REYHANLI’DA ÖRGÜTLENEN GELECEK...

#228 Ekleme Tarihi 15/10/2015 06:12:03
29 Eylül 2012 Cumartesi Saat 23:29   Bu yaz Reyhanlı’daydım. 20 yıl sonra merakla ve özlemle gittim Reyhanlı’ya. Taa İskenderun’dan başladım gördüğüm herşeyi hafızama kaydetmeye ve 20 yıl öncesi ile karşılaştırmaya. Beni kimsenin karşılamasını istemediğim için telefonumu kapatmıştım. Herşeyi kendim keşfetmek ve kendim arayıp bulmak istedim. Reyhanlı değişmiş: büyümüş, şehir havası almış. Eski dingin hali yok. Sokaklarında yürürken rahatlayamıyor, dinlenemiyorsun artık. Hatta biri sataşır, kavga çıkar diye de korkuyorsun. Bu nedenle olsa gerek, gecelerin en güzel sohpetlerinin yapıldığı, kaşenlerin buluştuğu veya yeni kaşenlik tekliflerinin yapıldığı “büyük su” turları bitmiş. Dayım ve Aris’le çıktığım turlarda, anlatılanlara hak verdim. Gerçekten de eskiden olduğu gibi “ambar”dan veya “ziyaret”ten duyulacak bir şekilde kahkaha atsam, kesin müdahale edecek birileri çıkar. Çünkü Çerkes kimliği zayıflaşmış ve Çerkes mahallesi veya köyü yok artık Reyhanlı’da. “Buram buram Arap kokuyor” ve küçük adacıklara ve hatta evlere sıkışmış Çerkesler. Hatta günün ve gecenin herhangi bir saatinde evinin bahçesinde imişçesine rahatça sokakları arşınlayan, her bahçeden bir meyve çalan gençleri de göremedim. Yenişehir gölünü hiç sormayın. Eskiden neredeyse bizden izin almadan kimsenin giremediği göl ve “sazlık” artık yok. Gezi ve dinlenme yeri olarak yeniden şekillendirilirken yokedilmiş resmen. Bu halinden de hoşlananlar vardır elbette; ama eski halini bilenler için bir kayıp. “Lale’nin bahçesi” şimdi “İlyas’ın Yeri” olmuş. Eskiden bahçenin içinden akan ve bizim zaman zaman yüzdüğümüz dere yok. Kala kala bir ağaçlar kalmış, bir de adı işte. İlyas, Metin’in kardeşi; Metin de Aris’in. Bir de Nursel’leri var. Rahmetli Halil amcanın ve Fakkur halanın çocukları. Çocukları diyorum da, en küçükleri İlyas bile şimdi 42 veya 43 yaşında. Benim ikinci ailem dersem abartmış olmam herhalde... İlyas, “Lale” değil, olması da gerekmiyor. Ama esnaflığı bilmiyor. O bahçeyi çok daha güzel örgütleyebilir, Çerkeslerin gidip gelecekleri güzel bir restaurant haline getirebilirdi. Ama yapmamış. Belki seneye? Ama bu “gerileme”nin bir de olumlu sonucu olmuş. Reyhanlı Çerkes Derneği-Adığe Khase doğmuş. Gerileme’nin bir sonucu diyorum, çünkü annem bile “oğlum hiç bu duruma geleceğimizi düşünmedik” diyor. Yani, kaybettiklerinin değerini sonradan anlamışlar. Şimdi bunları geri getirebilmeleri mümkün değil, ama “ne kadar dibe vurursa, yeniden doğma iradesi de o kadar güçlü olur” sözü bir gerçeğe dönüyor Reyhanlı’da... Gittiğim gün, 22 Ağustos, Reyhanlı Festivalinin ikinci günüydü. Derneğin bir binası, bir de büyük bir bahçesi var. Bahçeye bir sahne kurulmuş, sahnenin önüne de sandalyeler dizilmişti. Tıklım tıklımdı. 800 kişilik Reyhanlı nüfüsunun, 500-600 kadarı festivale gelmişti dersem herhalde ilginin ve sahiplenmenin boyutu daha iyi anlaşılır. Thamate Pıhave Uğur önderliğinde güzel bir ivme yakalanmış Reyhanlı’da. Bu ivme, Festivale de yansımıştı. Kendi olanaklarıyla hazırladıkları program çok güzeldi. İnsanlara “bizi” hissettirdi. Nurhan’ın tertemiz Adıgabzesi ile söylediği Woredler, hele o 7-8 yaşlarındaki çocukların gösterileri gerçekten görülmeye değerdi. Uğur’un önderliğinde “Ahvan-il Çerkesya” hazırlamış festivali. Fransa’dan Pihave Ömer, İtalya’dan Saguj Metin ve Almanya’dan ;neşko Saim erken gelmişler Reyhanlı’ya ve yardım etmişler. Gençlerle birlikte duvarları boyamış, onarmış, ekipler ve yemekler hazırlamış, güzel bir ortam yaratmışlar. Eski fotoğraflardan ve çocukların çizimlerinden oluşan bir sergi açmışlardı festivalde. O genç mi genç Reyhanlıların Çerkesya özlemini kağıda dökmüş olmalarına ve hele hele karnesindeki yıldızları görünce sevincini sınıfta “Yaşasın Çerkes Kalma Mücadelemiz” sloaganları atarak ifade eden gencimizin hikayesine nasıl sevindiğimi anlatamam. İşte bu gençler: kağıda döktükleri özlemleri ve sloganları geleceğimiz olacak dedim. Reyhanlı kadınları için ayrı bir başlık açmak gerek herhalde. Cefakarlıkları zaten bilinirdi; ama şimdi politik olarak öne çıkmış, dernek çalışmalarının her aşamasında aktif olarak yerlerini almışlar. Festivalde de en çok onlar vardı ve etkinlik boyunca coşkuyla dejuv yaptılar. Sanırım artık, kadınlarımızın toplumsal ve politik yaşamımızdaki yeri ile kadın erkek ilişkileri konusunda biraz daha kafa yorma ve bu ilişkileri yeniden düzenleme zamanı geldi. Daha bilinçli ve daha iradi! Suriye’deki içsavaş, Suriye’li Çerkeslerin güvenliği, Suriye’den çıkmaları ve anavatana transferleri Reyhanlı’lı Çerkeslerin ilk gündemi. Herkes bu konuyu konuşuyor ve gerçekten yoğun bir çaba var. Başta da yine Pihave Uğur. Gelenlerin her şeyi ile ilgileniyor. Ev buluyor, yatak, masa ve sandalye tedarik ediyor...hatta tüp ihtiyaçları için bile kendisi koşturuyor. Şu anda 20 kadar Suriyeli Çerkes Reyhanlı’da evlere yerleştirilmiş durumdalar. Sayı artarsa ne olacak belli değil. Çünkü, diğer derneklerden şimdiye kadar ciddi bir yardım alabilmiş değiller. Görünen o ki savaş uzun sürecek. Ve bu sorun daha uzun bir süre gündemimizde olacak. Ama biz yine hazırlıksız yakalandık ve konunun öneminin farkında değiliz. Halbuki, anavatana geri dönüş ve anavatanın yeniden bilinçlere kazınması sürecidir bu. Gündemde tutulması ve Suriyeli Çerkeslere mutlaka daha çok yardım edilmesi gerekiyor. Çünkü, Suriye iç savaşında “Çerkes Ulusu” ve “Çerkesya” bilinci büyüyor... Bu nedenle diaspora Çerkeslerinin bugün tek gündemleri “Suriye Çerkesleri” olmalıdır. Anavatanımız harekete geçirilmeli ve Suriye’den çıkan Çerkesler mutlaka anavatanımıza yönlendirilmeliler... Hepimiz elimizden geleni, hatta fazlasını yapmak zorundayız! Anılarımı tazeledim ve umutlu ayrıldım Reyhanlı’dan. Annemi, kardeşim Şemso’yu, ablamı, halamı, yeğenlerimi, Ayşe’yi, Müge’yi... Vahit ve Velit dayılarımı, teyzemi, Derya ablamı... Uğur’u, Aris’i, İlyas’ı, Sait’i, Sine’yi, Zerrin’i, Doğan’ı... Yaşar ve Salah amcaları, Fakkur Teyzeyi... beni gördüğünde ilk sözü “nerdesin ulan 20 yıldır şerefsiz!” olan Nazlı’yı... Herkesi... Ve tabii 20 yıl sonra tekrar gördüğümde yanında nabzımın hala 180 attığı ve hala nefes almakta zorlandığım “ezeli ve ebedi” kaşenimi görmek güzeldi...
  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks