Merhaba!

#3 Ekleme Tarihi 30/09/2015 07:59:49

14 Aralık 2010 Salı Saat 17:33

Yayına başladığı günden beri takip etmeye çalıştığım cerkesyayurtseverleri.com için bir şeyler yazmak gerçekten heyecan verici.

Öncesini, yani yayına başlamadan önceki süreci az çok biliyorum. Her yönünü değil belki ama en azından bu oluşumu tetikleyen temel unsurları biliyorum. Benim gibi süreci bir adım geriden izleyen yurtseverlerin de burada olması ve katılım sağlaması-sağlamak istemesi, aşağı yukarı aynı temel çatışma ve kesişen hedeflerden kaynaklanıyor. Yorumlarını merakla beklediğim bir dolu büyüğüm var bu çatı altında ve birçok konuda durum tespitleri de, çözüm önerileri de saygı duyulacak nitelikte.

Heyecanım biraz da bu yüzden. Hop diye bir yere dalmak, buyurun ben geldim demek çok kolay değil. Bir yazıya başlamak, düşünceleri anlamlı bir şekilde yazıya dökmek özen ve mesai istiyor.  

Sevdiğim bir yazarın cümleleriyle ''Sonsuz-sınırsız düşünceye sahip olabiliriz ama ifade etmek için yirmi dokuz harfimiz var maalesef.''  

Kendi bakış açımla beraber benim gibi yurtseverlerin bakış açısını da aktarabilirsem şu yirmi dokuz harfle, ne mutlu bana.  Söylemlerin havada kalmadığı, hayat bulduğu bu dinamizme ortak olmak, bir parçası olmak istiyorum çünkü. İçinde bulunduğumuz süreç, herkesin olduğu gibi benim de dikkatimi çekiyor. Beni de heveslendiriyor. Eskiyle yeni arasındaki farkı görebilmem ne kadar aktif katılım sağladığımla ölçülmeyecekse rahatlıkla söyleyebilirim ki, şu bir kaç yıllık zaman diliminde epey yol kat edildi. Ciddi bir uyanış söz konusu. Kabullendiğimiz aksaklıkların aslında normalimiz olmaması gerektiğini, küserek, yok sayarak değil, tavır geliştirerek düzeltilebileceğini gördük, görmeye de devam ediyoruz. Oluşan kamuoyu bizi hem yüreklendiriyor, hem de kendine doğru çekiyor. Sosyal ve sorgulayan bir varlık olmanın bilincindeyken ve her alanda duyarlıyken, kendi gerçeğimize olan mesafemiz hızla kapatılmalıydı zaten. Artık şapkamızı önümüze alıp, tüm yollar Çerkesya'ya çıkıyor diyebiliyoruz. Kimseye haksızlık, saygısızlık yapmak istemem. Tabi ki kimsenin ya da hiç bir kurumun samimiyetinden de şüphe etmiyorum.

Bu güne kadar canla başla kimliğimize sahip çıkan, mücadele eden, iyi niyet çerçevesinde elinden geleni yapan büyüklerimiz, arkadaşlarımız var. Onlar da kendilerince bir yol izlediler bu güne kadar. Yalnız sonuca bakınca, izlenen yolun artık tıkandığı, bizi sona doğru yaklaştırdığı ve yöntemsel hatalarla dolu olduğu ortada. Gelecek yüzyılda da var olmak istiyorsak eğer acilen somut durumların somut tahliline, yeni yöntemlere ve taktiklere ihtiyacımız var. Yani artık ''iyi niyetli'' faaliyetlerle değil, güvenilir bir örgütlülük ve sağlıklı kurumlarla yola devam etmeliyiz. Neyse ki son yıllardaki gelişmeler bu yola girdiğimizi gösteriyor. Umut ve cesaret veriyor. Çerkesya’nın yolunu ancak kendi kurumlarımız, aydınlarımız açacaktır bize.

Bir yurtsever olarak, tüm halklar için olduğu gibi kendi halkım için de karar mekanizmalarının devrede olması, düzgün işlemesi en büyük umudum. Bu beni duygusal tatminden öteye gitmeyen ''kültürel etkinliklerimizden'' daha fazla ilgilendiriyor. Var olmanın şart ön koşulu toprağına sahip çıkmaktır anlayışına sahip kurumlarımız olmalı artık.  Bu minvalde bir ışık hepimizi aydınlatacak. Üzerimizdeki rehavet de, geleceğe küskünlüğümüz de kalkacak ortadan. Son zamanlarda okuduğum haberler, yorumlar bu ışığı gördüğüm için beni heveslendiriyor.

Birçok nedenle kendine şimdiye kadar ki yapılarda yer açamamış, öznel bakış açısını ortaya koyabileceği platformlar bulamamış bir yurtsever olarak- ki bu sadece benim sorunum değil- bazı kalıpların aşılması gerektiği inancındaydım hep. İnsan kabul gördüğü, kendini rahat ifade ettiği ve ortak hareket edebilme ihtimalinin en yüksek olduğu alanları tercih eder. Ben ve benim gibi yurtseverler, Çerkesya adına kendimize alanlar açabilmiş olmaktan dolayı ayrıca mutluyuz. Geleceğimizi kurma hayali hem ortak paydamız hem de bizim için yeterli bir motivasyon. Bu dönüşümü, iyiye evrilme sürecini korkuyla izleyenler için söyleyecek pek sözüm yok. Onların direncinin kaynağı pek çok unsur barındırıyor bünyesinde. Anlamak zor değil. Onlarca yıllık tarihsel hatalar var ve ama geçmişle yüzleşmekten kaçarak geleceğe de bakamayız. Kimin halinden memnun olduğu da çok önemli değil.

Geleneksel çizgilerini gözden geçiremeyenler de, sırf muhalefet olsun diye muhalefet olanlar da, çıkarlarından vazgeçemeyenler de gölge etmesinler yeter. Bu mücadele cesur yurtseverlerle verilecek zaten, herkesle değil. Bildiğim kadarıyla Kızıldereli'lerde sayı sistemi bir - iki - çok' dan ibaret. Yani beş de çok,  elli de çok bu sisteme göre.( Bilmiyorum açmam gerekir mi?)  Sayıdan daha önemli olan kararlılıktır gibi geliyor bana. Kararlılık ve cesaret.

Biz genç yurtseverler, Anavatan Çerkesya için  üzerimize düşen sorumluluk dahilinde sonuna kadar varız diyoruz.

Toprağına ve geleceğine sahip çıkmak isteyen, halkların kaderlerini tayin hakkına inanan herkesle buluşabilmek dileğiyle, herkese tekrar merhaba.

Bu benim tanışma yazımdı. Bundan sonra sık sık görüşmek üzere, sağlıcakla kalın diyorum...

  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks