'Vatana Dönüş' İnancı ve Özlemi Asimilasyonun Önündeki Barikattır

#6781 Ekleme Tarihi 07/03/2021 02:16:43

"Dönüş" ve/veya "Dönüş Hareketi" deyince alıp valizi bir Çerkes Cumhuriyeti'ne gitmek ve orada yaşamak anlaşılıyor.

Bu nedenle "Dönüş Hareketi'ni Örgütlemeliyiz" veya "Dönüş Düşüncesi Yaşamalıdır" dediğimizde bunun ne kadar mümkün olduğu sorusuna muhatap oluyoruz.

Bunda da en büyük sorumluluk yine Dönüşçülerde. Çünkü yıllardır yapılan tartışmalarda, sohpetlerde Dönüş düşüncesini böyle bir karara veya tercihe indirgediler.

Politik tartışmalarda kızdıkları veya ideolojik olarak yetersiz kaldıkları yerlerde muarızlarına üstünlük sağlama aracı olarak kullandılar.

"Hariçten gazel okuma", "yurtseversen önce vatanına gel" gibi sözlerle.

Yetmedi, oradaki bazı ekonomik sosyal eksikleri ve dönüş yapmış insanların kimi yanlışlarını kayıtsız şartsız savunmaya, en azından "Dönüşe zarar vermesin" diyerek gizlemeye çalıştılar. Orada yaşamayı neredeyse "herşey" diyerek kutsadılar.

Bu nedenle "Dönüş" deyince akla artık sadece "vatanda yaşamak" geliyor. Hem de nasıl istersen öyle yaşamak...

Halbuki "Dönüş" hayata, Çerkes kimliğine ve Çerkes Sorunu'na bakış açısıdır. Bir politik duruştur.

Çerkes kimliğinin ve insanının vatanıyla kurduğu ve/veya koruduğu duygusal, düşünsel, ruhsal ve ekonomik-politik bağdır, köprüdür.

Ve Çerkes kimliğinin vatanıyla kurduğu bu ilişki, diasporada asimilasyonun önündeki barikattır.

Ama böyle değil; "alıp valizi vatana gitmek..." miş gibi anlattıkları ve akıllarda böyle kaldığı için, "Dönüş" veya "Dönüş Hareketi" deyince başkaları da hemen "Dönüş"ün önündeki hukuki, keyfi ve pratik zorlukları dile getiriyorlar. Sonuç olarak, "bir daha gitmeyeceğim/iz yer"le düşünsel, siyasal ve ruhsal bağlar da zayıflıyor.

Halbuki, bir politik düşünce onun örgütlenmesi ile ilgili zorluklara, önündeki engellere bakılarak veya ne zaman örgütlenebileceğine bakılarak "doğru" veya "yanlış" diye değerlendirilmez.

Bu nedenle siyasi jargonda, "nesnel" ve "öznel" şartlar ayrımı yapılır. Nesnel olarak doğru olana, öznel olan ( yani insan unsuru ) hazır olmayabilir.

Bu ayrım önemlidir, çünkü çalışma tarzınızı buna göre belirlersiniz.

"Vatana Dönüş" düşüncesi, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın her Çerkesin öncelikle bir vatanının olduğunu bilmesi, bu vatanı ile bağlar kurması, onu siyasi ekonomik ve demografik olarak güçlendirmesi ve sonsuza kadar yaşatması gerektiğini anlatır.

"Vatana Dönüş" düşüncesi, diaspora Çerkesinin kendini ve yaşamını vatanın ihtiyaçlarına göre yeniden yaratması ve örgütlenmesi demektir. Yarın dönecekmiş gibi yaşamaktır...

Ve, varlığının, güçlü bir vatanın, Çerkes kalmak için bir "olmazsa olmaz" olduğunu bilince çıkarmaktır.

Çünkü, Çerkes vatanının varlığı, Çerkes kimliğinin, dilinin ve kültürünün yaşamasının, diasporadaki varlığımızın bir garantisidir.

Vatansız diaspora olmaz zaten!

Sonra, "Dönüş" düşüncesi bir Çerkesin ideolojik-politik olarak donanması ve güçlenmesi demektir. Bu donanım sayesinde kendisini asimilasyona neden olan kafa karışıklıklarından, Çerkes kimliğini ve kültürünü kemiren politik söylemlerden korur.

Mesela asimilasyonun ilk durağı demek olan "Türkiye de vatanım", "Türkiye benim ikinci vatanım" veya "vatanım Türkiye, anavatanım Kafkasya"... gibi "duel kimlikleşme" ancak "dönüş" veya "Vatana Dönüş" düşüncesi ile durdurulabilir.

Çünkü "vatana dönüş", vatanı da çok net tanımlar. İçerisinde yaşadığımız ülkelerin sadece "vatandaşı" olduğumuzu, bizim bir vatanımızın olduğunu sürekli akılda tutmamızı sağlar.

Keza, "Dönüş" düşüncesi, vatanla ve halen vatanımızda yaşayan soydaşlarımızla bağlar kurmamızı, onlarla birlikte bir gelecek planlamamızı, yeniden birlik olmamızı anlatır.

Bu, Çerkes halkının yeniden birleşmesi, uluslaşması demektir. Geleceğimizi garanti altına almanın biricik yolu ve yol haritasıdır.

Ve "Dönüş" düşüncesi diasporada yaşayan Çerkeslerin vatanımızda yaşayan Çerkeslere, orada yaşatılan veya değişen kültüre ve gelenek göreneklere göre kendini yeniden yaratmaları demektir.

Geleceğini vatanında yaşama vizyonuna göre kurgulayan bir Çerkes vatanında konuşulan dili ve yaşatılan kültürü öğrenmek için bile daha çok çaba gösterir.

Bugün diasporada yaşadığı halde Çerkesçe okuyup yazabilenlerin çoğunun "Dönüşçü" veya vatanı ile bir biçimde bağ kurmuş olması tesadüf değildir.

Son olarak, "Dönüş" düşüncesi, diasporada maddi ve manevi enerjimizi kendi geleceğimize yoğunlaştırır, bizi asimile eden, enerjimizi sömüren siyasi ilişkilerden, başkaları için saçımızı süpürge etmekten ve ölmekten-öldürmekten korur.

Bunlar ve çok daha fazlası, Dönüş düşüncesinin artılarıdır.

Pratiğinde kimi eksiklerin, yanlışların veya eksilerin olması bu gerçeği değiştirmez. Ve biz Dönüşçülerin bütün bunları konuşmak, güncelle/n/mek ve "Dönüş Hareketi"ni yeniden örgütlemek için bir araya gelmeleri gerektiğine inanıyoruz.

Çünkü Dönüş düşüncesi, Çerkes kimliğinin, Çerkes halkının tarihi vatanımız Çerkesya'da birliğinin ve vatan ile diaspora arasında sağlıklı bağlar kurmanın güvencesi olduğuna inanıyoruz.

Eğer "Vatana Dönüş" düşüncesi biterse, "diaspora Çerkesi" de biter. Bu nedenle mutlaka yeniden örgütlenmelidir...

Çerkesya Hareketi Haber Merkezi

Bakış Açımız
Diğer Haberler
  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks