Çerkesler - Necdet Güler

#9088 Ekleme Tarihi 18/01/2023 04:24:44

Kocaeli Gazetesi’nde, 26 Kasım 2022 tarihinde “Göl nehri istemiyor !” başlıklı bir yazım yayımlandı. Konu İtalya’da geçiyor. Göl; Garda, nehir; Adige. Bu yazı nehrin suyunun bir tünelle göle akıtılmasının ortaya çıkardığı büyük problemleri içeriyordu. İ.Ü.Orman Fakültesinde aynı sınıfı paylaştığım ve çok sevdiğim bir Çerkes arkadaşım bana nehrin adı Adige ile Çerkes halk topluluğunu tanımlayan ”Adige” arasında bir bağlantı olup- olmadığını merak ettiğini bildirdi.

Ben de merak etmez miyim! Bir bağlantının olup olmadığını ortaya koymak için Çerkes tarihini inceledim. Ancak bunu yaparken tarafsızlığına güvenerek yabancı yayınlara ağırlık verdim ve geçmişte bu halkımızın toplumsal acılarla dolu yaşamını bütün detaylarıyla öğrenince çok şaşırdım.

Ancak edindiğim bilgileri bir tek yazıya sığdırmam mümkün değil. Bu nedenle konuyu gelecek yazılarımda da işlemeye karar verdim.

Olayı baştan alalım: Çerkesler kimlerdir?

Çerkesler kendilerini Adige (Adygé) olarak tanımlarlar. Bu etnik isim çok büyük olasılıkla “atté” (dağların yüksekliği) ve “ghéi “ ( deniz) kelimelerinin birleşiminden türemiştir. (2)

Ruslar, tüm aşiretleri, muhtemelen batılı aşiretlerden biri olan “Kerkety'” kelimesinden türeyen “Čerkesy “olarak tanımlıyorlardı. Erken dönem Rus bilimsel kaynaklarında Çerkesler, “Kasogi” olarak anılırken, Orta Çağ Arap kaynaklarında Çerkesler, “Kasogi, Jarkas ve Jahārkas” olarak anılmaktaydı. Diğer taraftan bu ismin Farsça “Çahār-kas” (Dört halk) kelimesinden türetilmiş olması da mümkün görülmektedir. (2)

Persler, Gürcüler ve Araplar, Çerkeslere muhtemelen Osetçe (Bu dil Rusya ile Gürcüstan arası bölge olan Osetya’da konuşulan İran dilidir) “Kasogi' kelimesinden türetilen Gürcüce bir kelime olan “Kashak” (Kaşak) adını verdiler. Türkler ise 13. yüzyıldan itibaren ortak dilde yaygınlaşan “Cherkas” (Çerkes) kelimesini kullanmışlardır. (2)

Çerkesler, kökenlerinin çok daha eskilere dayanabileceği düşünülse de, M.Ö 10. yüzyılda Kafkas sahnesinde görülmeye başlamışlar ve 19. yüzyılın ortasına kadar yaşamlarını bu bölgede sürdürmüşlerdir. (2) Bu nedenle Kuzey Kafkasya'nın en eski yerli halklarındandır ve bölgenin asıl sakinleridir.

Onlar “Abhazlar, Abaziler, Ubıhlar ve Kabardeyler” ile yakından, “Çeçenler, İnguşlar ve Dağıstanlılar” ile uzaktan akrabadırlar. "Çerkes", aynı kültürel kimlik, dil ve geleneklerle birleşmiş çeşitli kabile ve toplulukları ifade eden ortak bir terim olup, tek bir topluluk veya etnik grubu ifade etmemektedir. ( 1)

Onların Kafkasya’da yaşadıkları bölgenin sınırları, kuzeyde Kuban ve Kuma nehirleri, güneyde Kafkas dağları silsilesi, doğuda ve batıda Karadeniz ve Hazar Denizi'dir. Burası Krasnodar Bölgesi ile Kuzey Osetya arasında bulunan bölgeyi içeren, “Tarihi Çerkesya/ Adighezia” olarak tanımlanan bölgedir.

Kafkasya, coğrafi, etnografik ve arkeolojik açıdan dünyanın en ilginç bölgelerinden biridir. Antik çağlardan beri gezginlerin ve kaşiflerin merakını uyandırması boşuna değildir.

Çerkesler daima savaşçı bir halk olarak görülmüşlerdir. Erken yaşta sıkı bir eğitime tabi tutulan çocuklardan erkek olanların neredeyse tamamı dövüş sanatlarını biliyordu ve asker olarak kabul ediliyorlardı.(2) Bu savaşçı ünleri sayesinde, genellikle zamanın büyük ordularında elit birimlerin bir parçasını oluşturdular. Osmanlı İmparatorluğu ve Mısır'daki Memluk toplumunda da iyi temsil edildiler. Örneğin Mısır'da 1382'den 1517'ye kadar hüküm süren Mısır “Burcî Hanedanı”, Çerkes kökenli Memlukler tarafından kurulmuştur. (2)

Geçmişte, Çerkes toplumu anaerkil bir toplum olarak kabul edilebilirdi. Aslında kadınlar, savaşlar sırasında kocalarının yanında savaştılar ve bu nedenle neredeyse erkeklerle eşit sayıldılar. (2)

Kafkas halkları çok ve çeşitlidir, bazılarında kişi sayısı 1.000'den fazla değildir. (3) Burada Çerkeslerin de dahil olduğu çeşitli etnik gruplar, tek bir bayrak altında birleşmediğinden bölge üzerindeki etkileri önemli ölçüde azalmış ve farklı işgallerden etkilenmiştir. İranlı Kimmerlerin, sonrasında İskitler, Sarmatlar, Alanlar, Hunlar, Avar Türkleri, Hazarlar ve Peçenekler gibi diğer göçebe toplulukların işgalleri olmuştur. (3)

Kafkas halkları 12. yüzyılın ortalarına doğru Moğol, daha sonra 16. yüzyılın başlarına kadar Bizans-Hıristiyan Gürcü imparatorluğunun hakimiyetinde kalmıştır. (3)

Bugün birçok Çerkes, Kafkas dil ailesinin bir parçası olan ve Kiril alfabesiyle yazılan kendi dillerini konuşmaktadır. (2)

Çok eski zamanlardan itibaren büyük imparatorlukların bir parçası olarak yaşayan Kafkas halkları, hristiyan idareciler altında sürekli olarak baskı ve ayrımcılığa maruz kaldıkları için islamiyete yönelmişlerdir (3) Çerkesler arasında baskın din Sünni İslam'dır. (2)

Unutmadan; İtalya’daki “Adige” isimli nehir ile Çerkes halkımızı tanımlayan Adige arasında bir bağlantı yoktur. Bu durum sadece isim benzerliğindendir.

Nasıl mı anladım! Çerkes konusunu işleyen diğer yazılarımı okuyunca siz de net olarak anlayacaksınız.

Kaynak

(1): Emanuele Cassano. 2015.Russia: La storia dei circassi e di una tragedia dimenticata

(2): Circassi. Da Wikipedia, l'enciclopedia libera.( Enayotallah Reza, Stephen Hirtenstein e Rahim Gholami, Cherkess, in Encyclopaedia Islamica)

(3): Mattia Ignazzi. 2021.Un territorio dimenticato dal mondo ma sempre in contrasto con il potere: la Ciscaucasia.

 

Kaynak: www.kocaeligazetesi.com.tr

Diaspora
Diğer Haberler
  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks