9 Mayıs: Geçmişini Kutlayan ama Unutan Bir Ülke

#11406 Ekleme Tarihi 09/05/2025 03:09:50

1991 yılının sonunda Almanya'ya gittim, Darmstadt Teknik Üniversitesi'ne kaydımı yaptırdım, hızla Almanca öğrendim ve üniversiteye başladım. 

Üniversitenin Öğrenci Derneği'nden bazıları ile daha önceden tanışıyordum. Bana, yabancı öğrencilerin temsilcisi olarak öğrenci derneğine ve Üniversite Senatosu'na girmemi teklif ettiler. Seçimlere girdim ve seçildim. 

Yabancı öğrenciler olarak "İnternationale Stimme" adlı aylık bir dergi çıkarmaya başladık. 1992 yılının 9 Mayıs'ında dergiye "günün anlamı" başlığıyla bir yazı yazdım.

Büyük tartışmaya neden oldu. Çünkü yazımda 9 Mayıs'ın "Dünya Halklarının Faşizmine Karşı Zafer Günü" olduğunu söylüyordum. 

CDU/CSU ile FDP'nin Öğrenci Derneği'ndeki temsilcileri yazımın yayından kaldırılmasını, derginin o sayısının toplatılmasını ve editörün bir "özür" yazısı yazmasını istediler. 

İtiraz ettim: "Birincisi, düşünce özgürlüğü kapsamında, yasal sınırları aşmadıkça, düşüncelerimi yazma hakkım var. İkincisi, eğer yazımın içeriğinden rahatsız olduysanız, siz de bir karşı yazı yazın ve yanlışlarımı çürütün" dedim. Kabul etmediler...

Almanya'daki düşünce özgürlüğünün sınırlarını görmüş, biraz şaşırmıştım. 

Ama tartışmanın şiddetleneceğini anladığım için, konuyla ilgili kaynak bulmak ve tartışmaya hazırlanmak için kütüphaneye gittim. Bir kez daha şaşırdım, çünkü özellikle Stalin üzerine kitaplar raflardan kaldırılmıştı. Türkiye'de bile serbestçe satılan kitaplar, Almanya'da "sakıncalı"ydı. Özel olarak ısmarlamak gerekiyordu. 

Dergimizin bir sonraki sayısında "Sağcı" öğrencilerin tavrını anlatan ve eleştiren bir yazı yazdım. Buna daha çok sinirlendiler. Ve benim Öğrenci Senatosundan atılmamı istediler. Senato toplandı, tartıştık, oylama yapıldı ve küçük bir farkla kazandım. 

Aradan bir kaç ay geçti, 12 Eylül öncesiydi. Ben duvarlara 12 Eylül'ü protesto eden yazılar yazarken yakalandım. Bunu duyan "Sağcı" öğrenciler bir kez daha harekete geçtiler. Bu kez talepleri biraz farklıydı: "Bir teröristin Öğrenci Senatosunda yeri yok" diyorlardı. 

Senato toplandı, tartıştık, SPD gençliğinin ve Yeşiller'in desteğiyle oylamayı yine kazandım. Ama oylamayı kazandıktan sonra ayağa kalkıp şunları söyledim: 

"Almanya'ya geldiğim ve Alman halkını tanıdığım için mutluyum. Sizi ve buradaki yaşamı sevdim. Kendimi siyasi olarak daha da geliştireceğimi düşünüyordum. Ama bir yazıma bile tahammül edememenize ve bazı kitapları kütüphanede bulamayınca çok şaşırdım. Daha da önemlisi faşizm mağduru bir ülkede, hem de üniversitede, başka bir ülkedeki faşizmi protesto ettiğim için yargılanacağımı hiç düşünmemiştim. Sizi çok yordum, istifa ediyorum..."

Ve kendi yoluma gittim.

Benzer bir durumu Rusya Federasyonu'nda, Nalçık'ta da yaşadım. Üniversite bir iş için CV'mi istemişti. Hayat hikayemdeki cezaevi yıllarını görünce dekan bana kötü kötü baktı. Oturumumun iptal edilmesine yaptığım itiraz mahkemede görüşülürken, bu konunun gündeme gelmesi üzerine, "ya ne ilginç, yine faşizm mağduru bir ülkedeyim ve yine başka bir ülkede faşizme karşı mücadele etmiş olmam aleyhime kullanılıyor" dedim.   

Ben hala 9 Mayıs'ı Sovyetler Birliği başta olmak üzere, dünya halklarının Faşizme karşı zafer kazandığı bir gün olarak görüyorum.          

Ve benim için en çok kutlanmaya değer bir gün!

Batı, özellikle ABD ve İngiltere, 9 Mayıs'ın bu anlamından ve misyonundan rahatsız. Çünkü, kapitalizmlerinin bir gün yine Faşizme ihtiyaç duyabileceğini biliyorlar.

Ve bu prestijli günün Rusya ile birlikte, Rusya'da anılmasını istemiyorlar.

Ama Rusya Federasyonu da, 9 Mayıs'ı, Rusya Düşmanları ile Mücadele ve Zafer Günü'ne dönüştürdü. İçini boşalttı. 

Mesela Ukrayna'daki faşizmi tasfiye etmek istiyor; ama başka ülkelerdeki faşizmlerden rahatsız değil, "o ülkelerin içişlerine karışmama" bahanesi ile. Hatta bazıları ile ittifaklar kuruyor. 

Ve kendi ülkesinde, faşizmin hemen hemen bütün uygulamalarını ve hukukunu, "bizim özgünlüğümüz" diyerek meşrulaştırdı.

Zaten artık "Faşizm"i ağzına almıyor, "Büyük Vatan Savaşı" diyor. 9 Mayıs'ta hala her yere orak çekiçli kızıl bayrakları asıyorlar, ama politik içeriğinden hiç bahsetmiyorlar. Sanki o bayrak, sadece Alman işgalcilere karşı savaşı temsil ediyormuş gibi. 

Benim için, 9 Mayıs, dünyanın her yerinde faşizm ile mücadele ve zafer günü. Çünkü dünya halkları, özellikle Fransa'da, İtalya'da, İspanya'da, Yunanistan'da, eski Yugoslavya'da, Çin'de... sosyalist ve demokratik güçlerin önderliğinde Alman, İtalyan, Japon ve diğer Faşist iktidarlara karşı, ulusların kendi kaderini tayin etme hakkı için savaştılar, büyük fedakarlıklar yaptılar ve kazandılar. Özgürlük, eşitlik, baskısız-sömürüsüz  bir dünya özlemi ve hayalleri vardı. 

Ben hala bu hayali kuruyorum... Ve bu uğurda hayatını kaybetmiş herkesi saygıyla anıyorum!  

Hatko Schamis

9 Mayıs 2025

  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks