SURİYE'DE SAVAŞ DEVAM EDİYOR, BİLİYOR MUSUNUZ?

#636 Ekleme Tarihi 16/03/2014 07:22:17

16 MART 2014'TE, BUGÜN, SURİYE'DEKİ İÇ SAVAŞ 4. YILINA GİRDİ VE BÜTÜN ŞİDDETİYLE DEVAM EDİYOR, BİLİYOR MUSUNUZ?

 

3 yıl önce, Suriye'de çatışmalar başladığında, hiç tereddüt etmeden “savaşa hayır”, “Çerkeslerin Vatanı Çerkesya'dır” ve “Suriye Çerkesleri Çerkesya'ya” sloganları altında, bir yandan kamuoyunun dikkatini Suriye'de kapıyı çalan içsavaşa çekmeye çalıştık; diğer yandan Suriye Çerkeslerini bu içsavaşta bir taraf olmamaya, hızla Suriye'den çıkıp anavatana ulaşmaya çağırdık.

 

Haftalarca süren kampanyamız toplumumuzda ciddi bir duyarlılık ortaya çıkardı. Başlangıçta, gerek politik öngörüden yoksun oldukları için, gerekse Suriye'de ne olup bittiği ile ilgili doğru bilgilerden yoksun olmaları nedeniyle, “ne savaşı, ortalığı karıştırmayın, 'Suriye'de asayiş berkemal'...” diyenler bile harekete geçti. Suriye Çerkesleri ile ciddi köprüler kuruldu, yardım kampanyaları başladı; ama çoğu işimiz gibi bunun da sonunu getiremedik. Her geçen gün daha örgütlü, daha güçlü olması gereken dayanışma ve yardımlaşma hareketi söndü ve neredeyse bitti. Bugün artık Suriye Çerkesleri'ni ağzına alan hemen hiç kimse kalmadı.

 

Halbuki, Suriye'de savaş, 3 yıl öncekinden daha acımasız ve Suriye Çerkesleri bizim yardımlarımıza 3 yıl öncekinden daha muhtaç. Suriye'de kendilerine yardım ulaştırmaya çalıştığımız soydaşlarımızdan aldığımız bilgiler gerçekten vahim. Birçok soydaşımız, artık, günlük yaşamını idame ettirmek; açlıkla, hastalıklarla mücadele etmek ve insan tacirlerinin kucağına düşmemek için bile bizim yardımımıza, desteğimize ihtiyaç duyuyor.

 

Bu nedenle, kurumlarımıza bir kez daha, Suriye Çerkesleri konusunu gündemlerine alma; daha ciddi girişimlerde bulunma, toplumsal duyarlılığı örgütleme ve kamuoyuna sürekli bilgi verme çağrısı yapıyoruz.

 

Elbette Suriye Çerkesleri de artık, ilk günlerdeki dağınıklığı aşmalı, kendi aralarında bir örgütlülük yaratmalı ve ne istediklerini kamuoyuna anlatmalılar; ama kirli savaşta bütün varlıklarını yitirmiş olanlar değil; öncelikle biz sorumluyuz yapılanlardan ve yapılamayanlardan.

 

Ne var ki biz, biraz da “kendisine toz kondurmayı sevmeyen bir halk” olduğumuz için, zorluklarla karşı karşıya kalınca veya bir başarısızlık sözkonusu olunca, yaşanan olumsuzluklardaki payımızı görmek, bunları hızla düzeltmek yerine; “susmayı” ya da “bir suçlu” bulmayı tercih ediyoruz. Şimdi yaptığımız gibi...

 

Susuyoruz veya bir “suçlu” bulup, kendimizi temize çıkarıyor; vicdanımızı rahatlatıyoruz.

 

Suçlu Rusya Federasyonu diyoruz mesela. Suriye'de Esad yanlısı bir politik-askeri tavır aldığı; anavatanımızda demografik yapının lehimize değişmesini istemediği; bu nedenle Suriye Çerkeslerine hiç bir insani yardımda bile bulunmadığı için. Hatta kendi imkanları ile anavatanına dönmeye çalışanları ve onlara yardım edenleri, çıkardığı zorluklarla, yıldırdığı için. Ve RF'nun bu olumsuz tavrının diaspora Çerkesleri arasında yayılmasının da etkisiyle, ilk günlerde çoğunlukla anavatana dönmek isteyen Suriye Çerkeslerinin sayısı günden güne azaldığı için!

 

Veya “Suriye Çerkesleri suçludur” diyoruz. Suriye'de savaş çıkıncaya kadar bekledikleri, anavatana dönmek için çaba göstermedikleri, örgütsüz oldukları, kendilerine sunabildiğimiz imkanları beğenmedikleri... için.

 

Kimileri de suçu Cumhuriyetlerimize ve anavatanda yaşayan Çerkeslere atıyorlar. Rusya Federasyonu'na sesimizi duyurmadıkları ve binbir zorlukla oraya gelebilenlere yeterince yardım etmedikleri için...

 

Halbuki, suçlu RF olsa bile, acaba biz Rusya Federasyonu'nun tavrını değiştirecek ne yaptık? Neredeyse bütün dünya Rusya Federasyonu'nu eleştirmek için bahane arar ve uluslar arası konjonktür böylesine lehimize iken, biz ne kadar sesimizi duyurduk? Hangi kurumlarla ilişki kurduk?

 

Sonra, Suriye Çerkesleri örgütsüz, ne istediğini bilmiyor veya anavatanda kendilerine sunulan imkanları beğenmiyorlar da, biz ne kadar örgütlüyüz? Biz de diasporada sahip olduğumuz standartları orada bulamayacağımızı düşünerek, anavatana dönme kararı almakta zorlanmıyor muyuz? Bu nedenle “Suriye Çerkesleri yurtsever değil” demek, “kör köre 'böö' demiş” olmuyor mu?

 

Keza, Suriye Çerkesleri savaş başlamadan önce ve başladıktan sonra karar vermekte zorlandılar, geç kaldılar ama, biz de sorunu küçümsemedik mi? Biz de geç kalmadık mı? Sorunu kamuoyuna duyurmak isteyenleri “Suriye'deki sağlam kaynaklar”a dayanarak “provakatörlük” yapmakla suçlamadık mı?

 

Böylesine hayati bir sorun da dahi “ulusal” bir tavır alamadığımız; çok az fedakarlık yapabildiğimiz; daha da önemlisi, Suriye Çerkesleri'nin anavatana dönüş sürecini, sırtımızı sıvazlayan güçlerin oyununa gelerek veya küçük politik hesaplarla, Suriye Çerkeslerini uçaklarla Türkiye'ye taşıyarak bizzat bizim baltaladığımız, soydaşlarımızın kafalarını karıştırdığımız doğru değil mi?

 

Bu yanlışlardan dersler çıkarmamız gerektiği; “tarih baba”nın adaletinden kimsenin kaçmasının mümkün olmadığı doğru; ama Suriye Çerkesleri'nin her zamankinden çok yardımımıza ihtiyaçları var. Hepsinden önemlisi de Suriye'de savaş son artık dönemecine girdi. Taraflar görüşmelere başladılar. Keza “Kırım meselesi”, Çerkeslere uluslar arası kamuoyunun gündemine girebilmek için yeni fırsatlar yaratıyor. Bu fırsatı kaçırmamalıyız!

 

Bu nedenle “KRİZ KOMİTESİ”ni son durumla ve bundan sonra ne yapmayı düşündüğü ile ilgili olarak kamuoyuna doyurucu bir açıklama yapmaya, tüm “Çerkes Dünyası”nı Suriye Çerkesleri ile daha güçlü bir yardımlaşma-dayanışma kampanyası örgütlemeye çağırıyoruz.

 

Çünkü, nerede yaşayacaklarına ve “savaş bittikten sonra tekrar Suriye'ye dönüp dönmemeye” karar vermek Suriye Çerkesleri'nin en doğal hakkıdır. Bize düşen, savaş nedeniyle zor şartlar altında hayatta kalma mücadelesi veren soydaşlarımıza yardım etmek, en azından insani sorumluluklarımızı yerine getirmektir.

 

Unutmayalım ki, Suriye'de bugün yaşanan bütün trajik olaylarla, biz sorumluluktan kaçmak için aklımıza getirmek istemesek de, Çerkesler de muhattap oluyorlar.

 

Ama biz, eğer soydaşlarımızı sahiplenirsek, bu sahiplenmenin, Çerkes halkının ulusal dinamiklerini ve Suriye Çerkeslerinin ulusal aidiyetlerini güçlendireceğinden kuşku duymuyoruz.

 

Çerkesya Yurtseverleri Kurucu Meclisi Yürütme Kurulu

16/Mart/2014

Bakış Açımız
Diğer Haberler
  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks