UTANÇ GÜNLERİ: 6-7 EYLÜL 1955

#5914 Ekleme Tarihi 06/09/2020 01:50:10

Bu toprakların gördüğü en büyük utanç günlerinden biridir 6-7 Eylül olayları. Bu 2 günde; ellerinde kazma, balta ve sopalarla sokaklara dökülen binlerce kişi gayrimüslimlere ait ev ve işyerlerini yakıp yıktı, çaldı, insanları darp etti, öldürdü, kadınlara tecavüz etti.

1955 yılı Türkiye'nin siyaseten en karışık dönemlerden biriydi. Menderes hükûmeti içeride vadettiği şeyleri yapamıyor, ekonomi gün geçtikçe kötüye gidiyordu. Dışarıda ise özellikle Kıbrıs’ta yaşanan sorunlar can sıkıyordu.

1955’in yaz döneminde, Kıbrıs’taki gerginlikleri takiben özellikle Hürriyet gazetesi İstanbul’da yerleşik Rumlara karşı bir kışkırtma kampanyası başlatmıştı. Yapılan haberlerde Patrikhane’deki din adamlarının Kıbrıs’taki Rum bağımsızlık mücadelesi için para topladıkları iddia ediliyor, insanlar kışkırtılıyordu. Diğer yandan Kıbrıs Türktür Cemiyeti (KTC) kamuoyunda Kıbrıs konusundaki hassasiyeti arttırmak için yoğun çaba içindeydi. Buna şimdilerde AKP’nin kadrolarını oluşturan Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) ve Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF) gibi öğrenci örgütleri de destek veriyordu.

Tarihler 6 Eylül 1955’i gösterdiğinde; İstanbul’daki başta Rumlar olmak üzere gayrimüslimler bir yalan haberle hedef haline getirildi. Yapılan haberde Selanik’teki Atatürk’ün evine Yunanlılar tarafından bomba atıldığı yazıyordu. Bu haberle galeyana gelen binlerce kişi ellerinde kazma, balta ve sopalarla sokaklara dökülerek gayrimüslimlere ait ev ve işyerlerini yakıp yıkmaya başladı.

Resmi kaynaklara göre 4 bin 214 ev, 1.004 işyeri, 73 kilise, 1 sinagog, 2 manastır, 26 okul tahrip edildi. Kiliselere saldırıldı, içindeki kutsal resimler, haçlar, ikonalar ve diğer kutsal eşyalara zarar verildi. 73 Rum Ortodoks kilisesi ateşe verildi. Olaylarda 11 kişi hayatını kaybetti. Yüzlerce insan yaralandı, 60 kadına tecavüz edildi. Helsinki Watch örgütü ölenlerin sayısının 15 olduğunu yazdı.

1922 yılındaki Türk-Yunan nüfus mübadelesi sonucunda 100 bine düşen Rum nüfusu, 6-7 olayları sonrasında 2 bin 500'e düştü.

Olaylar sadece Beyoğlu’nda yaşanmadı. Rumların yoğun olarak yaşadığı semtler; Beyoğlu, Kurtuluş, Şişli, Nişantaşı, Eminönü, Fatih, Balat , Eyüp, Bakırköy, Yeşilköy, Ortaköy, Arnavutköy, Bebek, Moda, Kadıköy, Kuzguncuk, Çengelköy de bu vandallıktan ve ırkçılıktan nasibini aldı. Tahrip edilen işyerlerinin sadece yüzde 59’u Rumlara aitken, kalan yüzde 17’sinin Ermenilere, yüzde 12’sinin Yahudilere ait olması olayın ırkçı boyutunu gözler önüne seriyordu.

Olayların başladığı saatlerde İstanbul’da olan başbakan Adnan Menderes saldırıların kontrol edilememesi üzerine Sapanca’dan çağrıldı ve sıkıyönetim ilan edildi. Olaylarla ilgili olarak önce 3 bin 151 kişi tutuklandı. Sonra bu sayı 5 bin 104’e yükseldi. 10 Eylül 1955 günü dönemin İçişleri Bakanı Namık Gedik istifa etti. Sonrasındaki soruşturmalarda; bu ülkede çokça örneğini gördüğümüz şekilde, yaşananlardan solcular ve komünistler sorumlu tutulmaya başlandı.

Bir gün önce "Yunanlılar atamızın Selanik'teki evine bomba attılar" haberi ile insanları kışkırtan gazeteler “ülkenin ağır bir komünist düzen ve yakıp yıkmanın etkisinde kaldığı” manşeti attılar.

İçlerinde Aziz Nesin, Kemal Tahir, Hasan İzzettin Dinamo’nun da olduğu 45 aydın-yazar olayları kışkırttıkları gerekçesiyle tutuklandı.

Hükümete göre, 6-7 Olayları Kominform ve Komintern tarafından NATO’ya sabotaj amacıyla düzenlemişti.

Olayların ardından, binlerce Rum Türkiye’den göç etmek zorunda kaldı. Amaçlanan şeylerden biri gerçekleşti ve Rumların ülke ekonomisindeki yeri zayıfladı. Rumların ve gayrimüslimlerin mallarına el konuldu.

Zaman içinde bu olaylara dair çeşitli itiraflar da geldi. 6-7 Eylül olaylarının olduğu sırada Seferberlik Tetkik Kurulu’nda görevli olan, 1988-1990 yılları arasında MGK Genel Sekreterliği yapan Sabri Yirmibeşoğlu, gazeteci Fatih Güllapoğlu’na verdiği röportajda 6-7 Eylül olayları hakkında şu demeci veriyordu; “6-7 Eylül de bir Özel Harp işidir. Muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı.”

Türkiye futbolunun efsanelerinden biri olan aslen Rum olan Lefter Küçük Andonyanis de, olayların mağdurlarından oldu. Lefter, o günleri şöyle anlattı: “15 gün önce gol attığımda omuzlardaydım. O gün ise kayalar ve boya tenekeleri ile karşılaştım. En kötüsü harçlık verdiğim çocuklar evime saldırdı. Kızlarım küçüktü, onları öldürmeye kalktılar. Sonra çok sordular kim yaptı diye, ama o gün de söylemedim, bugün de söylemeyeceğim.”

Cengiz Bektaş’ın Milliyet Gazetesi’ne verdiği röportajdaki bir anısı ise olayın acı yönünü gösteren diğer bir örnekti:

“Ertesi günün ilk saatlerine dek caddelerde, sokaklarda olanı biteni izledim. Yaşamımda ilk önemli şoklardan biriydi. İstiklal caddesinin otuz santimetre yırtılmış kumaş, parçalanmış eşya katmanıyla örtülmüş olduğunu görmek neyin nesiydi? Hele avukat olduğunu bildiğim bir hanımın cadde ortasında kumaş yırttığını görmek beni çok etkilemişti.”

Gerçekten de olayın vahim yönlerinden biri bu linç ve yağmaya her gelir grubundan insanın katılması, daha dün komşusu deyip yüzüne baktığı insanın malına, canına, bedenine göz dikmesiydi.

Özel Harp Dairesi (ÖHD) başkanı, Genelkurmay İstihbarat başkanlığı ve Milli Güvenlik Kurulunda üst düzey görevlerde bulunmuş emekli Tuğgeneral Sabri Yirmibeşoğlu’nun gazeteci Fatih Güllapoğlu’na anlattıkları hala aklımızda:

"- Bak ben sana bir örnek daha vereyim: 1974’teki Kıbrıs Harekâtı. Eğer Ö.H.D. olmasaydı, o harekât, yani iki harekât da o kadar başarılı olabilir miydi? (...) Adaya, bankacı, gazeteci, memur görüntüsü altında Özel Harp Dairesi elemanları gönderildi ve bu arkadaşlarımız, adadaki sivil direnişi örgütlediler, halkı bilinçlendirdiler. Silahları 10 tonluk küçük teknelerle adaya soktular.

Sonra 6-7 Eylül olaylarını ele al...

- Pardon Paşam anlamadım, 6-7 Eylül olayları mı?

- Tabii. 6-7 Eylül’de, bir Özel Harp işiydi. Ve muhteşem bir örgütlenmeydi. Amaca da ulaştı. Sorarım size, bu muhteşem bir örgütlenme değil miydi?

- E, evet Paşam!.."

6-7 Eylül 1955 tarihinde, İstanbullu "gayrimüslim" yurttaşlarımıza karşı işlenen, cinayet, yaralama, saldırı, tahrip ve yağma suçlarının 65. Yıl dönümündeyiz. Ama değişen fazla bir şey yok.

Yararlanılan kaynaklar: Günlük gazeteler, dergiler vb.

Attachment

Attachment

Çerkesya Hareketi Haber Merkezi

Dünyadan
Diğer Haberler
  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks