'Ben Çerkesim' Demek Politik Bir Tavır... Çözümdür!

#7890 Ekleme Tarihi 24/01/2022 01:25:35

Çerkes (Adığe) aktivistler 3 sene önce Karaçay-Çerkesya'da toplanıp “Çerkes Aktivistleri Koordinasyon Konseyi” isimli yeni bir platform kurmuşlardı. Fazla duyulmadı...

Platform, Cherkessk'teki toplantıdan sonra önceliklerden birinin, Çerkes halkını yapay olarak dört farklı gruba bölen etnik terimlerin -Adigeler, Kabardeyler, Shapsughlar ve Çerkesler- kullanılmasına son vermek için bir kampanya örgütlemek olduğunu duyurdu. 

"Çerkes" kimliği altında birleşme, birlik olma çağrısı yapıldı. 

Çerkeslere binlerce yıl boyunca, kendileriyle iletişim kuranlar tarafından birçok isim verildi: Zigiler, Kassoglar, Petihorciler...

“Çerkes” terimi, 2000 yıl önce Yunan kaynaklarında: Strabon'da 'Kerketler'; 13. Yüzyıldan sonraki yazılı belgelerde ise 'Çerkesler' olarak görülmeye başlandı. Mesela 15. yüzyılda, Memlük-Burji hanedanı ve Egypto-Suriye İmparatorluğu bu terimi kullandı. 

17. yüzyılda “Çerkes" terimi, diğer dillerdeki bütün isimlerin önüne geçti ve tüm dünyada Çerkes halkını ve ülkesini tanımlar oldu. 

18. 19. yüzyıllarda, Rus-Çerkes savaşları boyunca, dünya halklarının hafızalarına kazındı. 

Kimlerdi bu Çerkesler? 

Kuzey Kafkasya'da yaşayan ve Adığe dilini konuşan etnik topluluklardı. Ortak bir ekonomileri ve devletleri yoktu; ama aynı coğrafyada yaşıyor, aynı dili konuşuyorlardı.

Devlet örgütlenmelerinin olmamasının ve/veya bazı tarihsel süreçlerde birlikte-ortak tavır alamamış olmalarının nedeni, Çerkes ( Adığe ) toplulukları olmamaları değil, ulus ve devlet bilincinin olmamasıydı.  

Sovyetler Birliği, soykırımdan ve sürgünden geriye kalan Çerkesleri, yerleşim bölgeleri temelinde örgütleme ve yeni etnik köken yaratma politikası izledi. Çerkesleri idari olarak böldü. 

Bölgelere, hepsi de Çerkes (Adığe) halkını veya Çerkes (Adığe) halkının bir topluluğunu-kabilesini tanımlayan kimlikler verdi ve bu kimlikleri siyasallaştırdı, kurumsallaştırdı. 

Böylece, ileride-gerekli olursa, farklı idari birimlerde yaşayan Çerkesler ( Adığeler ) arasında toplumsal hafızalarında zaten bir yeri olan bu kimliklere-bölgelere sahip çıkacak bir kitle yaratmak ve Çerkes ( Adığe ) halkını bölmek, hatta ekonomik-siyasi çıkarlar ekseninde birbirine düşürmek zor olmayacaktı.   

Çerkes ulusal hareketinin politik bir aktör olarak yeniden sahneye çıkışı DÇB'nin Mayıs 1991'de Kabardey-Balkar Cumhuriyeti'nin başkenti Nalçik'te toplanması ile başladı. 

Bu toplantı çok önemliydi. Çünkü, dünyanın dört bir yanına dağıtılmış Çerkeslerin siyasi olarak birleşmesi anlamına geliyordu. 

Adığe ve Kabardey-Balkar Cumhuriyetleri Çerkeslerinin hükümetler düzeyinde temsil edildiği kongreye dünyanın ve Rusya Federasyonu'nun dört bir yanından gelen delegeler yüzyıllardır bilinen isimleri olan “Çerkes”i yeniden canlandırmaya karar verdiler. 

Moskova tarafından empoze edilen etnik isimleri reddedip Moskova'dan, kendilerini Rusça tek bir isimle tanımlamalarını talep ettiler. 

Temsil Edilmeyen Uluslar ve Halklar Örgütü UNPO'nun, DÇB'nin isteği üzerine, 1997 yılında Rusya Federasyonu Konseyi Başkanı Egor Stroyev’e bir mektup yazarak, Rusya’dan, 1864 Çerkes Soykırımı’nı, Çerkesleri sürgünde bir halk olarak tanımasını ve geri dönüşleri için makul koşulların yaratılmasını talep ettiği mektup tarihi öneme sahipti ve Çerkes Sorunu'nu uluslararası platformlara taşıyordu. Mektup şöyleydi: 

“Halen Karaçay-Çerkes'te yaşayan Çerkeslerin, Kabardey-Balkar'da yaşayan Kabardeylerin, Adığe Cumhuriyeri'nde yaşayan Adığelerin, Krasnodar Kray'da yaşayan Şapsughların yanı sıra, Rusya Federasyonu içinde ve dışında yaşayan, geleneksel olarak kendilerini 'Adığe' olarak tanımlayan, ama başkalarının 'Çerkesler' olarak bildikleri Çerkesleri (Adığeleri), ortak bir dilleri, kültürleri, görgü kuralları ve hepsinden önemlisi tek bir 'Nart Destanları' olması nedeniyle, tek bir halk olarak tanımaya çağırıyorum”.

Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, hangi ülkenin vatandaşı olursa olsun, politik ve dini inancına bakmaksızın kendisini Çerkes olarak kabul eden insanlar arasında derin manevi bağlar olduğunun kesin bir dille kabulü anlamına gelen bu mektup, ulusal vizyonumuzdu. Ulusal vizyonumuzun uluslararası bir platforma taşınmasıydı.

Ama "sihirli bir el" müdahale etti, DÇB'de dengeler değişti, UNPO ile ilişkiler kesildi. Yurtseverler tasfiye edildi... 

Nedenini hala bilmiyoruz! 

Çerkesya Hareketi Haber Merkezi

Bakış Açımız
Diğer Haberler
  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks