Çerkesya Hareketi: “Çerkesya’nın Yeniden İnşası” Ne Demektir?

#9391 Ekleme Tarihi 16/05/2023 09:01:10

Rusya Ukrayna savaşının gölgesinde yapılan kimi açıklamalar ve atılan bazı adımlar nedeniyle birilerinin kafaları karıştı. Bu nedenle bizim "Çerkesya'nın Yeniden İnşası"ndan ne anladığımızı ve anlattığımızı bir kez daha yayınlıyoruz.

Çerkesya Hareketi, Çerkesya Yurtseverleri olarak siyaset sahnesine çıktığı ilk günden beri "Çerkes kimliği"ni, "vatanı Çerkesya"yı; "Çerkes Ulusal Siyaseti"nin bu iki kavram üzerinde şekillenmesi ve bir "uluslaşma" "vizyonumuz"un olması gerektiğini anlatıyor. Çünkü, bugün dünyada var olan etnik topluluklar eğer ulusal topluluklara dönüşmez, "ulus" olamazlarsa başka ulusların içinde eriyip yok olacaklar. 

Peki nedir ulus olmak? Veya nasıl ulus olabiliriz?

Siyaset bilimi bir etnik topluluğun ancak, ortak bir dili ve vatanı varsa; ortak bir tarihe ve kültüre sahipse; iktisadi birliğini sağlamışsa ve birlikte yaşama ülküsü varsa ulus olarak tanımlanabileceğini söylüyor. Bu nedenle biz ilk günden beri ulusal kimliğimizi güçlendirecek, uluslaşmamızın siyasi-kültürel ve psikolojik altyapısını hazırlayacak değerleri güçlendirmeye yoğunlaştık. 

Bunların başında da "kimlik" ve "vatan" tanımı geliyor. 

Çünkü bir etnik topluluk eğer kimliğinin bilincine sahipse ve vatanını sahiplenir, kimliğini vatanı ile buluşturursa önünde sonunda ayakları vatan toprağına basar, vatanında ekonomik birliğini kurar, dilini koruyacak ve geliştirecek kurumları örgütler. 

Ama eğer kimlik ve vatan bilinci yoksa; kendisini, ister "alt" ister "üst" nasıl formüle ederse etsin, başka bir kimliğe ve coğrafyaya ait hissediyorsa, bunların hiçbirini gerçekleştiremez. 

Çünkü kimliğin, dilin, kültürün, ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi ve ortak bir gelecek ülküsünün olması için, her şeyden önce ortak bir yaşam alanının olması gerekir. Bu ortak yaşam alanı, vatandır. 

Bunun tersi de doğrudur. Yani eğer bir etnik kimliği yok etmek istiyorsanız, öncelikle bu etnik topluluğun kimlik ve vatan bilincini çarpıtmanız gerekir. Çerkeslere de bu yapılmıştır: Yüzyıllardır sahip olduğu Çerkes kimliği deforme edilmiş, bulanıklaştırılmış, siyasi değil, kültürel bir kimlik, bir "kültür havzası" olarak tanımlanmış; yerine dil-vatan-ülkü birliğini kapsamayan, bu nedenle uluslaşmaya hizmet etmeyen bir "Kafkasyalılık" ikame edilmiştir. 

"Kafkasyalılık" farklı amaçlara hizmet eden bir projedir. Çerkes kimliğini ve vatanı Çerkesya'yı unutturmaya, Çerkes halkını asimile etmeye de hizmet eder; Çerkesleri birilerinin elinde oyuncak etmeye, dikkatini, enerjisini ve gücünü kendi etnik-ulusal sorunlarından başka meselelere harcamaya da. 

Bu makus talihimizi değiştirmemizin yolu, ulusal bir kimlik-dil-vatan tanımı yapmaktan ve dünyada, üzerinde hak iddia edebileceğimiz tek coğrafya-yaşam alanı olan Çerkesya'da birleşmekten geçiyor. 

Çerkes halkı ancak böyle bir ulusal bilince sahip olursa vatana dönecek ve/veya vatana dönüşün önündeki engellerle mücadele edebilecektir.

Çerkes kimliği ve vatanı Çerkesya bilincinin açığa çıkarıldığında büyük bir maddi-manevi güç olacağından ve asimilasyona karşı direnen damarlarımıza taze kan pompalayacağından emindik. 

Çünkü atalarımız bu kimlik altında vatanımız Çerkesya için yüzlerce yıl savaşmış, binlerce şehit vermiş ve bu onurlu direniş, bu onurlu tarih Çerkes halkının bilincine ve bilinç altına kodlanmıştı.

Bu öngörümüzde de yanılmadık. "Çerkes" ve "Çerkesya" bilince çıktıkça Çerkes halkı da üzerindeki ölü toprağını atmaya başladı. Daha görünür olduk. Çerkes halkı ve Çerkesya ile ilgili kaynak fışkırdı tarihin tozlu raflarından. Bir bir tercüme edilmeye başlandı. 

Ve gördük ki, Çerkes kimliği ve Çerkesya bir "Atlantis" değil, bize bilmem ne zamandan beri "Kafkas" denmiyor. Tam tersine yüzlerce yıldır Çerkesiz ve vatanımız Çerkesya! 

Ama başkaları da boş durmadılar. Daha düne kadar "Kafkas olalım, Nart olalım, bir şey olalım; ama Çerkes olmayalım" diyenler, biz Çerkes'i ve Çerkesya'yı anlatmaya başladığımızda bize hakaretler edenler... birden "Çerkes" olduklarını ve Çerkesya'yı keşfettiler.

Hatta bizden daha çok Çerkes ve Çerkesya'cı oldular. Ama bu kavramlara bizim anlattıklarımızdan daha farklı misyonlar yüklediler. 

Bir yandan Çerkes'i bir üst kimlik olarak kullandılar, diğer yandan Çerkes halkının birliğini bozacak yeni söylemler geliştirdiler. Mesela Çerkes halkının asli unsurlarından Wubıhları ayrı bir "halk" yaptılar. Veya Kabardey Balkar Cumhuriyeti'nin başkanı K. Kokov ve Dünya Çerkes Birliği ( DÇB )'nin başkanı S. Hauti, Çerkes kimliğinin güçlenmesi nedeniyle paniğe kapılarak nüfus sayımı öncesinde, hem de yedi göbekten "Kabardey" olduklarını hatırladılar.

Daha dün ortak bir dilleri, dinleri, vatanları olmayan bütün Kuzey Kafkasya halklarına "Çerkes" diyenler, Çerkesçe konuşan, Çerkes kültürünü yaşatan ve Çerkesya için son güne kadar savaşmış Wubıhların Çerkes ( Adıge ) olmadığını iddia etmeye başladılar. 

Çerkes halkının bütün tarihsel-hukuki mirasının taşıyıcısı "Çerkes kimliği, Çerkes halkı, Çerkes dili yoktur" dediler. "Adığe", "Adığece", "Adığey" demeye başladılar. 

İnsanların, bütün bu söylemlerin altında, hala, "Çerkes"i bir üst kimlik olarak koruma çabasının yattığını anlamayacaklarını sandılar. 

Elbette biz Adığeyiz. Kendimizi anadilimizde Adığe olarak tanımlarız. Ama bütün dünya bize "Çerkes" der. Ve biz hem Çerkesiz, hem Adığeyiz. Vatanımız da Çerkesya-Adığe Xeku'dur.

Çerkes halkını bölme ve Sovyetler Birliği yıllarında kurulan statükoyu koruma amaçlı olarak yüksek sesle dile getirilen bu "Adığelik" ( ve "kabardeylik" ) özellikle Çerkes kimliği üzerine yapılan manipülasyonlardan bıkanlar ve karmaşadan kurtulmak isteyenler tarafından, iyi niyetle sahiplenildi. 

Ama yanlış yaptılar. Daha düne kadar "Çerkes diye bir halk yoktur", "Çerkesçe yoktur" diyenlerin şimdi neden birden bire "Adığeci" olduklarını, Adığe masaları kurduklarını anlamadılar. 

Biz anlatmaya devam ettik: "Vatanımızda Çerkesler 6 siyasi birime ve üç Cumhuriyete dağıtıldı, hepsi Çerkes'i ( Adığe'yi ) tanımlayan Çerkes, Adığe, Kabardey kimlikleri siyasallaştırıldı. Eğer bir ortak gelecek ülküsü-tanımı yapılmazsa ve yeterince bir zaman geçtikten sonra bu kimlikler ayrı etnik toplulukları tanımlamak kullanılacak ve Çerkes halkı bir daha asla birleşemeyecek şekilde bölünecek" dedik. 

Artı, bu Cumhuriyetlerin sınırlarına dahil olmayan tarihi Çerkesya topraklarını ilelebet kaybedecek; Adıgelerin Adıgey Cumhuriyeti, Çerkeslerin Karaçay Çerkes'i, Kabardeylerin de Kabardey Balkarya'sı olacak, ama Tuapse'nin, Soçi'nin, Bjeduğkale'nin... üzerine bir bardak soğuk su içecektik. Çünkü kendisini korumak için siyasal kurumlardan yoksun etnik toplulukların kaderi asimile olmaktır. 

İşte böylesine uğursuz bir planın parçasıydı "Adıgecilik"!

Biz Çerkesya Hareketi olarak Çerkes Ulusal Sorunu'nun çözülmesinin yolunun Çerkes halkının uluslaşmasından, vatanda: yani tarihi yaşam alanında birlik olmasından, yani Çerkesya'nın yeniden inşa edilmesinden geçtiğine inanıyoruz. 

Ama Çerkesya'nın Yeniden İnşa edilmesi, sınırların değişmesi değil; Çerkes halkının tarihi vatanı üzerinde yerli halk olarak hak ve özgürlüklerinin tanınması, bu topraklar üzerinde birlik olmasının ve geleceğini örgütlemesinin önündeki bütün engellerin kaldırılması, bunun için gerekli hukuki düzenlemelerin yapılması demektir. 

Özetle: 

* "Çerkesya'nın Yeniden İnşası", öncelikle Çerkes halkında bir kimlik ve vatan bilinci oluşturmaktır. 

* Çerkes ( Adığe ) halkının birliği demektir. 

* Feodal-ulus öncesi kimliklerin ve anlayışların tasfiye edilmesi demektir. 

* Çerkes halkının geleceğinin, varlığını garanti altına almasının yolunun ulus olmaktan geçtiğine inanmaktır. 

* Ulus olmak, vatan sahibi olmak demektir. 

* Bu nedenle "Çerkesya'nın Yeniden İnşa Edilmesi" demek, Çerkes halkının tarihi vatanı Çerkesya'da, tek bir siyasi birimde yaşaması gerektiğini anlatmak ve istemek demektir. 

* "Çerkesya'nın Yeniden İnşası" demek, Çerkesya'nın ( bugün Çerkesya üzerinde varolan siyasi birimlerin ) ekonomik, politik, sosyal ve kültürel olarak desteklenmesi, demografyasının lehimize güçlendirilmesi demektir. 

* Bu nedenle, Çerkes ulusal sorununun çözümünün ve Çerkes halkının varlığını garanti altına almasının yolunun, "Çerkesya'nın Yeniden İnşa Edilmesi"nden geçtiğine inanan her Çerkes ( Adığe ) vatanından feyz alır. Vatanın ihtiyaçlarını önceler. Kendisini vatanındaki tanımlara ve ihtiyaçlara göre yeniden yaratır, örgütler. 

* "Çerkesya'nın Yeniden İnşa Edilmesi" için çalışan bir Çerkes ( Adığe ) vatanın diasporadaki doğal temsilcisi ve koruyucusudur. 

* "Çerkesya'nın İnşa Edilmesi" gerektiğine inanan bir Çerkes, ulus olmak; vatan sahibi olmak için ayaklarının vatan topraklarına basması gerektiğini bilir. Bu nedenle "vatana dönüş" önceliğidir. 

* Ama vatana dönüş, kolay değildir. "Çerkesya'nın Yeniden İnşa Edilmesi" gerektiğine inanan bir Çerkes ( Adığe ), vatana dönüşü destekler ve vatana dönüşün önündeki siyasi-ekonomik-hukuki engellerin kaldırılması için mücadele eder. 

* Ancak, diasporada yaşayan Çerkeslerin tamamının vatana dönmeyeceğinin, dönemeyeceğinin bilincindedir. Bu nedenle vatana dönüşü, "dönersen yurtseversin, dönmezsen değil" kısır döngüsüne sokmaz. 

Diasporada yaşayan, yaşamaya devam edecek Çerkeslerin de yaşadıkları ülkelerden vatanın ekonomik-siyasi-kültürel, demografik olarak gelişip güçlenmesine katkı sunmalarının önünü açar. 

* Diasporada asimilasyonu geciktirecek bütün faaliyetlerin içinde olur, örgütler, demokratik hak ve özgürlük mücadelesi verir. Ama diasporada Çerkes kalmanın mümkün olmadığını da bilir. 

Diasporadaki kazanımları "artık burası vatanımız", "Çerkesler burada Çerkes kalabilir" diyerek formüle etmez. Bu kazanımları vatanın hizmetine sunar. Çerkesya'nın yeniden inşasının kazanımlarına dönüştürür. 

* "Çerkesya'nın Yeniden İnşası" siyasi sınırların yeniden çizilmesi veya bağımsızlık değil; Çerkes halkının tarihi toprakları üzerinde yerli halk olarak hak ve özgürlüklerinin tanınması mücadelesidir.

* "Çerkesya'nın Yeniden İnşa Edilmesi" gerektiğine inanan bir Çerkes ( Adığe ), bu hakkını talep eder. Mücadeleyi demokratik yollardan örgütler. Barışçıdır. Demokrattır. Savaşmadığının, demokratik hak ve özgürlük mücadelesi verdiğinin bilincindedir. 

* "Çerkesya'nın Yeniden İnşası" mücadelesi veren bir Çerkes, bunun bir ırkçılık, başka etnik-dini kimlikleri Çerkesya'dan temizlemek veya ötelemek olmadığını bilir. Çerkesya'da ve Çerkesya'nın içinde olduğu siyasi birimlerde ve coğrafyalarda yaşayan bütün diğer etnik ve dini kimliklere saygı duyar. Onları kardeşi-komşusu olarak görür. Onlarla barış içinde ve kardeşçe birlikte yaşama iradesi vardır. 

* "Çerkesya'nın Yeniden İnşa Edilmesi" gerektiğine inanan bir Çerkes ( Adığe ), Çerkesya coğrafyasında yaşanacak çatışmaların ve/veya savaşların Çerkes halkına zarar vereceğini bilir. Böyle planları ve niyetleri olanlarla arasına duvar örer. 

* Bir gün yeniden inşa edilecek Çerkesya'nın demokratik, insan hak ve özgürlüklerine, doğaya, kadın haklarına saygılı, adil, barış ve huzur içinde kardeşçe birlikte yaşayan halkların, etnik ve dini toplulukların coğrafyası olmasını ister. Ve bunun kadrolarının saksıda yetişmeyeceğini bilir. 

Bu nedenle "Çerkesya'nın Yeniden İnşa Edilmesi" için mücadele eden Çerkesler ( Adığeler ), yaşadıkları her yerde insan hak ve özgürlüklerine saygılı olur, geleceğin Çerkesya'sını yönetecek, geleceğin Çerkesya'sında yaşayacak insanları politik-kültürel-psikolojik ve ruhsal olarak yetiştirmeye çalışır...

* "Çerkesya'nın Yeniden İnşası" bir vatan ve kimlik bilinci geliştirme projesidir. Çerkes halkının vatanda ve diasporada birliği demektir. 

Ama aynı zamanda bugün Kuzey Kafkasya coğrafyasında yaşayan bütün halklarla eşit, kardeşliğe, yardımlaşmaya ve dayanışmaya dayalı ilişkiler kurmak, bu halkların kimliklerine ve gelecek vizyonlarına saygı demektir.

Abhaz Abhazya'sı ile, Çeçen Çeçenya'sı, Oset Osetyası... ile gurur duymalı, ulusal kimliklerini ve vatanlarını örgütlemeye çalışmalıdır. 

Ama nasıl ki biz başka halkların kimlikleri ve vatanları ile ilgili şaibeler yaymıyor, onların gelecek vizyonlarını örgütlemelerine destek oluyorsak, onlar da Çerkes ( Adığe ) halkının kimliğine, vatanında birlik olma ve "Çerkesya'yı Yeniden İnşa Etme" özlemine ve iradesine saygı duymalıdır. 

Biz nasıl ki Kuzey Kafkas halklarının kimliklerini tartışmıyor; her halkın kendisi ile ilgili yaptığı tanıma ve benimsediği kimliğe saygı duyuyorsak onlardan da aynı saygıyı ve desteği bekliyoruz.

Dostluk, kardeşlik ve birlik ancak herkesin diğerinin hak ve özgürlüklerine, gelecek vizyonuna saygı göstermesi ve destek vermesi ile mümkündür. 

Çerkesya Hareketi olarak bu vizyonumuzu anlatmaya: Çerkes halkının geleceğini garanti altına almasının biricik yolu olan uluslaşmasına zarar verecek olanlarla kurumlarımızın içinde ve dışında mücadele etmeye devam edeceğiz.

Bizler, ne anlama geldiği belirsiz "yüzünü vatana dönen"ler değil; Çerkes halkının tarihi vatanında birliğini ve Çerkesya'nın Yeniden İnşa Edilmesi" gerektiğini anlatan yurtseverleriz...

Çerkesya Hareketi

16 Mayıs 2023

Bakış Açımız
Diğer Haberler
  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks