HATKO SCHAMİS: UÇAK DÜŞTÜ KEL GÖRÜNDÜ...

#734 Ekleme Tarihi 27/11/2015 04:34:17
Rusya Federasyonu Suriye'ye askeri müdahale etti ve Suriye'deki bütün dengeler değişti. Artık Emevi Camii'nde Cuma namazı kılma hayali kuran fazla kimse kalmadı. Herkes elindekini tutmaya ve Viyana'da kurulacak masaya bu kazanımlarla oturmaya çalışıyor.
Türkiye, başından beri Suriye savaşına müdahildi. Arap ülkelerine, "bahar" gelmeden önce, gösterilen bir "model ülke" idi. Rolünü iyi oynayabilmesi için Türkiye'ye (sıcak ) para yağdırıldı. Büyüyor, güçleniyor efsanesi uyduruldu.
Ve bir "eşbaşkanlık"!
Neyin eşbaşkanı? BOP'un. Nedir BOP? Ortadoğu'yu ve Kuzey Afrika'yı Batı'nın ve İsrail'in çıkarlarına göre yeniden "design" etme operasyonu.
Suriye'ye gelinceye kadar hemen her şey planlandığı ve arzu edildiği gibi gitti. Ama Suriye, "eşbaşkanı"mızı dinlemedi. "Batı'nın kuklası olmam" dedi, direndi.
Sen misin bunu diyen? Çullandılar üzerine. Mezhepçiliği körüklediler. Suriye halklarını birbirlerine düşman ettiler. Kestiler, biçtiler. Yüzbinlerce insan öldü.
Derken Rusya "artık yeter" dedi ve Suriye'ye müdahale etti. Çünkü RF'nun da Suriye'de çıkarları vardı. Ve Suriye'de pişirilen yemeğin gelecekte kendisine yedirilmek istendiğini biliyordu.
Türkiye'nin, tam tatlı rüyalar görmeye başlamışken, bu rüyanın bitiyor olması nedeni ile akıl ve ruh sağlığı bozuldu. Aslında çoktandır kendisine eşbaşkanlık bahşeden güçlerle de bir çatışma içine girmişti. Patronunun para çantasını taşıyan memur gibi, "ulan bu çantayı alıp kaçsam ne olur? Hawai'de krallar gibi yaşarım" gibi hayaller kuruyordu.
Batı'nın ve İsrail'in planı bu savaşı mümkün olduğunca uzatmaktı. Çünkü, yeniden inşa ederken gerekli olan iklimin yaratılması, buna uygun güçlerin örgütlenmesi, direnenlerin "ikna edilmesi" zaman alacaktı. Bu arada, herşeyin yakılıp yıkılıyor olmasının ve insanların ölmesinin zerre kadar önemi yoktu.
Eğer politik mücadelenin bazı aşamalarında deneyiminiz yoksa, birileri ile masaya oturup pazarlık yapmamışsanız anlamakta zorlanabilirsiniz.
Ama eğer birileri sizi kullanmak istiyorsa, size kendi üniformalarını giydirip sahaya sürmezler. Tek yol bu değildir. Bunun yerine, size, kendi çıkarlarının sizin çıkarlarınızmış hissi verirler, böyle hayaller kurmanızı sağlarlar.
Hatta siz zaman zaman işkillenseniz bile, "tamam o bunu istiyor, ama benim de şöyle bir kazanımım olacak" diye düşünür, sonuçta kazançlı çıkacağınızı zannedersiniz. Ama ipler hep başkalarının elinde olduğu için, yürüyüşün nerede duracağına onlar karar verecektir. Sizin hayallerinizin gerçekleşip gerçeklemediğine göre değil, onların hedeflerine ulaşıp ulaşmadığına göre.
Bu iş bölümü!, kitlenize özgün-milli bir hedef göstermenize yarar. Arkasındaki güçleri ve niyetleri gizler. İnsanlar kendileri için, kendi gelecekleri için mücadele ettiklerini zannederler,
Türkiye'ye de bunu yaptılar. Eski Osmanlı coğrafyasında büyük bir devlet olacağı hayalleri kurdurdular. Bunun için bir ideoloji geliştirdiler. Sadece Arap coğrafyasında değil, sonrasında da "kullanışlı" olacak bir ideoloji: Cihat!
Zaten, o koca cepheyi, milli bir kimlik ile örgütleyemezlerdi. Arap aleminde bile karşılığı yoktu bu milli kimliğin. Bir de, bir "ölüm kalım" mücadelesi verileceği için, ölmeyi kutsayacak, insanları ölmek için yaşayacak yaratıklar haline sokacak bir ideoloji gerekiyordu. Bunun için en kullanışlı olan "Cihat"tı!
Herkes cihatçı oldu, şehit olmanın erdemini keşfetti...
Dünya İŞİD'i bahane ediyor ya, Rusya da aynı bahaneyi öne sürdü önce. Ama Rusya, Batı'nın ve Türkiye'nin "ılımlı muhalifler" diye adlandırdıklarını İŞİD'in ikiz kardeşleri olarak görüyordu. Hatta bu "ılımlı" maskeli yamyamların gelecekte masaya oturtulmak istendiğini bildiği için, önce bunları hedef aldı.
Coğrafya bilgisi de iyiydi Rusya'nın. ";rdion düğümü"nün Lazkiye olduğunu biliyordu. Bu nedenle önce Lazkiye'ye yüklendi. Hatay'ın güneyine, tam da Türkiye'nin yatırım yaptığı; Çeçen, Uygur, Dağıstanlı, Tacik, Faslı, Tunuslu... yamyamları doldurduğu, silahlandırdığı, Türkiye'den koruma sağladığı ve yerli halkını; Alevleri, Arapları, Ermenileri, hatta cihatçı olmayan Türkmenleri temizleyip demografik yapıyı kalıcı olarak değiştirmek istediği bölgeye.
İşte bu aşamada bir "Türkmen duyarlılığı" pompalandı kamuoyuna. Yalan yalnış haberler, sahte fotoğraflar ve röportajlar yayıldı piyasaya.
Rusya durmadı. Çünkü bu anlatılanların "masal" olduğunu biliyordu.
Ve ABD-Türkiye ittifakı "son" kozunu oynadı. Bir Rus uçağını düşürdü. Böylece:
1) Rusya'nın ve Putin'in karizmasını çizdiler,
2) Rusya ile anlaşmak üzere olan Avrupalılara, "biz daha bitmedik" demek istediler,
3) Bölgedeki moralleri bozulan ve dağılmak üzere olan yamyamlara, "savaşın, arkanızdayız" dediler,
4) Güce taptıklarını bildikleri küçük burjuvalar ülkesi olan Türkiye kamuoyuna, güçlü oldukları, "Rusya'nın karşısında dik durdukları" mesajını verdiler.
Sonuncu mesaj özellikle bazı Çerkesleri coşturdu. Birden 100 yıl öncesini, Osmanlı'nın desteği ile Rusya'ya girip, Dağıstan'a kadar gittikleri ve uyduruk bir Cumhuriyet kurdukları günleri hatırladılar. Ve Sarıkamış'ta bu macera ile ölüme gönderilen onbinlerce Çerkes'i unuttular.
Uçağını düşürdük yaa, istersek paramparça ederiz diye düşünüyor olmalılar ki, "Çerkes soykırımını tanı", "Soçi'ye gir", "500 000 Çerkes askerin olmaya hazır"... demeye başladılar.
O "demokratik, barışçıl, hukuki.." lafları ile maskeledikleri gerçek yüzleri çıktı ortaya. Rusya'ya, Putin'e nefret kusmaya başladılar.
"En iyi Rus ölü Rustur", "Şerefsiz Ruslar"... gibi sloganlarda ifadesini bulan ırkçı karakterleri yayıldı havaya.
Akıllarınca Türkiye Rusya Federasyonu'nu yıkacak ve bu harabelerin üzerinde bir Çerkesya, daha doğrusu "özgür Kafkasya" kurulacaktı.
Çerkeslere kurşun işlemez yaa, Rusya yıkılırken bize hiç bir şey olmayacaktı.
Halbuki Türkiye, kendisine oynanan oyunu oynuyordu üzerimizde. Kullanmak istediği halklara, "hamisi" olacağı, çıkarlarını savunacağı umutları veriyordu.
"Dünya lideri" ne diyordu dün:
"Suriye konusu, tıpkı Mısır gibi, Libya gibi, Balkanlar gibi, Kafkasya gibi bizim asli meselemizdir. Suriye meselesine diğer ülkelerin yaklaşımıyla bizim yaklaşımımız arasında büyük farklar vardır. Suriye’ye atılan her bombanın yol açtığı tahribatı kendi yüreğimizde hissediyoruz. Daha önce Bosna’da Karabağ’da yaşananlar için ne hissediyorsak bugün de aynısını hissediyoruz. Biz coğrafyamızda hiçbir kesime gözümüzü gönlümüzü kapatamayız. Başkaları için bataklık olabilir, ama bizim için oralar ayrılmaz bir parçamızdır. Kafkasya, Balkanlar, Orta Asya gibi yerler başkaları için sorunlu bölgeler olabilir. Oralar bizim için medeniyetimizin en değerli unsurlarıdır."
