Görmezden Gelinen Gerçekler - Huaj İbrahim

#8860 Ekleme Tarihi 16/11/2022 12:06:18

ABD savunma bakanı Colin Powell'ın, 2003 yılında Birleşmiş Milletler toplantısında, Irak işgalini meşrulaştırmak için elinde uydurma bir takım belgelerle, yaptığı konuşmayı sanırım herkes hatırlıyordur. Bunun çok öncesinden dünya kamuoyunda diktatör Saddam’la ilgili oluşturulan algı ( birçoğu gerçeklere dayanıyordu ) ve konuşmayı yapan kişinin statü ve unvanı güya müttefiklerin gözünde bu belgelerin gerçek olmama olasılığının akıllara bile gelmesine engeldi. 

Dünyanın birçok ülkesinde geçerliliğini devam ettiren bu siyasi/politik anlayışın etkili olmayı sürdürüyor olması çok üzücü. Fakat tümden yalanlara dayalı, bazen ise akılları karıştırmak için ufak tefek gerçeklerle süslenmiş yalanlarla hedefe ulaşmakta sakınca görmeyen bu anlayışın etikten uzak olması çoğu kişiyi rahatsız bile etmiyor. 

************

KAFFED’in DÇB’ye üye olmadığını savunanların, bazı kurumlardan alınmış o kadar belgeyi kamuoyuna sunarken, halkın Sokhroko Hauti’ye olan haklı tepkilerinden dolayı, bu belgelerin gerçekleri yansıtıp yansıtmadığını sorgulamayacağı varsayımıyla hareket etmiş olabileceğini düşünenler az değil. 

Ama asıl sorun da bu değil zaten. 

************

Siz, Colin Powell’ın BM üyelerinin gözlerinin önünde salladığı Bağdat üzerinden çekilmiş fotoğrafların ve istihbarat raporlarının ‘’fake’’ olduğunu bilmediğini mi sanıyorsunuz? Bal gibi biliyordu! Elbette BM üyelerinin çoğunluğu da biliyordu.

Bütün planlar çıkar gruplarınca yıllar önce yapılmıştı. Koskoca bir ülkeyi soymak ve yer altı kaynaklarını ele geçirdikten sonra kendilerinin ihtiyaç duyduğu bir askeri üs kurmak olan asıl planın yerine gözü dönmüş, eli kanlı bir diktatörün yönettiği ülkeye, uzun zamandır demokrasiye susamış gariban halka özgürlüğün götürüleceği yalanı servis edildi. 

Söylemlerin içinde elbette gerçek olan birçok şey vardı. Evet, Saddam bir diktatördü. Evet, halkını adaletsiz biçimde yönetiyordu. Evet, eli kanlıydı. 

Ancak koalisyon güçlerinin beyaz at üzerindeki temiz yürekli kurtarıcı, özgürlüğün yılmaz savaşçısı olmadığı çok çabuk anlaşıldı. 8 yıl süren savaşta 1,5 milyon insanın öldürüldü!

************

Puzzle’ın parçalarını gruplara ayırmakta, kenarları düz olan ve çerçeveyi oluşturacak olan parçalara öncelik vermekte fayda var. 

Dünyada ve özellikle Çerkes halkını yakından ilgilendiren bölgelerde dâhil, yaşanan olaylara kısaca bir göz atıldığında yeni bir döneme girildiğini ve hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını anlamak zor değil. 

‘’Great Reset’’ ( Büyük Yeniden Başlatma ) adını verdikleri yeni bir ekonomi ve dijital para sistemini hayata geçirmek için gerekli savaş çoktan teoriden pratiğe dönüştürülmüş durumda. Biz basit ölümlüler ise bunun yansımalarını daha yeni duyuyor ve görüyoruz. 

İyi de, küresel olaylara etki edemeyecek kadar küçük bir halkız, bizimle ne ilgisi var?

Zaman zaman bu sahne oyununda başrol oyuncularının yanı sıra ihtiyaç duyulan ve dolayısıyla senaryo gereği yönetmenler tarafından kullanılan yardımcı oyuncular olur. Özellikle ‘’Batının’’ sürekli uyguladığı bir taktikle bizim gibi küçük halklar uzun süre görmezlikten gelinir, çünkü bilinir ki zamanı geldiğinde çok beklemekten artık yorulmuş ve umutlarını yitirmiş olan bu halklar hayatta kalabilmek için her türlü role razıdırlar. Ancak senaryoyu yazanlar kimin ne zaman sahne alacağına da kendileri karar verirler.

Mesela, ‘’Batı’’ ve ABD kendi çıkarları açısından henüz doğru zamanın gelmediğini düşündüğü için, Çeçen savaşını Rusya Federasyonu’nun iç meselesi olarak gördüğünü sürekli beyan etmiştir. Bağımsızlık için hukuki olarak bütün altyapıya ve hatta ellerinde federasyonla yapılmış ayrılma antlaşmaları olmasına rağmen! 

Ortadoğu’da herkesin gözü önünde oynanan oyunlardan da kimse ders almamış. 

Yine çıkarları doğrultusunda ve aslında kendilerine düşman gördükleri ‘’kökten dinci’’ insanları organize ederek bölgeyi nasıl kan gölüne çevirdiklerini ne çabuk unuttunuz?  

Anlamsız saçma sapan vaatlerle kendi yarattıkları bu canavarları nasıl finanse ettiklerini, eğiterek silahlandırdıklarını görmediniz mi? Bu yapılarla daha sonra kendilerinin kahraman edasıyla nasıl savaştıklarını nasılda çabuk unuttunuz? 

Putin rejiminin bu olayları takip ederken kendilerine sunulmuş ‘’fırsatı’’ kendi açılarından en akıllı biçimde kullanarak, FSB’nin uyduruk imam ve ‘’din bilginleriyle’’ Kafkasya’dan binlerce gencimizi kandırarak nasıl buralara taşıdıklarına tanık olmadınız mı? 

En az 2000-2500 Çerkes/Adığe gencinin ‘’İslam adına mücadele’’ gazıyla mezbahada bekleyen kasabın bıçağının altına yollandığını nasıl hatırlamazsınız? 

Suriye savaşında ölenlerin sayısı 1 milyon!

************

Bazı grup ve insanların Kaffed’in DÇB’ye karşı çıkışının bir isyan ve başkaldırı hareketi gibi gösterilmeye çalışılması en hafif tabirle insan zekâsıyla dalga geçmektir. 

Açık ve net görülen kurumlar arası yakınlaşmalar... hatta daha birkaç yıl önce mümkün görünmeyen, bazı ‘’komisyonlarda’’ birlikte yer almalar... Öyle anlaşılıyor ki çöpçatanların arzusu yerine geldi ve bir zamanlar kendilerini farklı konumlandıran ‘’Fed’’lerimizin nikâhlanarak mutlu bir yuva kurması konusunda kapalı kapılar arkasında anlaşmalar sağlandı. Bunun içinde Fed’lerden birisinin ‘’ayak bağlarından’’ kurtulması gerekiyor. 

Kurumların yakınlaşması veya birlikte çalışmaları kötü bir şey mi? 

Elbette değil, ama bu bir yakınlaşma değil; Fed’lerden birinin dengeyi bozacak ve aynı bugün DÇB’nin suçlandığı gibi, devlet (TC/Batı) yanlısı üçüncü bir yapıya dönüştürülmesi hareketidir. 

Facebook ve diğer sosyal medya meydanlarına tez çığırtkanlar salına ve halka duyurula: 

DÇB düşmandır bundan gayrı .... 

************

‘’Dağlı Halkları Konfederasyonu’’ - ‘’Birleşik Kafkasya’’ – ‘’Kafkasya Emirliği’’ – ‘’Bağımsız Kafkasya’’... Bunlar, işin aslını bilmeyen ve unutkan insanların kulağına hoş gelen, bugünkü gerçeklerden uzak ütopik söylemlerdir.

Bu, böyle bir arzu, plan ve olasılık hiçbir zaman olmadı demek değil.  Evet, böyle bir girişim vardı ve büyük ihtimalle Çerkeslerin de içinde bulunduğu tüm Kuzey Kafkasya halklarının o gün için bulabildikleri en mantıklı yoldu. Ve hayata geçirildi de. 

Ancak hayata geçirilmesindeki en büyük sebep büyüklerimizin özgürlük aşkı ve azmi değil, o günkü konjonktüre uymasıydı. 

1917 ve öncesinde Rusya’da devam etmekte olan isyan ve ayaklanmalardan faydalanarak ‘’Dağlı Halkları Cumhuriyeti’’nin kurulması sağlandı. Lakin hiç sordunuz mu kendinize 20’ye yakın ülkenin tanıdığı söylenen bu cumhuriyet neden sadece 2 yıl yaşayabildi? 

Çünkü amaç bizlere yardım değil Rusya’ya zarar vermekti. Pazarlıklar sonunda her zaman olduğu gibi yem edildik, bozuk para gibi harcandık! 

Bakın tarihe, hep kullanıldık ve her defasında kaybeden sadece biz olduk. Ölen biz olduk! Acıları yaşamak zorunda olan biz olduk! 

Çerkesya bağımsızlık bildirgesi sonrası batı ülkelerine gönderdiğimiz yardım çağrısı yazılarımıza alınan cevaplar? 

Çerkesya’nın batıya gönderdiği diplomatlara verilen cevaplar?

Dağlı Halkları Cumhuriyetinin yardım çağrılarına verilen cevaplar?

Drau’da …

Saymakla bitmez…

************

Şu an ise değişen sadece söylem ve sloganlar! 

Ukrayna parlamentosu Çerkes soykırımını tanıyacak, bütün dünyanın destek verdiği Ukrayna savaşta Rusya’ya galip gelecek ve Rusya o kadar zayıf düşecek ki işgal altında olan bütün cumhuriyetler bağımsız olacak! 

Şimdi değilse ne zaman? 

Böyle bir fırsat 200 yılda bir gelir...

Sancho Panza! Rossinanteyi hazırla! Güzeller güzeli Dulcinea del Toboso’dan vedalaştıktan sonra yola koyulalım. Yolumuz uzun ve meşakkatli…

************

Çerkes diasporasının en yoğun nüfusuna sahip Türkiye’de iki federasyon olduğu görüşü var. Kaffed her ne kadar ‘’Kafkas Dernekleri Federasyonu’’ ise de % 98'i Çerkeslerden oluşan bir yapı. Çerfed ise hafızam beni yanıltmıyorsa güya bir türlü Çerkesleşemeyen Kaffed’e alternatif olarak kurulmuştu. 

Hafızaları tazelemek açısından eklenmesi gereken olaylardan biri de Çerfed’in 2013 yılında kurulmuş olması. 

Diasporamızın yaşadığı tüm ülkelerde Çerkes/Adığelerle ilgili ve onları gözlemleyen bazı kurumlar/masalar olduğu sır değil. Bunların görevi halkımızı ve STK’larımızı içinde yaşadığımız ülkenin çıkarları doğrultusunda yönlendirmek. Bu gayet doğal ve anlaşılır. 

Anavatanımız Çerkesya ise (beğeniriz-beğenmeyiz) de facto ve de jure Rusya Federasyonun bir parçası. 

Yaşadığımız diaspora ülkeleri ile çıkar çatışması yaşadığımız, karşı karşıya kaldığımız durumlarda genelde sessiz kaldığımızı sanırım kimse unutmamıştır. Küresel gelişmelerin dışında kalabilecek artık dünyada bir tek ülke yoktur. Buna elbette Türkiye’de dâhildir. 

Üyesi olduğu NATO’yla ters düşmeden olabildiğince ekonomik çıkarlarını ön planda tutan bir tutum sergileyerek Rusya Federasyonu’yla da ilişkilerini sıcak tutmaya çalışması ne kadar sürdürülebilir olduğu şüpheli. 

Gelişmeler öyle gösteriyor ki dünya, yine soğuk savaş döneminde olduğu gibi iki kampa ayrılacak. Rusya’yı yalnızlaştırma operasyonu gibi gösterilmeye çalışılan bu dost-düşman sınıflandırması gerçekleşirse herkes memnun kalacak. Nasıl ki 70 yıl komünizm düşmanı kampta yer almak zorunda kalarak ilişkilerimiz bitirildiyse yine anı olacak. 

Çerkesya Hareketi’nin haber sitesinde yazılarımızı takip edenler bu olayların, Ukrayna’da 2014 yılında patlak veren ‘’Turuncu Devrim’’den çok önce planlanmış olaylar olduğunu anlatan yazıları hatırlayacaklardır. 

************

Bu kadar uzun uzadıya anlattığımı kısaca özetleyecek olursak: 

‘’Batı cephesinde yeni bir şey yok’’.

Bunları yazdığımızda Rusya’ya güzellemeler sıraladığımızı söyleyenler tamamen art niyetli ve işin demogojisinde. 

Bizler sadece ‘’arzu edileni gerçekmiş gibi algılayanlara: "ayaklarınız yere bassın" diyoruz! 

Kim olursa olsun, bugün bağımsızlık naraları atanlar ya maceraperest saf ya da yaratılmak istenen kaostan kişisel çıkar elde etmek için birilerinden sözler aldılar!  

Ukrayna savaşının bir aşamasından sonra batıda oluşturulmaya çalışılan ‘’Rusya karşıtı’’ yapılanmalar ve kimin ne durumda olduğunu ortaya çıkarmak için düzenlenen konferanslardan çıkan sonuçlar ortada. 

Jamestown’dan Paul Goble ‘’dostumuz’’ ne diyor biliyor musunuz? 

‘’Bölgeler, eğer orada yaşayan halklar imparatorluktan kopma bedelini öderlerse, bağımsızlığa sahip olurlar. Bazen bu bedeller çok ağır olabilir. Mesela ikinci dünya savaşından sonra birçok 3. Dünya ülkesi için böyle olmuştur.’’

Ama şunu da eklemeyi unutmuyor: 

‘’ABD’nin resmi yetkilileri genelde diaspora temsilcilerinin Rusya’nın parçalanmasıyla ilgili açıklamalarını ciddiye almıyor…’’

Ve devamında, bunun tamamen Putin’in yapacağı can alıcı hatalara bağlı olduğunu da ekliyor. 

Ukrayna’nın ‘’SOVA’’ adlı uzmanlar grubunun yöneticisi Profesör Mikhail Savva ise çeşitli halklarda ayrılıkçı hareketlerin başlaması için federasyon merkezinin varlığının ortadan kalkmış olması gerektiğini söylüyor ve ilginç bir tespitte bulunuyor: 

‘’Sürgündeki liderlerin bu sürece hiçbir etkileri yok. Federal merkezin yok olması Moskova’da kontrol edilemeyen büyük halk protestolarına veya merkezin organlarını felç edecek yönetici elitler arasındaki çatışmaya bağlı. Bunların gerçekleşme ihtimali ise %30’a %70... ’Kendilerini Rusya’nın sürgündeki liderleri olarak adlandıran bu kişilerin batıda diyalog için bir muhatap bulmaları çok zor".

Çünkü her ülkenin başını ağrıtabilecek ayrılıkçı hareketler konusunda tüm dünya çok temkinli ve tutarlılık adına herkese karşı eşit yaklaşım göstermek zorunda. 

Bildiğim ve emin olduğum bir gerçek var: 

Çerkeslerin veya diğer Kuzey Kafkasya bölgesinde yaşayan halkaların istek ve hayalleri kimsenin bir yerine taktığı yok! 

Ha, ‘’riske girmeyen şampanya içemez’’ deniyorsa, karşılığı, altından kalkamayacağımız kadar büyük can kayıpları, yani binlerce şehidi göze alıyorlar demektir. 

Bunun için evlatlarını ön cepheye gönderecekler ön sıralara geçsin. Ama ne kendisi gidecek ne de evladını o savaşa gönderecek olanlar lütfen geri çekilsin ve sussun…

Huaj İbrahim

16 Kasım 2022

  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks