Bu Sene Bir Tarih Yazalım ?

Rusya Federasyonu Ankara Büyükelçisi Sayın Aleksey Yerhov'un 13 Şubat 2020 günü İdlip üzerine bir söyleşisinde, 18. ve 19. Yüzyıllardaki Rus-Çerkes savaşlarını İdlip'teki duruma benzeterek tarihi çarpıtması, Çerkes halkını "barbar", "katil", "köle sever" diye niteleyerek Çerkes Soykırımını ve Sürgünü'nü meşrulaştırmak istemesi haklı olarak camiamızı ayağa kaldırdı. Bütün kurumlarımız tek yürek oldu ve Yerhov'un sözlerine tepki gösterdi. 

Özlediğimiz bir "birlik"ti bu! 

Görüyoruz ki, artık "göç mü, soykırım ve sürgün mü?" tartışmaları geride kaldı ve herkes 19. Yüzyıldaki Çarlık Rusya'sının Kafkasya'ya yönelik saldırısını Çerkesya'nın-Kuzey Kafkasya'nın işgali ve soykırım-sürgün olarak tanımlıyor. 

Öyleyse artık, bu sene, söylemdeki bu birliği ve "birlikteysek güçlüyüz" sloganını ete kemiğe büründürebilir, 21 Mayıs'ta Rusya'ya ve dünyaya sesimizi daha güçlü duyurabiliriz. 

Bunun için, 21 Mayıs'ta mutlaka Çerkesya'da da olmalı, diasporada Rusya Federasyonu'nun temsilciliklerinin önünde ve yerelde görünür alanlarda örgütlemeliyiz anmalarımızı. Bütün kurumlarımız ve Çerkes halkının geleceğinden kaygı duyan herkes birlikte hareket etmeli. 

Elbette bunu ilk kez biz dile getirmiyoruz, Çerkes halkının ulusal günlerde birlik olma özlemi gerçekten çok büyük. Buna rağmen birliği şimdiye kadar başaramamış olmamızın başlıca nedeninin:

Birincisi, kurumlarımız ve siyasi "aktörlerimiz" arasındaki "rekabet", Çerkes halkının ulusal çıkarlarının bu "rekabete"e kurban edilmesi ve "Çerkes halkını temsil " iddiası veya yarışı...

İkincisi de, örgütlülüklerimizin-kurumlarımızın ve pratik sürecin dışında olan-kalan tek tek insanlarımızın "gelişi güzel" eleştirileri olduğunu düşünüyoruz. 

Ki Yerhov'un çirkin sözleri sonrasında da yine böyle "gelişi güzel" eleştiriler oldu. "Kaf Fed neden pratik bir adım atmıyor" veya "Abhaz kurumları neden bir açıklama yapmıyor" gibi. 

Halbuki Kaf Fed belki de uzun zamandır ilk kez böyle hızlı ve doyurucu bir tepki gösterdi. Ve henüz pratik olarak ne yapacağını bilmiyoruz. Bu aşamada herkesin daha yapıcı eleştiriler yapması ve öneriler dile getirmesi gerekmez mi? 

Abhazların neden tavır almadıklarını bilmek için ise kahin olmaya gerek yok. Geçen sene Rusya Federasyonu'nda Anadil ile ilgili yapılmak istenen yasa değişikliğine karşı hazırlanan ortak basın açıklamasına da imza atmamışlardı. Ve Gürcistan'ın Abhazya'nın varlığı için hala bir "tehdit" olması nedeniyle Abhazya Cumhuriyeti'nin Rusya Federasyonu ile ilişkilerini gerecek adımlar atmamasından daha doğal bir şey olamaz.

Abhazya'yı başka bir çok konuda eleştirilebiliriz, ama "neden hep ( özellikle Rusya Federasyonu'nu eleştirirken ) bizim yanımızda olmuyor, neden hep bize destek vermiyor" tarzında eleştiriler gerçekçi değil, Abhaz halkı ile Çerkes halkı arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine de bir katkısı yok.    

Biz diyoruz ki, gelinen aşamada, "bu sene, hayatın akışını değiştirebilir, tarih yazabiliriz". Özellikle 21 Mayıs Çerkes Soykırımını ve Sürgününü Anma Günü"nde birlik olarak. 

Amaç, siyasi reklamımızı yapmak, slogan yarıştırmak olmamalı. Çerkesya'da olduğu gibi, bayraklarımızdan, Çerkes Soykırımı ve Sürgünü'nü anlatan pankartlardan başka hiç bir bayrak, pankart, döviz... taşımamalı ve 21 Mayıs ile ilgili olmayan, "grup veya kurum olarak" siyasi tavrımızı görünür kılmaya yarayan slogan atmamalıyız. 

21 Mayıs ulusal bir gündür, "Çerkes Soykırımı ve Sürgünü Günü"dür. Bu günün anlamına ve önemine uygun olarak muhatabımızın ve dünyanın karşısına ulusal birliğimizi sağlayarak çıkmalı, birbirimizle yarışmamalı, muhatabımıza derdimizi açık ve net bir dille anlatmalıyız. 

Bu konuda duyarlı olan herkese görev düşüyor. Derneklerimizde-kurumlarımızda çalışanlar, sosyal medyada aktif olanlar şimdiden "21 Mayıs'ta birlik" olmak ve muhatabımızın karşısına çıkmak istediğimizi dile getirmeli, kurumlarımıza baskı yapmalılar.

Bu sene tarihin akışını değiştirebilir, tarih yazabiliriz, Hep birlikte! 

ÇERKESYA HAREKETİ

16. 02 2020