Dünya Çerkes (Adığe) Günü Neden Önemli ? - Hatko Schamis

#12017 Ekleme Tarihi 21/09/2025 11:36:06

20 Eylül, yani dün “Dünya Çerkes ( Adığe ) Günü idi. Yine sadece Kabardey Balkar Cumhuriyeti’nde, her sene olduğu gibi, bu sene de yaygın ve kitlesel olarak kutlandı. 

Belki de bu kutlamayı onlar “icat” ettikleri için, daha çok sahipleniyorlar. 

Böyle bir Güne-kutlamaya, tarihine veya herhangi bir şeye itirazları mı var, bilmiyorum, ama diğer Cumhuriyetlerimizde bu sene de hemen hemen hiçbir etkinlik örgütlenmedi. 

Bazı aktivist gruplar ise yine itirazlarını dile getirdiler sosyal medyada. 

“20 Eylül, Çerkes Günü de, diğer günler değil mi?”, “20 Eylül’ün Çerkes tarihinde ne anlamı veya önemi var?”, “Başka halkların böyle bir günü mü var?” gibi sorular soruyorlar ve bu “Gün”ün gereksiz olduğunu söylüyorlar. 

Bazıları ise, Çerkes tarihinin çarpıtılmak, soykırımın unutturulmak ve Rusya ile “normalleşmek” istendiğini iddia ediyorlar. 

20 Eylül’ün Rus-Rusya tarihinde bir yeri ve önemi var mı diye araştıranlar da var. 

“Reddiye”ye gerekçe bulma çabaları…

Dünyada başka halkların böyle günleri yok, diyenler sallıyorlar. Hele hele uluslaşmamış, devletleşmemiş, kimliği tartışılan veya birliği tehdit altında olan her halkın böyle-benzer günleri var. 

Mesela Romanlar, 8 Nisan’ı “Dünya Romanlar Günü” olarak kutlar, Roman halkının kültürüne ve sorunlarına dikkat çekerler. Almanya’da Doğu ile Batı Almanya’nın birleştiği gün “Alman Birlik Günü” olarak kutlanıyor. Sloganları da “Wir Sind Ein Volk”, yani “Biz, Tek Bir Halkız”.

Elbette kutlanacak bir günün, söz konusu halkın tarihi ve kültürü ile bir bağının olması, o halkın hafızasında bir yerinin olması önemlidir. Ama mutlak değildir. 

Asıl önemli olan veya sorulması gereken soru: “Böyle bir güne ihtiyaç var mı?” dır. 

Çünkü bütün özel günler, bir ihtiyaçtan doğarlar veya bir ihtiyaca cevap verirler. İnsan Hakları Günü, Doktorlar Günü, Kadınlar Günü veya İşçi Bayramı… gibi.

Bizim, Çerkes halkının böyle bir güne ihtiyacı vardı, var. Çünkü Çerkes halkının varlığına, kimliğine ve birliğine yönelik ciddi bir tehdit var. 

Hatta Çerkes Sorunu, Çerkes halkının bölünmüş-parçalanmış olmasıdır. 

Bu bölünmüşlük ve parçalanmışlık, diasporada başkalarının çıkarlarına hizmet eden ve/veya bizi vatanımızdan koparıp asimile eden hybrid veya “diasporik-uyduruk kimlikler“ benimsememize neden oluyor. 

Vatanda ise, siyasallaştırılan Çerkes ( Adığe ) kimlikleri ekseninde bölünme ve bu bölünme sonucu tarihi Çerkesya'nın nüfusumuzun az olduğu parçalarında tamamen yok olma tehlikesi var. 

Yıllardır tartışıyoruz, anlatıyoruz, ama hala “kimlik”i bir “tabela” zanneden, önemini anlamayanlar var: 

Kimlik, sadece bir tabela değildir, vizyondur. “Ben/Biz Kimiz” sorusunun cevabı, geleceğinizi belirler. Başka bir deyişle bir insanın veya bir toplumun geleceğini şekillendiren kimliğidir, “biz kimiz” sorusuna verdiği cevaptır. 

Vatandaşlık bağını-kimliğini nur-nimet sananlar böylece ulusal-etnik kimlikler özgürleşiyor sanıyorlar. Yanılıyorlar. Sivil-vatandaşlık bağı da ( Türkiyeli, Suriyeli, Fransalı… gibi ) diğer ulusal-etnik kimlikleri zayıflatır. Bu toplulukların, içerisinde yaşadıkları ülkelere aidiyetlerini büyütür. Ve bu aidiyet, gelecek vizyonunu şekillendirir, asimile eder.

Bizim, “Biz Çerkesyalıyız” dememizin bir nedeni de budur!

İşte böyle ciddi sorunlarla ve tehditlerle karşı karşıya olduğumuz bir süreçte, ulusal kimliğimizin vatanda ve tüm dünyada sahiplenilmesi ve özel bir gün olalak kutlanması önemlidir.       

Rusya Federasyonu’ndaki nüfus sayımlarında da bu konuya dikkat çektik, vatanda yaşayan herkesten kendilerini Çerkes ( Adığe ) olarak kaydettirmelerini istedik. Çünkü bu kimlik, tıpkı Çerkes Bayrağı gibi, Çerkes halkının coğrafi ve siyasi birliğinin de garantisidir.

Bundan rahatsız olan bazıları, o günlerde “biz ezelden beridir Kabardeyiz” dediler. 

Birileri bu nedenle devlet armasında bile “Adığe Cumhuriyeti” yazan Adığe’ye, “vatan” anlamı veren “Adığey” diyorlar. 

Ve 100 yıl önce, 1922 yılında Çerkes ( Adığe ) Özerk Bölgesi’nin adının iki kere değiştirilerek ‘Adığe Özerk Bölgesi’ne dönüştürülmesinin nedeni de buydu.  

20 Eylül’ün hiçbir önemi yok, 20 Ocak da olabilirdi veya başka bir gün. Hatta belki de başka bir şeye işaret etmeyecek, gereksiz tartışmalara neden olmayacak bir günün seçilmesi belki de daha iyi oldu. 

“20 Eylül, Çerkes (Adığe) Günü, peki diğer günler ne?” gibi sorular saçmadır. 

İnsan Hakları Günü’nün 10 Aralık’ta kutlanmasının, diğer günlerde insan haklarını ihlal edebilirsiniz veya İşçi Bayramının 1 Mayıs’ta kutlanmasının diğer günlerde işçilere istediğinizi yapabilirsiniz anlamına gelmemesi gibi.

20 Eylül’de Çerkes, diğer günlerde Rus olun demiyor kimse. 

Son olarak, bazı diaspora örgütlerinin Çerkes ( Adığe ) Günü’nü gündemlerine almaları ve kutlamaları değerlidir, ama ona kafalarına göre anlam katmaları veya tanımlar yapmaları doğru değil.

Kararname ortada: “20 Eylül Çerkes ( Adığe ) Günü” diyor. 

“20 Eylül Çerkes Günü” veya “20 Eylül Adığe Günü” gibi tanımlar yanlıştır. 

Halkı aldatmaktır. 

Ayıptır…

Hatko Schamis

21 Eylül 2025

Attachment

 

Attachment
Attachment

  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks