SULARIMIZIN OLAĞAN ÜSTÜ ÖZELLİKLERİ VAR - ТИПСЫХЭМ Ш1ОГЪЭШХО АХЭЛЪ

#563 Ekleme Tarihi 03/11/2015 06:03:14
22 Eylül 2015 Maykop'un güney doğusundan başlıyor, geniş vadi sıradağlarla uzayıp gidiyor. O Maykop(Мыекъуапэ) şehrinin isminin çıktığı yer. Mıyekhu(Мыекъу). Mıyeko(Мыекъо), doğudan Mekhoş (Мэхъош), batıdan -Negiye(Нэгые) sırtını çevreliyor. Maykop'tan başlıyorlar o iki zirveye kadar uzanıyor. Bu yerler ezelden beri Abdzah'ların (Абдзэх) yerleşim yeri. Doğu tarafı ise Mekhoş'ların(Мэхъош) yerleşim yeri idi. Eski anlatımlarda, Negıye(Нэгые) savaşçı bir yiğitti. Birinde, mücadelede arkadaşlarını yitirmiş, kendisi düşmanın elinden kurtulup kaçarken Şhaguaşe(Шъэгуащэ) ırmağı kıyısına geldi. Durmadan atıyla ırmağa daldı, karşıya geçti. Atından inip, elbiselerini çıkarttı, sıktı geri giydi. Telaşlanmadan atına binip uzaklaştı. Eski adetlere göre öyle yiğit birine düşmanları arkadan ateş etmediler, halk da o yiğide saygı duyuyordu.   Sularımızın Özellikleri 2 Yürekli savaşçının geçtiği sırtı, kahraman savaşçının adıyla Negıyej sırtı(Нэгыеж тхыц1э) diye adlandırdılar. Bu uzun sırta Şabe (Шъхьабэ)  denildiği de oluyor. Mıyeko(Мыекъу) vadisini 10 kilometreden biraz fazla gidince Tulske(Тульскэ) yerleşimine varıyorsun. Bu yerleşim yeri Mekhoş dağının eteği, Şhaguaşe ırmağı  yanından geçiyor. Yerleşim yerlerinin hepsi güzel. Sık ağaçlı ormanları, geniş ekim topraklarıyla, su kaynakları da yakın. Şimdiki Tulske'ye uzak olmayan yerde, Rus-Çerkes savaşı öncesi Haçemziyej( Хьак1эмзыежъ) ile Yecerıkuaye (Еджэркъуае) köyleri yaşıyordu.

Sularımızın Özellikleri 3

İHTİYARI GENÇLEŞTİREN Eski zamanlarda bu köylere yakın bir yerde yaşlı bir neneyle dede yaşıyordu. Çocukları yoktu, yalnızdılar ve yaşlıydılar, kartlaşmışlardı, yine kendileri gibi yaşlı, zayıf bir keçileri vardı. Bir ilkbahar günü otlar yeşermeye başladığında ihtiyar, yaşlı keçiyi su kenarına götürdü. Yaşlı keçi tekleyerek taze otlardan biraz otlayıp, su kaynağına gitti. Diz üstü çöküp su içti. Birden bire yaşlı keçi oğlağa dönüştü, zıplayarak sudan ayrıldı. İhtiyar gördüğüne şaşırdı, hayret etti. Kendisi de kaynağa yatıp, sakallarını batırarak ağız dolusu su içti. O anda ihtiyar genç bir delikanlıya dönüştü. Hiç zorlanmadan, kalan günde güzel oğlağını bekledi. Gün batınca, oğlağı önüne kattı. Evine vardığında avludaki karısına seslendi; ‘Ey kocakarı bu gün yoruldum, acıktım. Sofra kur bana!’ Nene; ‘Ey oğlum, neler söylüyorsun.’ Değişen kocasını tanımadı. AÇ GÖZLÜNÜN TELAŞI Yaşlı ihtiyar değişimini farketti, başına gelenleri anlattı. Yaşlı kadın duyduklarına hayret etti, kendisi de gençleşmek istedi. Sabahı iple çeken yaşlı kadın bütün gece uyumadı. Sabah ihtiyarla oğlağı sürünce, yaşlı nene de peşlerine takıldı. Kaynağa yaklaşırlarken ihtiyar kaygılandı. Götürüp göstermek istedi ama nene kabül etmedi. - Nene, gideceğim yönü göster yeter fazlasını istemiyorum, kendi kendime bulurum, sen oğlağa dikkat et- dedi. Yaşlı kadın işaret edilen yere gitti, aşağı indi, epeyce sonra gelmeyince ihtiyar telaşlanmaya başladı. Aniden nenenin gittiği yerden bebek ağlama sesi geldi. Anlam veremeden ağlama sesinin geldiği yere gitti. Bakınca, nenenin eski elbiselerinin içinde bir bebek, çatlarcasına ağlıyor. Aç gözlü nenenin fazla su içtiğini anladı, ama ne yapabilirdi ki? Bebeğe dönüşen karısını kundaklayıp evine getirdi. Doğru , bu masal, ama sularımızın kalite ve zenginliğini anlatıyor. Tanrı biz Çerkeslere dünyada var olan en güzel yaşam yerini bahşetti. Toprağımızda sık ormanlar, geniş ekim alanları, yüksek karlı dağlar, gökyüzüne inat yüksek beyaz zirveler… Üzerinde binlerce yıllık kardan oluşan buzlardan çıkan berrak sular akarsularımızın başlangıç noktasıdır. Daracık oyuklardan çoğalarak, koşar adımla kanyonları aşarak düz vadilere akıp, durmaksızın Pşıze(Kuban) nehrine ulaşıyor. Irmaklarımızın yanında köy köy yerleşimlerimiz yaşıyor. SAĞ TARAF YERLEŞİM YERLERİYDİ Eskilerde şimdilerde olduğu gibi sol yanlar yerleşim yeri olarak kullanılmıyordu. Sağ yanlar yaşam yeri olarak seçiliyordu. Pşıze(Kuban) nehrine sol yanından karışan ırmaklarımızın sağ yanları, soluna bakıldığında daha yüksekti. Bu nedenle selde gelse, büyük yağmurda yağsa, baharda karlar erise de evlere, su kenarında ekili alanlara, su vurmuyordu… Önceden atalarımız, akıllıca yaşam sürdürüyordu; seviyesi düşük alanlara köyler kurulmuyordu. Biz biliyoruz, köylerimize, yerleşim yerlerine, su basmadan yılın geçmediğini. Bilinçle suyu kullanırsan epeyce yararı olur, ancak yararını görüp, vereceği zararı yeterince düşünmezsen… Mesela Krasnodar(Bjedığukale) barajının yapılışını düşünürsen, yarar düşünme. Çerkeslere bu barajın zararı çok dokundu, RF’na da yararının olduğu söylenemez. Burada söylenmesi gerekiyor elektrik barajı MayGES'le BelGES'in, Şhaguaşe ile Pşışe nehirleri üzerine yapıldığını; ancak onlar yaşam kaynağı, yıllardır güzellikler getirerek çalışıyorlar. <<Su canın yarısıdır!>>demişler. Eskiden nehirlerden alınan suları içiyorlardı, yemek yapıyorlardı, hayvanlar sulanıyor, yıkanıyorlardı. Bunaltıcı yaz sıcağında Labe'de, Farze'de, Şhaguaşe'de, Psekupse'de, Afıpsı'de ve küçük akarsularda yüzmek, rahatlatır ve serinletirdi. Yine bu yıl gibi ısırıcı güneş olduğunda, yararlı olur. Suya giriş yakınlarındaki çakıl taşlarının olduğu yerden su kaynakları çıkıyor. Elinle biraz temizleyince, göz yaşı gibi berrak, soğuk su doluyor. sularımızın Özellikleri 4 SU KAYNAKLARININ ÖVÜNCÜ Şimdi ırmak kıyısında oturan hangi Çerkes köylüsü olursa olsun, kaynak suyu içmeyen yoktur. Küçük köyümüz Teuyhable'nin Marte vadisinde sıra sıra kaynaklar çıkardı. Çeşmeler meydanlardaydı, bahçelerde de olurdu. Temiz suları eksik olmuyordu, yazın köyde oturanlar, arazide çalışanlar, ev hayvanları, kolhoz çalışanları Neutağe(Нэутагъэ) kaynağından içerlerdi. Duru, berrak suyu bitmeyen güzelim kaynak yapılan baraj yüzünden kayboldu. Zamanımızın büyük küçük tüm yerleşim yerlerine su, toprağın derinliklerinden çıkarılıyor, su depolarına dolduruluyor, sonra da yer altından borularla evlere veriliyor. Kaynak suyunun dışında Adigey'in yer altından özel sıcak, yararlı, mineralli su kaynakları çıkartılıyor. Cilt, eklem ağrıları, iç hastalıkları ve diğer hastalıklar tedavi ediliyor. Eskiden çok eskiden beri bu sulardan yararlanılıyor. Su kaynaklarının çıkış yerine dinlenme tesisleri yapıldı, her yıl çok insan geliyor tedavi oluyor, şifa buluyorlar. İşte böyle, yukarıda anlattığımız hikayelerde gerçeklik payı olmadığını söyleyemezsin. `caption id="attachment_4588" align="alignnone" width="300"`                                    Teu Aslan Arkeolog,Adigey Cumhuriyeti Ulusal müze Baş bilimsel çalışanı   Teu Aslan
Arkeolog, Adigey Cumhuriyeti Ulusal Müze Baş Bilimsel Çalışanı`/caption` Çerkes Sesi - АдыгэМак   29/08/2015 Çeviri: ÇY-Haber Merkezi  
Çerkesya Araştırmaları Merkezi-ÇAM
Diğer Haberler
  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks