Cumhurbaşkanı Erdoğan: “AK Parti, MHP ve DEM Parti Beraber Yürümeye Karar Verdik”

#11708 Ekleme Tarihi 13/07/2025 09:46:21

AKP tarafından "tarihî bir konuşma" yapacağı açıklanan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, PKK'nın silah bırakma töreninden bir gün sonra yaptığı konuşmada 'terörsüz Türkiye' olarak adlandırdıkları yeni çözüm sürecine dair önemli mesajlar verdi. "Yeni bir sayfa" vurgusu yapan Erdoğan, süreçle ilgili olarak yasal düzenleme  yapılacağını açıklarken, "TBMM'de bir komisyon kuracak, sürecin yasal ihtiyaçlarını Meclis çatısı altında konuşmaya başlayacağız. AK Parti, MHP, DEM biz en azından üçlü olarak bu yolda beraber yürümeye karar verdik" diye konuştu. 

Erdoğan ayrıca "Biz bir adım atana her türlü kolaylığı sağlıyoruz. Çıkış yolu arayana kapıyı ardına kadar açarız. Sular tersine akmaz. Akarsa da gerekeni yaparız. Kimse tedirgin olmasın" dedi.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın AKP'nin Ankara'nın Kızılcahamam ilçesinde düzenlediği 32. İstişare ve Değerlendirme kampının açılışında konuştu. 

Erdoğan, “Kürt kardeşim; meselen mi var? Arada silah olmadan, şiddet olmadan, terör olmadan oturup konuşacağız. Alevi kardeşim; sorunun mu var? Diyalogla çözeceğiz. İnanın, soframıza bereket gelecek. Geniş Türkiye hanemize huzur gelecek. O bereketle, o huzurla her engeli aşacak, geleceğe yürüyeceğiz, geleceğe bakacağız. Unutmayalım, gönüller bir olunca sınırlar ortadan kalkar" diye konuştu. 

"1984'ten sonra terör her geçen gün tırmandı"

Bundan 47 yıl önce, 14 Ağustos 1984'te Siirt'in Eruh ve Hakkari'nin Şemdinli ilçelerinde bölücü terör örgütü ilk eylemini yaptı. Bu terör saldırısında 2 askerimizi şehit verdik. 9 sivil vatandaşımız da yaralandı. 1984'teki ilk eyleminden sonra ne yazık ki terör, Türkiye'de her geçen gün tırmandı. O günden sonra nice hükûmetler geldi. Her biri terörün kökünü kazıyacağını söyledi. Ama terör, ne topraklarımızda ne de üs edindiği başka ülke topraklarında bitirilemedi. 

Bunda elbette devletin bazı yanlış uygulamalarının da payı vardı. Beyaz Toros'lar bunlardan biriydi. Faili meçhuller bunlardan biriydi. Diyarbakır Cezaevi bunlardan biriydi. Yakılan köyler, bir gecede göçe zorlanan insanlar, evladıyla cezaevinde Kürtçe konuşamayan analar, işte bu yanlış uygulamalardan biriydi. Hukuk ve meşruiyet dışı mücadele yöntemleri terörü bitirmek yerine tam tersine körükledi, büyüttü; terör örgütüne istismar edebileceği elverişli bir zemin sundu. Hataların bedelini hep beraber ödedik. Sadece güvenlik güçlerimizi şehit vermekle kalmadık. Sadece siviller hayatını kaybetmedi. Türkiye, bu terör saldırılarıyla istikrarsız hale geldi. Ekonomide 2 trilyon doları bulan bir faturayla karşılaştık. Her şeyden önemlisi, terör örgütü ülkemizin huzuruna, birliğine, dirliğine, bütünlüğüne, kardeşliğine çok ağır hasarlar verdi. 

"47 yıllık terör belası inşallah sona erme sürecine girmiştir"

Bilindiği gibi terör örgütü, İmralı'nın da çağrısıyla kongresini topladı ve kendisini feshettiğini açıkladı. Dün de örgüt, aldığı kararı hayata geçirdiğini, özellikle de bir merasim yaparak silahlarını bıraktı. Dün itibarıyla, 47 yıllık terör belası inşallah sona erme sürecine girmiştir. 

Türkiye, uzun, acılı, sancılı, göz yaşlarıyla dolu bir sayfayı dün itibarıyla kapatmaya başlamıştır. Bugün, unutmayalım, yeni bir gündür. Bugün tarihte yeni bir sayfa açılmıştır. Bugün büyük Türkiye'nin, güçlü Türkiye'nin, Türkiye yüzyılının kapıları ardına kadar aralanmıştır.

Bir kere burada şu hususun altını çizmek durumundayım: 1984'teki ilk eylem sonrasında Türkiye Cumhuriyeti Devleti, terörü bitirmek için her yola ve yönteme başvurmuştur. Dünyadaki örneklerine bakılarak, terörü bitirmek için silahlı mücadelenin ötesinde formüller denenmiştir. Ancak hiçbirinde başarı sağlanamamıştır. 

Terör, daha en başından itibaren, karşıtlarıyla da bir sektör, bir ekosistem oluşturdu. Terör eylemlerinden terör tarafındakiler nemalandığı kadar, terör karşıtı gibi görünenler de nemalandı. Milleti istismar ettiler, istikrarsızlığı körüklediler. Terör saldırılarından kendi kirli emellerine rant devşirmeye yeltendiler. 

İşte onlar, bugünlerde kendilerini belli ediyorlar. Terörün bitiyor olması en çok onları rahatsız ediyor. Çünkü rant kapıları kapanıyor. Çünkü çıkarları zedeleniyor. Çünkü tezgâhları bozuluyor. Çünkü ellerindeki oyuncağı kaybediyorlar. Ortalığı bulandırmak, zihinleri karartmak için yoğun bir gayret içindeler. Milletim işte bunları görsün. Milletim bunları gördükçe çok daha güçleneceğimizi unutmasınlar. 

Milliyetçiyiz, vatanseveriz diyorlar. Terör bitiyor, sevinsenize. Ama sevinemiyorlar. Niyet okuyarak, hayaller kurarak, komplo teorileri üreterek, korku yayarak, açıkça yalan söyleyerek milletin sevincini gölgelemeye, yeşeren umutları kırmaya çalışıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar; terör bitecek, göreceksiniz. Hepsi işsiz kalacak. Bugün terör biterken, terör istismarı da bitmektedir.

Kimsenin zihninde soru işareti olmasın. Türkiye kazanmıştır. Milletim kazanmıştır. Türk, Kürt, Arap; 86 milyon, her bir vatandaşımız kazanmıştır. Tekrar altını çiziyorum; birliğimize, bütünlüğümüze, vatanımıza, devletimize, milletimize, huzurumuza, devletimizin onur ve gururuna kasteden, kastedecek hiçbir girişimin içinde olmayız, içinde bulunmayız, böyle girişimlere asla ve asla müsaade etmeyiz. 

"Hamdolsun, 41 yıllık parantez kapanmaktadır"

Türkiye Cumhuriyeti Devleti dimdik ayaktadır. Ve hatta Türkiye Cumhuriyeti Devleti, bugün düne göre çok daha kudretli, azametli, gururlu, onurlu ve en önemlisi istikbali için düne göre çok daha umutludur. Hamdolsun, 41 yıllık parantez kapanmaktadır. Milletimizin fertleri arasına örülen terör duvarı yıkılmaktadır. Bırakınız tedirgin olmayı, aziz milletimizin her bir ferdi bu tablodan dolayı sevinmeli, bayram etmeli, Türkiye'nin her sokağı, caddesi, her hanesi ay yıldızlı bayrağımızla donatılmalıdır. 

"Türk, Kürt, Arap; ittifak yaptığımızda kazandık"

Biz, tarih sahnesine dün çıkmış bir millet değiliz. Hem zamanda, hem de zeminde uzun bir yürüyüş gerçekleştiriyoruz. Türklerin, İskitler ve Sakalar isimleriyle milattan önce 8'inci yüzyıldan bügüne tarih sahnesinde olduğunu biliyoruz. 751 yılında Talas Savaşı'nda Türkler, kitleler halinde İslam ile tanıştılar ve müslümanlıkla müşerref oldular. Medine'den sonra Semerkand, Buhara, Rey, İsfahan, Mevr, Tebriz, Herat, Diyarbakır, Konya, Bursa, İstanbul, Ankara ve daha nicesi; Türklerin ve müslümanların medeniyet, ilim, sanat, devlet merkezi oldular. Selçuklu orduları, Bağdat'a, Şam'a, Malazgirt'e ulaşırken orada Kürt kardeşleriyle, Arap kardeşleriyle kaynaştılar. Malazgirt zaferi, Kudüs'ün fethi, İstanbul'un fethi, Çanakkale savunması, İstiklal Savaşı; Türk, Kürt, Arap ve daha nice müslüman halkın ortak savaşlarıdır, ortak zaferleridir. 

1001 Gece Masalları'nın Bağdat'ını, Kürt, Türk ve Arap inşa etmiştir. Kudüs'ü, Selahattin Eyyubi'nin komutasında Türk, Kürt, Arap fethetmiştir. Şam, bizim ortak şehrimizdir. Diyarbakır, bizim ortak şehrimizdir. Mardin, Musul, Kerkük, Süleymaniye, Erbil, Halep, Hatay, İstanbul, Ankara bizim ortak şehrimizdir. 

Açın, tarihin sayfalarına bakın. İttifak yaptığımızda atlarımızın, kılıçlarımızın, kalkanlarımızın, naralarımızın, tekbirlerimizin önünde hiç kimse duramadı. İttifak yaptığımızda medeniyetimizle, sanatımızla, ilmimizle, refah seviyemizle hiç kimse yarışamadı. Türk, Kürt, Arap eğer bir aradaysa, birse, beraberse, işte o zaman Türk vardır, Kürt vardır, Arap vardır. Ayrıştıklarında, bölündüklerinde, uzaklaştıklarında ise mağlubiyet, hezimet, hüzün vardır. 

Moğol orduları acımasızca İslam beldelerini yıktı, çünkü Türk, Kürt, Arap ayrışmıştı. Haçlılar İslam beldelerine saldırdı, çünkü Türk, Kürt, Arap birbirinden kopmuştu. Birinci Dünya Savaşı'nı kaybettik; aramıza sınırlar çizildi, duvarlar örüldü, Kudüs'ü yitirdik, çünkü tefrika vardı. Ne zaman ayrıldık; kaybettik, yenildik. Ne zaman ittifak yaptık; o zaman tarihe istikamet çizdik. Bugün Gazze'de tarihin en acımasız, en vahşi, en barbar soykırımı icra ediliyor. Neden? Çünkü, Türk, Kürt, Arap tarih boyunca olduğu gibi bir araya gelip ittifak kuramıyor.

"Tarih, tekerrür ediyor"

Terörün nihai amacı Türkiye'yi bölmek değildi. Türkiye'yi bölmeye kimsenin gücü yetmez. Ama bizi oyaladılar. Bize zaman kaybettirdiler. Bize ekonomik kayıp verdirdiler. Enerjimizi harcadılar. En çok da aramıza, Türk ile Kürt'ün arasına nifak sokmaya çalıştılar. Kim kazandı? 41 yılda kim kazandı? Terör baronları, terör sektörü kazandı. Kandan beslenenler kazandı. Türk, Kürt, Arap üzerine kirli hesapları olanlar kazandı. İşte bugün bu kirli oyunu, bu kirli tezgâhı, bu nifak hareketini bozuyor, alt üst ediyoruz. Tarih, tekerrür ediyor. Bugün Türk ile Kürt, aralarında engel olmaksızın tekrar muhabbetle kucaklaşıyor. 

"Şimdi oturup konuşacağız"

Rabbime hamd ediyorum. Bugün Malazgirt ruhu, bugün Kudüs ittifakı, bugün İstiklal Savaşı'nın nüvesi yeniden şekilleniyor. Bugün büyük ve güçlü Türkiye'nin şafağı söküyor. 

Şimdi oturup konuşacağız. Silahlarla değil, şiddetle değil, kavga için değil; muhabbet için, kardeşlik için, aradaki terör engelini kaldırarak yüz yüze, gönül gönüle konuşacağız. Her meselemizi konuşarak çözeceğiz. Bu ülkenin her bir vatandaşı; ister Türk olsun ister Kürt, ister Arap, ister sünni, ister alevi, sağcı, solcu, zengin fakir, her bir vatandaşı bu ülkenin devlet karşısında birinci sınıf vatandaştır. 

Unutmayın, Türkiye Cumhuriyeti hepimizin ortak yuvası, ortak çatısıdır. 86 milyon biriz, beraberiz, ezelden ebediyete kadar kardeşiz. Tüm farklılıklarımıza rağmen hep birlikte Türkiye'yiz. 23 yıldır bunun mücadelesini veriyoruz. Ve inşallah Türkiye, bu mücadeleyi taçlandırıyor. 

Kürt kardeşim; meselen mi var? Arada silah olmadan, şiddet olmadan, terör olmadan oturup konuşacağız. Alevi kardeşim; sorunun mu var? Diyalogla çözeceğiz. İnanın, soframıza bereket gelecek. Geniş Türkiye hanemize huzur gelecek. O bereketle, o huzurla her engeli aşacak, geleceğe yürüyeceğiz, geleceğe bakacağız. Unutmayalım, gönüller bir olunca sınırlar ortadan kalkar.

"İlk adım olarak Meclis'te komisyon kurulacak"

İşte ilk adım olarak TBMM'de bir komisyon kuracak, sürecin yasal ihtiyaçlarını Meclis çatısı altında konuşmaya başlayacağız. 

Altını çizerek söylüyorum, Cumhur ittifakı olarak, AK Parti, MHP ve DEM heyetiyle de birlikte bu süreci evelallah pişirerek, geleceğe taşıyacağız. DEM heyeti, Meclis Başkanımızla dün görüştüler. Gazi Meclisimizin sürece sunacağı güçlü katkının, yürütülen çalışmaların başarısı açısından kritik önemde olduğu kanaatindeyiz. İşte bu süreçte rahmetli Sırrı Süreyya kardeşimizle, ardından Pervin Buldan Hanımefendi ve Mithat Sancar ile yine bu hafta bir araya geldik. Oturduk, konuştuk. Beraber bu yürüyüş için neler yapabiliriz? Bunları konuştuk. Demek oluyormuş. Daha güzel şeyler olacak. İnşallah mümkün olan en geniş katılımla, yapıcı ve kolaylaştırıcı bir yaklaşımla Meclisimizin de bu hayırlı süreci desteklemesini temenni ediyorum. 

Burada şunu da tüm samimiyetimle ifade etmek istiyorum: sadece Kürt vatandaşlarımızın değil, Irak ve Suriye'deki Kürt kardeşimin meselesi de unutmayın bizim meselemizdir. Onlarla da bu süreci görüşüyoruz, konuşuyoruz. Ve onlar da çok mutlu. Türkiye'deki bu gelişmeler, hele hele dünkü atılan adımlar, Irak'ta çok farklı sesler meydana getirdi. Suriye'deki Kürt kardeşimin de huzur, barış ve emniyet içinde yaşaması, bizim olmazsa olmazımızdır. Ve Türkiye Büyükelçisi biliyorsunuz aynı zamanda sorumlusu, Suriye'nin aynı zamanda adeta temsilcisi, onlar da Suriye'de görüşmeleri, toplantıları yaptılar ve oradan verilen mesajlar da gerçekten çok çok olumluydu, çok çok bizler için de sevindiriciydi. 

Böyle bir iklimin süratle oluşması için yeni Suriye hükûmetiyle ve uluslararası ortaklarımızla çalışmayı sürdürüyoruz. Orada da terör defterinin kapanacağına, kardeşliğin kazanacağına, birlik, bütünlük ve beraberliğin kazanacağına yürekten inanıyorum.

"AK Parti, MHP, DEM Parti; bu yolu beraber yürümeye kararı verdik"

Şimdi, AK Parti, MHP, DEM; biz en azından üçlü olarak bu yolu beraber yürümeye kararı verdik. Derdimiz var, dertliyiz. Derdimiz olduğuna göre, dertli olduğumuza göre, el ele verdiğimize göre Allah'ın izniyle biz bu engelleri aşarız. Şunu herkes bilsin ki, artık yumrukları sıkmaya gerek yok. Kucaklaşacağız, konuşacağız, birbirimize karşı adım atarak yürüyeceğiz. Allah'ın izniyle el ele, gönül gönüle Türkiye yüzyılını birlikte inşa edeceğiz. 

Terörün bitmesiyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti eskisinden çok daha güçlü, özgüvenli olacaktır. Enerjimizi artık asli işimize vereceğiz. Kaynaklarımızı terörle mücadele için değil, kalkınma için, refah için, müreffeh ve muzaffer bir Türkiye için seferber edeceğiz. Türkiye, kardeşlikle büyüyecek. Türkiye, demokrasi ile güçlenecek. Türkiye, istikrar ve güven içinde geleceğe yürüyecek. Göreceksiniz, çok farklı bir Türkiye'ye en yakın zamanda kavuşacağız. 

"Çıkış yolu arayana kapıyı ardına kadar açarız"

Şunu altını çizerek tekrar söylüyorum; biz, bir adım atana her türlü kolaylığı sağlarız. Unutmayın, çıkış yolu arayana kapıyı ardına kadar açarız. Ama sular tersine akmaz. Akarsa da gereğini yaparız. Kimse tedirgin olmasın. Türk, düne göre çok daha güvendedir, çok daha güçlüdür. Kürt, Arap düne göre çok daha güvendedir, çok daha güçlüdür. Acıları aşmak, biliyorum kolay olmayacak. Acı hatıraları geride bırakmak, elbette kolay olmayacak. Kayıplarımız şüphesiz geri gelmeyecek. Ama gençlerimiz, hayatlarının baharında aramızdan Allah'ın izniyle bir daha ayrılmayacak. İnşallah annelerimiz gözyaşı dökmeyecek, evlat acısı yaşamayacak.

Biz, ne badireler atlattık. Biz, ne tuzakları aşıp bugünlere geldik. Yaralarımızı sarar, yolumuza çok daha güçlü ve kararlı devam ederiz. Ülke ve millet olarak bu özgüvene, bu iradeye ziyadesiyle sahibiz. Hiç kimseyi incitmeden, üzmeden, kırmadan, sürecin hassasiyetine uygun şekilde işin süratle nihayete ermesi için kolaylaştırıcı olacağız, silah teslimini kurulan mekanizma vasıtasıyla titizlikle takip edeceğiz.

"Şehitlerimizin gayesi menzilini bulmuş olacak"

Şehit anaları, şehit babaları, ellerinizden öpüyorum. Ve diyorum ki, hiç kimse şehitlerimizin aziz hatırasına el uzatamaz, onların mirasına leke süremez. Müsterih olun. Gelinen nokta ile şehitlerimizin gayesi menzilini bulmuş olacak. Gazi kardeşlerim, müsterih olun, gelinen nokta ile fedakârlığınız taçlanacak. Türkiye'yi buraya şehitlerimiz, gazilerimiz taşıdı. Her birine minnettarız ve onların hatırasını asla çiğnetmeyeceğiz. 

Bugün söylenmesi gerekeni merhum Mehmet Akif 104 yıl önce müjdelemişti. 'Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal, olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal, ebediyen sana yok ırkıma yok izmihlal, hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet, hakkıdır Hakk'a tapan milletimin istiklal'. 

Bahçeli'ye ve DEM Parti'ye teşekkür

Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, bu günleri görmemize vesile olan kahraman ordumuzun kahraman mensuplarına, polis, jandarma, sahil güvenlik birimlerimize, teröre karşı en ön saflarda mücadele eden güvenlik korucularımıza, Milli İstihbarat Teşkilatımızın isimsiz kahramanlarına, muhterem gazilerimize ve şehitlerimizin değerli yakınlarına, yarım asırdır yaşadığı onca acıya rağmen bu topraklardaki ebedi kardeşliğine leke sürdürmeyen aziz milletime bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.

İttifak ortağımız MHP'nin Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli'ye, sağduyulu bir üslupla süreci sahiplenen DEM Parti heyetine ve özellikle merhum Sırrı Süreyya Önder'e, farklı kulvarda olsak da milli meselelerde milli duruş sergileme basiretini gösteren siyasi partilere ve aktörlere, sorumlu yayıncılık çizgisi ile sürece destek olan basın kuruluşlarımıza ve gazetecilere, ayrıca isimleri bizde mahfuz diğer arkadaşlarımıza kalpten teşekkür ediyorum.

Güvenlik birimlerimizin çalışmalarına destek olan Irak merkezi hükûmet ile Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'ne de buradan teşekkürlerimi iletiyorum."

T24

Dünyadan
Diğer Haberler
  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks