ŞARKI GİBİ SÖYLÜYORUM SENİ BLEÇEPSİN

#1467 Ekleme Tarihi 21/08/2017 11:06:02
Adıgey yazarları Kiyar Nurihan ‘ Şarkı gibi söylüyorum seni Bleçepsın’ sayfa 27-28 Abide Osiba Çışmay kızı, 113 yaşında, doğum yeri Tendjızışha (Tube Köyü-ТУБЭ), ikamet yeri Fedz köyü (Xodz-ХОДЗЬ). Kendisi soylarının Hatkolardan geldiğini bildirdi. Bu anıları 21.11.1941’de kaleme alan Hasanov R.(F1. P109. D52). Zelençuk yakınlarında Tube’de doğdum. Dört erkek ve iki kız kardeşim vardı. Ruslar geldi ve bizi evlerimizden kovdular. Kardeşlerim Şhamçeriy ve Handjeriy karşılık verdiklerinde kafalarını kestiler. Kız kardeşlerimden Dışehan Tube’de diğer kızkardeşim Hanış ise Fedz (Xodz-ХОДЗЬ)’de öldü. Diğer erkek kardeşlerim köyden kovulduğumuz zaman ormanda kayboldular. Tube’de Vubıxlar komsularımızdı: Çok esmer tenli, koyu renkli saçlı fakat parlak beyaz dişliydiler. Bizim erkeklerimizin giysileri bezden şapkaları ise koyun derisindendi. Tsiye’si bezden olanlara deriden kırmızı daireler işlenirdi. Ayaklarda da deriden mayisteler. Bizim evimizde gerektiğinde düşmanlardan korunmak için silah ve kılıçlar vardı. Avluda bir öküzümüz ve toprağı işlediğimiz sabanımız vardı. Hiçbir inancımız (dinimiz) yoktu. Sadece Thaç’eğ’de bulunan iri ve uzun olan Tsatsı ağacına gider yukarıya bakarak dua ederdik. Kimileri ağaca hediyelerle çıkar ve orada dua ederlerdi kimileri ise ağacın çevresinde daire biçinde dans ederek Tha’dan isteklerde bulunurdu. Beraberlerinde her türlü yiyecekler getirir: inek keser et kaynatırlardı. Herkese yetmesi için devasa peynir yapılırdı. Mamırse hazırlanır, etler kızartılır, keçi ve inek sütünden Şxu (yoğurt) yapılırdı. Tsatsı ağacına baharda gidilirdi-her yıl. Fakat bir gün yıldırım düştü ve ağacı ikiye ayırdı. Ağaca dua etmek için çıkanlar düşerek yere çakıldılar. Bütün orman fırtına gibi rüzgardan çok zarar gördü ve oraya gitmeyi bıraktık. Bir daha hiç kimseye dua etmedik, domuzda yedik ve istediğimiz gibi yaşamaya devam ettik. Bu ta ki papaz gelene dek devam etti. O Abdzax’dı. Bize 10 verst uzaklıkta yaşardı. Çocuklar doğduğunda onların boyunlarına haç asardı. Çocukları şimdiki gibi Guşe (kuşe)’ye değilde birbirine bağlanmış tahtalardan yapılmış beşikleri tavana asarlardı ve onlara yatırırlardı. Beşik kutusu köşelerden iplerle asılırdı. Beşiğin tabanına yumşak ot (yenıbe wudz-yenıbe wuts) serilir ve üstüne Abdzaxların iyi yaptığı bez örtülürdü- başka kumaş yoktu çünkü. Abdzaxlara Rus kurtlar gelince bizi de kovdular ve bizde Yınıj deresine gittik. Orada boyları devasa olan insanlar yaşardı. Yınıj’ler bizim gibi giyinmezlerdi: Başlarında yüksek ve yumuşak kürklü şapkalar giyer, bezden kaftanları da dizlerine kadardı. Dillerini anlamak mümkün değildi. Üç ay aralarında yaşamamıza izin verdiler daha sonra ise gitmemizi rica ettiler. Gidecek yerimiz olmadığından yerimizden kıpırdamadık. Ozaman ellerine uzun sopalar aldılar ve bizi köylerinden kovdular. Üç aile tam üç ay ağaç kovuğunda yaşamak zorunda kaldık. Yınıj’ler (devler) köylerine dönmemize izin vermediler bizde tekrar arayış içinde gezinmek zorunda kaldık, ta ki Maxoş’ları bulana dek. Bizi altı ay boyunca beslediler. Baktık ki onlara yük oluyoruz onlardan da ayrıldık ve yarım ay birlikte yaşadığımız beş aileden oluşan Şapsığlara ulaştık. Daha sonra yerleşecek yer bulmak için uzun süre arayışımıza devam ettik. Böylece Haguara’ya vardık (eskiden Çerkes/Adığe köyü, şu anda Mostovskiy Rayonundaki Gubskoy stanitsasının bulunduğu yer- N.K.). Bu köyün yarısı Kaberdeydi üçte biri Maxoş ve Abdzaxdı. Elli kadarda Vubıx aile: onları başkalarıyla karıştırmak mümkün değildi. Çok esmer, saçları zift gibi simsiyah fakat hepsininde bembeyaz güzel dişleri vardı. Onlarla bir yıl kadar yaşadık ama oradan da Rus ordudusu sadece bizi değil tüm köyü kovdular. Ve hepimiz gözlerimizin baktığı tarafa yürüdük kimisi at üstünde -çocuk ve kadınlar öküzlerin çektiği öküz arabalarında. İki gün iki gece yol aldık ve Kunaktav’a vardık. (Kunaktav-КЪУНАКЪТАУ- Xodz un üstünde Labeye akan bir dere) Burada genellikle Kaberdeyler, şimdiki Bleçepsineliler, aşağı yukarı elli aile Abdzaxlar vede Abazinler yaşardı. Üç yıl yaşadık aralarında. Fakat Ruslar bu seferde bizi Şk’ejeğu Lape’ye (ШК1ЭЖЪЭГЪУ ЛЪАПЭ- (‘Dana ayağı denen ve Xodz nehrinin üstlerinde bir yer) kovdular.   Çeviri: Çerkesya Hareketi Haber Merkezi
Çerkesya Araştırmaları Merkezi-ÇAM
Diğer Haberler
  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks