
Folklorun Klasik Şekilleri ve Çerkez Diasporasının Çağdaş Sosyo-kültürel Söyleminde Kafkasya Savaşı
Madina M. Paştova*
Bu çalışmada Çerkes diasporasının folklor alanında ve çağdaş sosyo-kültürel söylemlerinde ortaya çıkmış Kafkasya Savaşına dair stereotipik öyküsel ve şiirsel metinlerin bağlantısı araştırılmaktadır.
Türkiye’nin Çerkez diasporası çevresinde gerçekleştirilen üç araştırma neticesinde ve aynı zamanda, R. B. Unarokovaya, A.M. Gutov, A.A. Tsipinov, B.Ç. Bijoyev, M.A. Tabişev gibi iş arkadaşlarımızın çalışmalarına dayanarak1 Çerkezlerin sık olarak yaşadıkları bölgeleri kendi şartları açısından yegâne folklorik bir alan olarak gösterebiliriz. Bu çalışmada, biz, araştırmada söylem analizi metodunu açan, Kafkasya Savaşına dair diaspora çevresinde ortaya çıkmış metinlerin kaynaklarına dikkat çekmeye ve onların sosyal pragmatik fonksiyonlarını açığa çıkartmaya çalışmaktayız.
Genel anlamda gözleme dayalı olarak folklorik metinleri iki gruba ayırabiliriz: Vatan topraklarından götürülenler ve yabancı topraklarda yazılanlar. İlk gruba ait metinler ‘Heku Hıbar, Heku uered’ gibi bilgi verici metin olarak tanımlanmakta ve ayrı ‘Prestijli’ olarak gösterilmektedir, fakat bu repertuarın taşıyıcıları olanlar ise ‘yüksek statülü’ bilgilendiriciler/aktarıcılar olarak tanımlanmaktadır. Bu grup metinlerin içinde: açık bir şekilde Kafkasya Savaşına, savaş kahramanlarına ve anti-kahramanlara dair efsaneler, eski şiirler ve metin öyküleri bulunmaktadır. Bunlardan bazıları ise: “Voyennaya [Marş] Pesnya (Askeri Şarkılar)”, “Kabardinskoye Nochnoye Napadeniye (Gabardin Gece Saldırısı)”, “Pesnya o Knyaze Kuçuke Acigireyeve (Knyaz Kuçuk Acigiriyev Şarkısı)”, Magomet-Aşe Atajukin, Ayteçe Kanokove, Şumaho Şogenove, Ale Hirtsıjeve, “Pesnya o Magamete Şeretlukove (Magamet Şeretlikov Şarkısı)”, “Pesnya o Magamete Kodzheberduko”, “Hadciretskih” şarkıları ve stereotip metinler vs. şeklindedir. (Daha geniş şekilde bahsedeceğiz) Gördüğümüz üzere, bu metinler Kafkasya Savaşı dönemi ülkesinde (Metropoli)2 folklor repertuarında3 geniş bir şekilde verilmiştir. Bunları ise ‘Klasik’ler olarak tanımlamaktayız.
Yukarıda söylediğimiz gibi, Çerkez diasporasının çağdaş toplum yaşantısındaki bu ‘Klasik’ folklorik yapıların söylem potansiyellerinin çıkarılması folklorist antropologlar için güncel bir konu olarak gösterilmektedir. Belirli sosyo-kültürel kontekstlerde oluşmuş dinamik komünikatif süreçler sonucunda ortaya çıkmış metinler topluluğu olarak ‘Söylem’ kavramı bizim için ilginç tanımdır.4 N.D. Arutyunovaya’nın ifadesine göre, söylem ‘Hayata yüklenmiş konuşmadır’5 . Bununla birlikte, her şeyden önce araştırma dilsel açıdan (sözlü-folkloristik) önemlidir, biz, araştırma için seçilmiş birtakım öyküsel metinlerin sosyolojik nüanslarının bütününe dikkat çekmeye çalışmaktayız.6 Kültürün sembolik şekillerinin yeniden üretilmesi çalışması ‹Folklor› olarak tanımlanabilir. “Folklor, geleneği bir nesne ve o geleneğin yorumlanma şekilleri olarak ayırarak, folklorik metinlerde yeniden üretilmesiyle kolektif anlayışların sabitliğini sağlayan bilgi olarak tanımlanabilir”. (S. Adonyeva) 7
150 yıllık geçmiş olaylar hakkındaki stereotip öykülerin yeniden üretilmesi sürecinde doğmuş söylem çalışmalarına benzer bir yaklaşım çok önemli bilimsel bir sorunu çözmeye yardımcı olmaktadır: Bunlar ise ‘Çerkez diasporası stereotip anlayışları ve Çerkesya tarihi hakkında gerekli bilginin alınmasına; Kafkasya savaşı olayları hakkındaki folklorik hatıranın yapısal öğelerinin ortaya çıkmasına; bu söylem pratiklerinin yeteneklerinin tanımına, sosyal gerçekçiliği yapılandırmak, diasporadaki toplumsal gelişiminin doğrultusuna etki etmek’.
Yukarıda belirttiğimiz gibi Kafkasya savaşı hakkındaki folklorun ‘Klasik’ türleri etrafında şekillenen öyküleri aktarıcılar ‘Vatan’dan getirilmiş’ olarak göstermektedir (Хэку хъыбар). Belirtilen metnin durumu Haçeşlerde ‘Oturup-konuşma’ tarzına, erkek aristokratik kültürüyle bütünleşmiş, konuşanın dilsel ve üstelik sosyal kabiliyetine sıkıca bağlıdır. 150 yıllık geçmiş olaylara dair folklorik bilgilerin sunulma becerileri, diasporada Çerkezlerin etnik (uygarlık) kimliğiyle sıkıca bağlıdır:
“Хьатыжъыкъо Iащэр щэхьид зыщыхъугъэ трафэр къызыпIокIэ - зы, сIуагъэ, - Хэкум шъузесым шъуздэщысыгъэ чIыпIэр къызыпIокIэ - тIу, - сIуагъэ - о уизакъоп, зэрэчылэу ар ялажь, - сIуагъэ, - Саусырыкъоди Iухьагъэу, “чэмыжъыкъурэлъф, хьамэ къылъфыгъэр къигъэкI!” къезыIуагъэр къапIомэ - щы, шъукъыздежьэгъэ тарихъыр - миплIэр къызыпIоджэ, - сIуагъэ, - къызэрэпIорэм фэдэу шъуадыг”. 8
‘Eğer Hatajuko Kolçerukiy’nin (Aşe) hangi tarafta kahramanca öldüğünü söylersen - (bunu) ilk önce dedim, - Vatan topraklarında yaşarken, bulunduğunuz yeri (köyünüzü) söylersen - dedim ikinci olarak - sadece senin değil, tüm Adıgelerin borcudur bu - dedim - eğer kim Sausırıko kapılarına gelip, ona, eski çoban soyundan, itle doğmuş, çık dışarı! derse - dedim üçüncü olarak - ‘soyunun’ geçmişi nereden geliyor - eğer bu dört sorunun cevabını verirsen - dedim, ‘eğer söylersen cevabını, o zaman sen Adıgesin’.
Benzer diyaloglar, araştırmanın özel bir konusu olarak, sadece etnik yapıların de ğil aynı zamanda diğer türden benzerlikleri ortaya çıkartma açısından kaynak olabilirler: Örneğin, yerel-grupsal, sosyal-sınıfsal, dinimezhepsel benzerlikler.
Örnek göstermek açısından Kabardin alt etnik grubunun birtakım yerel-grupsal kimliğinin iki türünün sembolik karşıtlığını gösteren örnekler verebiliriz: - ‘тIуащIэдэс / хьэжрэт’. Bilindiği üzere Хьэжрэт (Haciret) tanımlamasıyla ‘Kaçak Kabardeyler’ 1820’li yıllarda Knyaz Magomet-Aşe Atajukina, Kuçuk Acigireyev, Ali Karamurzin vs. önderliğinde Kuban’ın ardına gidenler olarak adlandırılmışlardır. ‘тIуащIэдэс’ (Mejdureçye halkı) terimi ile ise sömürge rejimi kurulduktan sonra da Kabardiya’yı bırakıp gitmeyen Kabardeyler ifade edilmiştir.9 Bazen bu karşıtlık “тIуащIэдэс / хуэдздэс” veya “тIуащIэдэс / лабэдэс” (Mejdureçenler / Hodzinler veya Mejdureçenler ve Labinetsler, yani Hodz ve Labu’ya göç edenler) olarak dillendirilmektedir.
Diasporada Kabardeylerin yaşadıkları yerlerde, özellikle Uzun-Yayla civarındaki (Kayseri) anklav topraklarındaki folklorik tarih geçmişi, köyler ve ‘Haciret’ veya ‘Mejdureçen’ gibi farklı aileler hakkındaki bilgileri halen korumaktadır. Böylelikle, Mejdureçenlerin ve Haciretlerin yanyana yaşadığı, aralarında akan nehir tarafından bölünmüş köylerden birinde tarihi grupsal kimlik güncelliğini son zamanlara kadar korumuştur. Bu ise daha çok çocuk yaşantılarında, özellikle ritüel olarak söylenen dövüşmeye kışkırtmak amaçlı stereotip sataşmalarda görülmektedir. Örneğin: “ТIуащIэдэсыр кхъуэсурэтс, хьэжрэтыр жэнэтбзус!” (“Mejdureçen - domuz gibidir, Haçirat - Cennet Kuşu!!”). Bu bilgiyi veren aktarıcılarımızın hatırladığına göre, bu durumda yaşlılar ise gülerek şu sözleri söylerlerdi: ‘Ne oldu, sizi dövdüler mi? Ualei, cesurca Haciretlerle baş etmek kolay değildir, Haciretler savaşta ön cephelerde savaşmışlardır!’10 Yukarıda verilmiş sataşma şekli başka bir aktarıcının bilgilerine göre bu ifade eski bir şarkıdan alınmıştır, onun söz lerine göre bu sözleri kendi dayı/amcasından duymuştur.
Haciretlerin ve Mejdureçenlerin nasıl bir birlerinden ayrıldıkları anlatılırken, metnin oraya çıkartılmasındaki önemli bir husus da bizim saha çalışmamızdan edindiğimiz olayların birinde, konu ‘Kırımlıların’ ‘Ruslarla’ değiştirilmesiyle Kırım Hanlığı askerlerinin Kabardiya’ya saldırması hakkında üretilmiştir.11 Veya örneğin amatörce çekilen “Къэбэрдей хьэжрэтхэм я уэрэд” (Kabardeyler Haciretlerinin Şarkısı) adındaki bize verilen ses kayıtlarının12 birinde, İstanbul Çıkışının nedenleri Bolşevik devrimlerine ve onun sonucunda da yaşanan zorunlu göçe bağlıdır. Tarihsel gerçeklerden ziyade folklorik gerçeklere dayanan bir işe sahip olduğumuz aşikârdır, bu ise folklorik hatıralar için ‘değişim’in doğal mekanizmalarıdır. Bölünmenin gerçek sebebini yani ‘Fikir ayrılığı’nı folklorik bilinç aşağıdaki seçimde görmektedir: ‘Sömürge olan Kabardiya’yı bırakıp gitmek veya Kabardiya’da kalmak’ ve Haciretler ve Mejdureeçenler arasına ‘aldatma yoluyla’ dışarıdan düşmanlık sokulmuştur:
- Адыг′эм фэ фапэлъэщынкъым, къурназлыкъ евмыщIэмэ. - ЛIо тIэ етщIэнур? - ЕпщIэнур араси, зы шу зых′эвгъэкI′и Хуэдздэсым дыгъэр щыкъухьэм блэкI′ыу, абы къэкIуэж шухэм яхуэзэрэ “Хуэдздэсым сыт щыхъыбар?” жаIуу къыщеупщIкI′э, “Хуэдздэсым я махъсымэ пIащIэр куэдс, я лы пшэрыр гъэжьас. Махъсымэ пIащIэм йофэ, лы пшэрыр яшх, къофэ-мэуг′ри зэх′этс. Уэлей, я тетыгъуэм!” - жыфIэ. Ар щызэх′ахкI′э абы я зэхуакум низыхь къихуэнс, зэныкъуэкъу хъунси... Ерым сыхьэт къэгувэмэ, ерым сыхьэткI′и фэ хуэдздэсыр хьэл фщIымэ, абы адэкI′э къэнам зыри къыващIэжыфынIым.” - жери унафэ къахуещIыр станицэм.13
- Adigelerle, eğer aldatma olmadan/aldatmadan, baş edemezsiniz?
- Peki, ne yapmalıyız?
- Şunu yapmalıyız… Bir tane atlıyı gönderin, güneş batarken Hodz’a geri dönenlerin yanından geçerken, eğer sorarlarsa ‘Hodz’da ne var ne yok?’ diye, ‘Hodzints’lerin mahsıması (bozası) çok şeffaf, yağlı etleri kızarmıştır. Şeffaf mahsımayı içerler, yağlı eti yerler ve dans ederler. Ualey, çok çok hoş zamanlar’ deyiniz. ‘Mejdureçenler’ bunu duyduğunda aralarındaki anlaşmazlık ortaya çıkacak ve rekabet etmeye kalkışacaklar… Eğer yarım saat dayanırlar ve yarım saat içinde Hodzinlerle anlaşabilirseniz, ondan sonra sizinle kalanlar hiçbir şey yapamayacaklardır’ dedi Stanitsa ve böyle bir emir verdi.14
“тIуащIэдэс / хьэжрэт”in arasındaki zıtlığı gündeme getiren söylemsel yapılar, Uzun-Yayla’da grup hiyerarşisinin oluşumu açısından yeni topraklara yerleşme sırasına dair yaşanan hatıralarla da bağlantılıdır. Bu ise ek bölgesel araştırmalara ihtiyaç duymaktadır fakat Mejdureçenlerin, Haciretlerden önce yerleştiği Uzun-Yayla’daki öncül ve baskın otoriteye sahip olduğu açıktır. Bu iki alt grup arasındaki ayrı mentalite farklılıkları hakkında bazı durumlarda konuşulabilir olduğunu belirtmek gereklidir ve bunlar ise zamanla pasif hafızaya girerek güncelliğini kaybetmektedir.15
Önemli bir kavram ise, folklorik söylemin konusudur (veya Çeyf ’e16 göre ‘Topik’). Aşağı yukarı aktif konular, birbiriyle bağlantılı öğelerin bir araya gelmesiyle oluşmakta dır. Böylece, ‘Haricet’ konusu, ‘хьэжрэт’ teriminin semantik açıdan dolmasının tarihsel değişimini gerçekleştirmektedir. Başlangıçta bu, dini (inanç, cihat için göç edenler) bir anlama sahipti, daha sonra ise yeni bir anlam (‘savaşçı, binici, dağlı, dirençli’) kazanmıştır17. Geyn’in gözlemleri bu anlamın zamanla kabul edilişini onaylamaktadır: ‘Dağıstan’ın sol kanadından askerler tarafından getirilen Cigit olarak adlandırılmaktadır, ‘Haciret’ kelimesine sahip (o kelimeyi kullanan) buradaki dağlılara bu kelime (Cigit) az tanıdık gelmektedir, ve aynı şekilde binici, babayiğit anlamına gelen Cigit kelimesi de onlara az tanıdık gelmektedir.18
İkinci anlamı öyle güçlenmiş ki, Labin Kabardeyleri çevresinde olduğu gibi UzunYaylada da esas olarak kullanılmaktadır. Klasik folklorik metinlerde bu kelime çeşitli anlamsal değişikliklerle -жь (-j) (хьэжрэтыжь) son ekiyle bağlanmaktadır. Bu anlamlar: ‘Tecrübeli, Korkunç, Güvenilir, Mutsuz’ vs. olarak gösterilmektedir.
Kafkasya savaşı söylemi ne şekilde yerel-grupsal kimliği gündeme getirmektedir derken antropolog ve soruya yanıt veren birinin diyalogunun kurulum metodolojisi hakkında bir iki söz söylemek gereklidir.19 Kafkasya’dan gelmiş toplayıcıya diasporada elbette başka bir komşuya davranıldığı gibi davranılır, fakat aynı zamanda Adıgelerin özel grubu olan “хэкурыс”’e ait olan biri olarak davranırlar. Diyalogun katılımcısı olarak aktarıcı Rusya’ya dair stereotip anlayışlar, Kafkasya’da yaşayan vatandaşlar hakkında oluşmuş kendi anlamsal alanının öğelerini aktif hale getirmektedir. Diaspora alanı şartlarında antropologun hatırlaması gereken şey: ‘Söylenenler sadece kelime ve dilsel eylemler değildir, söylenenler, sosyal ilişkilerin, ‘kendinin’ veya ‘başkalarının’20 tasvirlerini oluşturan tuğlalardır ve söylemler göründüğü gibi zararsız değillerdir, onlar sadece insanların dünya hakkındaki görüşlerini değil, aynı zamanda kendi sosyal yasaları ve davranış kurallarıyla yeni sembolik gerçekliği oluşturmaktadırlar.
Kafkasya savaşına ve İstanbul Çıkışına dair söylemde en etkin konulardan biri ise kaybedilen vatan konu olmuştur. Bu konu ise mitik (efsanevi) öğelerle doludur: ‘Altın Çağ’ ‘Kaybedilen Geçmiş Bolluk’ motifleri, tarihi toponimik kelimelerin yoğun çokluğu. Böylelikle, folklorik hafıza yüksek semiyotik toponim olan ‘Ахъмэтыбг’ (Laba nehri vadisindeki dağ) ile ilgili efsaneleri korumuştur: ‘Ahmet-Dağlarından Huedz nehrine bal düştüğünde, tüm hafta boyunca tatlı akardı’21
Ayrı ayrı ele alınmış bölgesel geleneklerde yeni küçük vatanın sembolik ‘Modellemesi’ çalışmalarını gözlemleyebiliriz. Örneğin: “Узун-Яйлэр Хэку ЦIыкIус” (Uzun Yayla - Küçük Vatan). Mera Шокъурэ (Adana Rayonu): at sürüsü vs. tasvirleriyle foklorikleşmiş çoban yaşantısından alınan hikâyeler, masallar, fıkralar gibi stereotip sözel metinlerin özgün yapısıyla uygunlaşmış Kafkasya dağlık meralarının kendine özgü kültürel örneği (къущхьэхъу). Şahsiyet durumu ve aynı şekilde grup durumu Çerkezya ve İstanbul Çıkışı hakkındaki hatırayla uygun düşmektedir. Anılarda vatanlarından eşyalarıyla (silah, giysi, eşya vs.) getirilmiş ve yabancı bir yere yerleşmiş Çerkezlerin ilk nesline hatırı sayılır derece de bir ilgi gösterilmektedir. Örneğin: Uzunyaylanın farklı köylerinden gelen Kabardey atlıları grubu törensel şekilde göçmen muhacirler neslinden gelen eski Hatukay kadınının hatırasına saygı göstermiştir.22
Kafkasya savaşına dair söylem yukarıda yazılanlar dışında daha birkaç öyküsel yapı ve ona bağlı sembolik öğeler ve motifler içermektedir. Örneğin: Dönüş diyalogları / Çerkezlerin tarihi vatanına geri dönemeyişleri, özellikle son yıllarda özellikle sosyal ağlar üzerinden gündeme gelmektedir. Bu diyaloglar ve yansımalar ‹Gerçek/Yalan, Güven/ Güvensizlik, Onur/Onursuzluk, Soyluluk/ Soysuzluk, Gerçek/Sahte, Güçlü/Zayıf› gibi karşıtlıklara başvurarak Rus (Kafkasya) Çerkezleri, yaşamsal ve politik gerçekler hakkında Rusya’ya dair stereotipleri gündeme getirmektedir.
Aldatıcı antropoloji çerçevesinde (Yalan Antropoloji) sadece çağdaş toplumsal politik söylem değil, aynı zamanda ‘klasik’ folklorik metinler de araştırılabilir: Savaşın kahramanları ve anti kahramanlarına dair efsaneler, İstanbul Çıkışının ‘Gerçek Sebepleri’ hakkındaki stereotip düşünceler, tarihteki ‘dilek kipli’ üsluptaki yansımalar.
Böylece, ne kadar canlı ve ne şekilde Kafkasya savaşına dair tarihi hatıra Çerkez diasporasının komünikatif alanında desteklenmektedir? ve bu hatıranın desteklenmesinde ‘klasik’ folklorik şekillerin rolü nedir?
Savaş Hatırası, diasporadaki yeni bölgelere Çerkezlerin yerleşmesi folklorik öykünün ayrılamaz parçasıdır. Yani, Çerkez, ‘ben kimim, nereden geldim, Türklerden ve Araplardan farkım nedir?’ diye kendine soru sorduğunda, hemen Kafkasya savaşına ve İstanbul Çıkışı’na dair bir soru gündeme gelmektedir. Daha geniş bir şekilde söylemek gerekirse, bu durum Çerkez diasporasının etno-kültürel ve uygarlaşma kimliğinde yatmaktadır. Bu anlamda, ‘Kafkasya savaşına dair birisi sahte hatıraları yeniden canlandırmaktadır’ demek zorunda kalınmayacaktır.
Profesyonel eğitim ve kültür kurumlarının olmadığı diasporada resmi olmayan iletişim çerçevesinde nesilden nesle aktarılan stereotip sözel anlatının manevi kültürün özünde bulunduğunu anlamak gerekir. Diasporadaki çerkezlerin farklı etnik gruplarının sosyal statüsü savaşa dair hatıralarla bağlantılıdır, kişilik statüsü tarihi hatıralar konularında direkt olarak onun yeterlilikleriyle bağlantılıdır (Savaş kahramanları adlarının bilgisi, Kafkasya toponimik tanımların bilgisi (‘ataların nereden geldi’ vs.).
Kafkasya savaşına dair Folkorik-tarihsel anlatı 150 yıllık geçmişe sahip olayların çağdaş, toplumsal, politik söyleminin ve Çerkez diasporasının etno-kültürel gelişim perspektifleri esasında olduğu gibi korunmasında ve en önemlisi etnik Çerkezlerin geleceğinin yorumlanmasında yatmaktadır.
Makalede belirtildiği gibi, Kafkasya savaşı hakkında genel söyleme dahil edilmiş ülkeye geri dönüşe dair anlatılar ve diyaloglar daha çok etnik sınıflar üzerine çalışmaktadır. İkinci olarak ise politik, hukuki sınıflar vs. Çerkezlerin tarihi vatanlarına geri dönüş imkânı ve imkânsızlığına dair anlayışlar uzun süreli davranışlarının tümüne bağlıdır: Etnik dargınlık hissi ve memnuniyetsizlik, Çerkez halkı trajedisinin kabul edilmesinde Rusya Federasyonun resmi şekilde herhangi bir etkili adımlar atmasına dair nafile bekleyiş. Türk dilli Çerkez bölgesinde ‘Kurban Söyleminin’ ne şekilde telaffuz edildiğini de ayrı şekilde araştırmak gereklidir.
(*) T. M. Keraşev Adıge Devlet Sosyal Bilimler Araştırma Enstitüsü Etnoloji ve Halk Bilimi Bölümü Elemanı. gupsa@mail.ru
(**) Rusçadan Çev. Semih Işık
(1) Unarokova R.B. Folklor adıgov Turtsii (vstupitelnaya statya) // “Folklor adıgov Turtsii” (na adıg. yaz.). Maykop, 2004. S. 15-24. Tsipinov A.A. Folklor zarubejnıh adıgov // Adıgskaya i karaçayevo-balkarskaya zarubejnaya diaspora: istoriya i kultura. Nalçik, 2000. S. 167-200. Gutov A.M. Problema etniçeskoy samoidentifikatsii zarubejnıh adıgov // Adıgskaya i karachayevo-balkarskaya zarubejnaya diaspora: istoriya i kultura. Nalçik, 2000. S. 51-69. Bijoyev B.Ç. YAzık kabardino-çerkesskoy diasporı v Turtsii i na blijnem Vostoke // Kabardino-çerkesskiy yazık. Tom II. Nalchik: Izdatelskiy tsentr “El-Fa”, 2006. 308-338; Tabishev M.A. Adygi Uzun-Yayly: fol’klor i etnografiya // Zhurnal “Psal” (na adyg. yaz.), № 6 (9). – Maykop, 2010. S. 228-242; Paştova M.M. 14. Folklor v çerkesskoy diaspore Turtsii: funktsionalnıye i regionalno-lokalnıye osobennosti // Folkloristika i kulturnaya antropologiya segodnya. Tezisı i materialı mejdunarodnoy şkolı-konferentsii. Moskva: RGGU, 2012. S. 418 – 425. http://www.ruthenia.ru/folklore/ may2012proceedings.pdf; Paştova M.M. K probleme opisaniya lokalnıh folklornıh traditsiy: cherkesı Uzun-Yaylı (Turtsiya) // Voprosı kavkazskoy filologii i istorii. Vıp. 8 (Materialı regionalnoy nauchnoy konferentsii “Tvorçeskoye naslediye Ali Şogentsukova: teoretiçeskiye aspektı izuçeniya”. K 110-letiyu A.A. Şogentsukova. 17 dekabrya 2010 g., KBIGI). – Nalchik, 2011. S. 113-123; Pashtova M.M. Institut ceguako v folklornoy kulture adıgov (cherkesov) Turtsii // Istoki natsionalnoy literaturı (Bekmurza Pachev i avtorskoye ustnoye tvorçestvo). Sbornik nauchnıh statey. – Nalchik, 2011. S. 131 – 148.
(2) Poskolku yedinogo, çislenno preobladayuşego nad diasporoy gosudarstvennogo obrazovaniya na istoriçeskoy rodine net, termin “metropoliya” upotreblyayetsya uslovno: my imeyem v vidu çerkesskoye naseleniye Severnogo Kavkaza i territoriyu, zanimayemuyu im
(3) Sm.: Adıgskiye pesni vremen Kavkazskoy voynı. Izdaniye vtoroye, dopolnennoye. Nalchik: “Pechatnıy dvor”, 2014; Nemerknushşiye zvezdı (“MykIosere zh ‘uag’okher”). Maykop, 1994; Narodnıye pesni i instrumentalnıye naigrıshi adıgov. M.: “Sovetskiy kompozitor”. T.3. CH. I (1986), CH. II (1990); Sbornik materialov dlya opisaniya mestnostey i plemen Kavkaza. Tiflis, 1898. Vyp. 25. Otd.3
(4) M.V. Yorgensen i L.Dzh. Fillips vıdelyayut v svoyey knige tri tsentralnıh metodologiçeskih podhoda: teoriya diskursa Laklo i Muffa, kritiçeskiy diskurs-analiz i diskursivnaya psikhologiya // Marianne V. Yorgensen, Luiza Dzh. Fillips. Diskurs-analiz. Teoriya i metod. Kharkov, 2008.
(5) Arutyunova N.D. Diskurs // Lingvistiçeskiy entsiklopediçeskiy slovar. M., 1990. S. 137.
(6) Etot aspekt fol’lornoy reçi otmeçayetsya kak v rannih, tak i v noveyşih teoretiçeskih rabotah po folkloru. Tak, B.N.Putilov otmeçal: “Folklor vıstupayet – v opredelennıh usloviyah i obstoyatelstvah – ravnotsennım uchastnikom pragmatiçeskih deystviy, funktsioniruyuşih sotsialnıkh institutov, bıtovıh situatsiy” (Putilov V. N. Folklor i narodnaya kultura. SPb., 1993. S. 50). Ili u Bogdanova: “Folklornıye tekstı - ne tolko nekiye obyektı folklornogo diskursa, no i te sredstva, blagodarya kotorım realizuyutsya sotsiativnıye (kontaktoustanavlivayuşiye), emotivnıye, volyuntativnıye, appelyativnıye, reprezentativnıye i drugiye vozmojnosti reçevogo obşeniya” (Bogdanov K. Povsednevnost i mifologiya. SPb., 2001. S. 51). Kakim obrazom diskursivnıy metod pozvolyayet vklyuçit’ v krug nauchnogo izucheniya ne tolko folklornıye narrativ, no i raznogo roda “razovıye” tekstı (naprimer, dialogi, reflektivı) horoşo pokazano O.B. Kristoforovoy na primere diskursa o koldovstve v russkoy traditsii (Kristoforova O.B. Diskurs o koldovstve i lokalnıye folıklornıye traditsii: semantika, pragmatika, sotsialnıye funktsii. Avt. diss... doktora filol. nauk. Moskva, 2010).
(7) Adonyeva S. Pragmatika folklora. SPb.: Izd-vo S.-Peterb. un-ta; ZAO TID “Amfora”, 2004. S. 276.
(8) Folklor adygov Turtsii (na adyg. yaz.). Maykop, 2004. S. 338.
(9) Sm. ob etom: Fadeyev R.A. Kavkazskaya voyna. M.: “Eksmo”, 2003. S. 162; Aloyev T.KH. “Beglıye” kabardintsı: formirovaniye v Zakubanye massiva kabardinskogo naseleniya i yego uçastiye v Kavkazskoy voyne v 1799 – 1829 gg. Avtoreferat dis... kand. ist. nauk. Nalchik, 2006; Hotko S.KH. Hacretova Kabarda: kubanskiye kabardintsı v kontekste etnopolitiçeskoy istorii Çerkesii // Liki adıgskogo proşlogo (istoriçeskoye prilojeniye k gazete “Adyge mak”. Vıp. №№ 20 (79) – 5 (88). Maykop, 2013. http://www. adygvoice.ru/newsview.php?uid=8423http://www.adygvoice.ru/ newsview.php?uid=8423
(10) Arhiv avtora. Materialı ekspeditsii 2011 g. (Kabak-tebe-Uzun-Yayla - Kayseri).
(11) Arhiv avtora. Materialı ekspeditsii 2014 g. (Kayseri - Pinarbaşi
(12) Inf. Şakhin Tlup (Şejhable, Uzun-Yayla - Eskişehir). Sob. Selçuk Balkar. Zapis peredana nam uçastnikom ansamblya narodnoy pesni g. Kayseri Hakanom Şak i pozje vıstavlena v internet: http:// www.facebook.com/l.php?u=http%3A%2F%2Fwww.youtube.co m%2Fwatch%3Fv%3DyXbZN4lVSQY&h=4d9f1
(13) Tam je…
(14) Slovo “stanitsa” pervonachalno oboznaçalo jivuşego v kazachyey stanitse ili kreposti rossiyskogo voyenachalnika. V dannom tekste informant soobşayet o nekoyem predatele – ofitsere iz çisla samih çerkesov
(15) Naşi informantı nazıvali takje nekotorıye yazıkovıye i ritualnıye otliçiya (naprimer, “my govorim g”ug’e (zerkalo – M.P.), a Haciretı govoryat g”ung’e” i t.p.), podçerkivaya pri etom ih neznachitelnost. Poputno skajem, çto oppozitsiya “tIuashchIedes/kh’ezhret” na etniçeskoy territorii utratila svoyu istoriçeskuyu semantiku. Kollektivnaya pamyat zelençukskih i labinskih kabardintsev sohranyayet skoreye lish formalnoye oboznaçeniye, dostatoçnoye dlya aktualizatsii lokalnoy identiçnosti, slivşeysya so vremenem s identiçnostyu v ramkah sovetskogo administrativnogo deleniya na “kabardintsev”, “çerkesov” i “adıgeytsev”.
(16) Chafe W.L. Givenness, contrastiveness, definiteness, subjects, topics and points of view // Subject and topic / Ed. by Ch.N. Li. New York: Academic Press, 1976. P. 25-55.
(17) V slovare kabardino-çerkesskogo yazıka (M.: “Digora”, 1999) znaçeniye slova kh’ezhret tolkuyetsya kak “pereselenets; emigrant”.
(18) Geyns K. Pşehskiy otryad (s oktyabrya 1862-goda po noyabr’ 1864 goda) // Materialı dlya istorii pokoreniya Zapadnogo Kavkaza. Nalchik, 2013. S. 280
(19) Yorgensen M. V., Fillips L. Dj. Ukaz. soç. S. 11.
(20) Yorgensen M. V., Fillips L. Dj. Ukaz. soç. S. 18 (primeç. nauçn. red.).
(21) Arhiv avtora. Ekspeditsiya 2014 g. Inf. Chevdet Mazako (Şige Bahoy – Uzun-Yayla).
(22) Arhiv avtora. Inf. M. Çermit (Uzun-Yayla - Maykop).
Kaynak: academia edu