Yani, "Suriye'yi kurtardıktan sonra işimiz bitmeyecek, Kafkasya'yı ve Orta Asya'yı da kurtaracağız" mesajı veriyor. Ve bu mesajı alan birileri coşuyor...
Hem hayal kuruyor, hem de bizi de kurtaracak bu liderin askeri oluyor. Bugün kurtarılacak cihan parçası Cebel Türkmen'e koşuyor.
Uçak düşerken, o, "askerlik bitince evleneceğim" hayalleri kuruyor...
"Dünya lideri" açık oynuyor yaa, o da artık "demokrasi, barış" maskesine ihtiyaç hissetmiyor. Rus düşmanlığını körüklemek için hiç bir fırsatı kaçırmıyor.
"Putin'in emrindeyim" dediği için, Kadirov'a da basıyor küfürü. Kendisi Osmanlı hayalleri peşinde koşarken, Türkiye'nin askeri olurken, Kadirov'un Rusya'nın askeri olmasına lanetler yağdırıyor.
"Kör köre bööö demiş" misali!
Ne yapmış Kadirov? "Çeçen özgürlük savaşını satmış"mış. Yalan artık karakterleri, kendileri de önyargılarının-hayallerinin esiri olmuşlar yaa, sorgulamıyor, merak etmiyorlar.
Halbuki büyük fedakarlıklarla ve kahramanca bir mücadele sonrası kazanılan bağımsızlığı altın tepside gerisin geriye Rusya'ya iade edenler ve Çeçen özgürlük savaşını satanlar bugün yoldaş oldukları selefilerdi, cihatçılardı; bu savaşın önderlerini ortadan kaldırtanlar da bugün sırtlarını sıvazlayanlar.
Çeçenlere bağımsızlık ve özgürlük hayali kurdurulmuş, Çeçen halkının toplumsal dokusu değiştirilmiş ve işleri bitince de fişleri çekilmişti.
Bağımsız Çeçenya'yı ve bağımsızlığı-özgürlüğü "milliyetçilik"; demokratik bir devleti de "Allah'ın yasalarına karşı gelmek" olarak yorumlayıp "aslolan sonsuz savaştır", "Allah için savaştır", "cihattır"... diyenler ve böylece bağımsızlığı toprağa gömenler selefilerdi, Kadirov değil.
Ama bu zavallılar Kadirov'a küfrediyorlar.
Bir sürü yanlışı eleştirilebilir, ama Kadirov Çeçen halkının üzerinde oynanan oyunu gördü. Çeçenya'nın yakılıp yıkılmasına ve binlerce Çeçen'in hayatına mal olan savaşın bitmesi için çalıştı.
Rusya'nın uşağıymış! Siz kimin uşağısınız?
Ben daha sonra Çerkesya'ya da yayılan ve şimdiye kadar yüzlerce Çerkesin hayatına mal olan selefilerle savaştığı için rahatsız değilim Kadirov'dan. Hain olarak da görmüyorum. Yanlışları ve abartıları onun oynadığı, bizim de çıkarımıza olan bu rolün önemini azaltmıyor.
Bu söylemlerin, Rusya ile birlikte bir gelecek örgütlemek ve daha güzel bir geleceğe Rusya Federasyonu halkları ile birlikte, demokratik bir mücadele ile yürümek isteyenlerin "Rus uşağı" veya "hain" diye damgalanmalarının asıl nedeni, Çerkes halkını Rus düşmanı bir cephede istihdam etmek; Çerkes halkında Rus ve Rusya düşmanı bir ruh halini hakim kılmak istemeleridir.
Çünkü bu ruh hali içindeki Çerkesler "kullanışlı ahmaklar" olacaklardır, Murat Abimin sözleri ile...
Sadece Suriye'de Rus uçağının düşürülmesinin sonuçlarına bakın. Artık Türkiye'den Rusya Federasyonu'na girmek bile sorun oldu. Bunun daha nereye kadar gidebileceği de meçhul.
Bundan Çerkes halkının bir çıkarı var mı? Vatanı Çerkesya ile güçlü bağlar kurmak, yani Çerkes kalmak isteyen Çerkeslerin bir çıkarı var mı?
Çerkes halkına; Çerkes kimliğine cihatçı, Rus düşmanı bir misyon yüklemek; bu misyonu Çerkes kimliğine yapıştırmak istiyorlar.
Buna müsaade etmeyeceğiz!
Çünkü bu misyonu benimseyenlerin Çerkeslik gibi bir dertleri ve Çerkesya gibi bir vatanları yoktur.
Uçak düştü, kel göründü. Siz yolunuza biz yolumuza...
Hatko Schamis
  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks