SURİYE’DE SAVAŞA HAYIR! ÇERKESLERİN VATANI ÇERKESYADIR!

SURİYE’DE SAVAŞA HAYIR!

Suriye’de iç savaş 3 yıldır kanlı bir şekilde devam ediyor. Ve daha ne kadar devam edeceğini de kimse bilmiyor.

Çünkü soğuk savaşın gölgesinde Arap milliyetçiliğinin bir versiyonu olarak ortaya çıkan, “BAAS” rejimi ve “dostları” sanıldığından daha dirençli çıktı. “Arap Baharı” rüzgarını arkasına alan Suriye’nin demokratik güçlerinin, aynı günlerde başkalarının da Suriye’yi sonsuz bir iç savaş bataklığına sürükleme, parçalama-yıkma planları yaptıklarından haberleri var mıydı bilmiyoruz; ama Suriye’de savaş isteyen güçlerin provakasyonları ile silahlı çatışmaların başlaması, demokratik muhalif grupların geri çekilmelerine, bir kısmının da demokratik reformlar için önce Esad’ın yıkılması gerektiği düşüncesiyle silahlı muhalif gruplara katılmalarına neden oldu. Çünkü sokaklar kan ve barut kokarken demokratik muhalefet mümkün değildi. Bundan sonra Suriye’ye silah, para ve savaşçı aktı.

Ama Esad ve Esad’ın yıkılması ile “Batı”ya karşı önemli bir mevziyi kaybedeceklerini bilen başta Rusya ve İran gibi ülkeler ile Hizbullah ve kimi Filistinli örgütler direndiler. İç savaş başladığından bu yana Suriye’de binlerce insan öldü, milyonlarcası evsiz kaldı, yerlerini yurtlarını terkedip göç etti. Suriye’nin ekonomik ve sosyal altyapısı çöktü, ülke en az 50 yıl geriye gitti. Ama artık savaşı bu şekilde devam ettirmek birçoklarının işine gelmiyor. Bu nedenle görüşmeler başladı.

BAAS rejimi, bir küçük burjuva diktatörlüğüdür. Demokratik değildir. Onun anti emperyalist yanını öne çıkarıp eksik ve yanlışlarını görmemek doğru bir yaklaşım olmaz. Ama bu yanlışları veya eksikleri bahane edip Suriye’yı yakıp yıkanları desteklemek de mümkün değil.

Suriye’de iç savaş başladığı zaman, “bu savaş bizim savaşımız değil”, “Çerkeslerin vatanı Çerkesya’dır” sloganlarını öne çıkardık.

Böylece insanlarımızı amaçlarında, programlarında veya gelecek vizyonlarında Çerkeslere satır aralarında bile yer vermeyen güçler için savaşmaktan ve ölmekten sakınmaya; uluslararası yasaların ve kurumların koruması altında anavatana yönlendirmeye çalıştık.

Rusya’nın Çerkesya’da nüfus yapısının lehimize olacak bir şekilde değişmesine kendiliğinden rıza göstermeyeceğini biliyorduk. Buna rağmen, “Çerkeslerin vatanı Çerkesyadır” sloganı ile örgütlenen etkinliklerin hem Çerkes halkının bilincine hem de dünyanın gündemine Çerkesya'yı bir daha silinmemecesine yazdığına inanıyoruz.

Şimdi kartlar yeniden karılıyor ve Suriye'de yeni dengeler kuruluyor. Bu nedenle bütün eylemlerimizde “Suriye’de savaşa hayır!” gibi sloganları da haykırmalı, 150 yıl önce anavatanları Çerkesya’dan sürgün edilmiş, şimdi kirli savaş mağduru Suriye Çerkeslerininin anavatana kayıtsız-şartsız-kotasız kabul edilmeleri gerektiğini yüksek sesle dile getirmeli ve Çerkes Sorunu'nu görüşme masasında oturanların gündemlerine taşımaya çalışmalıyız. Bunu başarmamamız için hiçbir neden yok, ama başaramazsak da böyle bir kampanya ile en büyük kazancımız Çerkes ulusal bilincinin gelişmesine yapacağımız katkı, aramızda kuracağımız güçlü ulusal bağlar ve dünyanın gündemine taşıyacağımız “Çerkesya ve Çerkes Sorunu” olacaktır.

Sözün özü:

“SURİYE’DE SAVAŞA HAYIR!”,

“ÇERKESLERİN VATANI ÇERKESYA’DIR!”,

„ÇERKESLERİN ANAVATANLARINA DÖNÜŞLERİ DESTEKLENMELİDİR!“

sloganlarını haykırmaya devam etmeli, Suriye Çerkeslerine yardım kampanyasını büyütmeliyiz.  

Çerkesya Yurtseverleri Kurucu Meclisi 23 Ocak 2014