceğimizin garantisi olduğuna inanıyoruz.  Bunun mümkün olabilmesi için, öncelikle Rusya İmparatorluğunun yasal mirasçısı olan Rusya Federasyonu’nun, Çerkesya’nın yokedildiği; Çerkes halkının soykırımdan geçirilerek sürgün edildiği gerçeğini kabul etmesi gerekmektedir. Bundan sonra, Rus-Çerkes savaşları başlamadan önceki sınırları esas alınarak Çerkesya yeniden kurulmalı; onlarca ülkeye dağılmış bir şekilde yaşayan halkımıza “sürgün halk” statüsü verilmeli, “çifte vatandaşlık hakkı” tanınmalı ve anavatanımız Çerkesya’ya dönüşleri örgütlenmeli, bu kitlesel dönüşün maddi ve manevi altyapısı hazırlanmalıdır. Avrupa’nın demokratik devletlerinin, kurum ve kuruluşlarının, örgütlerinin ve parlementerlerinin binlerce yıllık geçmişi ile insanlığın bir zenginliği olan Çerkes halkının sorunlarına seyirci kalmayacağına ve yokolmasına izin vermeyeceğine inanıyoruz. Değerli Parlementerler ve Konuklar, “Çerkes sorunu”, bizim ve Rusya Federasyonu’nun olduğu kadar; Avrupa’nın ve insanlığın da bir sorunudur. Avrupa Parlamentosunda kurulacak bir “Çerkesya ve Çerkes ( Adıge ) Komisyonu” eliyle sorunun çözülmesi için bir altyapının hazırlanması mümkündür. Aynı şekilde, Çerkes örgütlerinin maddi ve manevi olarak desteklenmeleri Çerkes Sorununun çözülmesi sürecini hızlandıracaktır. Biz Çerkesler geleceğimizi Avrupada görüyor, içerisinde Çerkeslerin da olduğu bir Avrupa’nın daha güzel olacağına inanıyor ve sizlerin de buna inanmanızı istiyoruz.  Saygılarımzla.” Son olarak şunu söylemek istiyoruz: Herkesin, düzenlediği etkinliğe istediği kurumları ve isimleri davet etme hakkı var, buna saygı duyuyoruz; ama Çerkes ( Adıge ) halkının kimliğinin, geleceğinin ve Çerkesya’nın en tutkulu ve en tutarlı savunucuları Çerkesya Yurtseverleri’nin olmadığı bir Çerkes etkinliği “eksik” olur... Organizasyonda emeği geçen herkese ve katılımcılara başarılar diliyor, saygılar sunuyoruz.
  Çerkesya Yurtseverleri, 04. 11. 2011
Bakış Açımız
Diğer Haberler
  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks