Ve İsrail (ABD), İran’a Saldırdı!

#11553 Ekleme Tarihi 13/06/2025 09:07:24

Eli kulağındaydı, bir kaç gecedir bu saldırı haberini bekliyordum. Ve bu sabah "3. Dünya Savaşı"nda yeni bir cephe daha açıldı: İsrail, İran'ın nükleer tesislerini, stratejik askeri karargahlarını vurdu; bilim insanlarını, önemli askeri liderlerini ve komutanlarını öldürdü. 

İsrail, Natanz, Erak, Fordo ve Buşerh nükleer tesisleri dahil 250 hedefi vurduğunu, Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami'yi ve onlarca üst düzey komutanı, nükleer bilimci Muhammed Mehdi Tehrançi ile Feridun Abbasi'yi öldürdüğünü ve saldırının "varlığımıza yönelik tehdit yok edilinceye kadar devam edeceğini" açıkladı.

ABD, günlerdir bu saldırıya hazırlanıyordu; İran'ın hedef alabileceği ülkelerdeki üslerinde ve temsilciliklerinde alarm durumuna geçmişti; şimdi "bu saldırıda bir sorumluluğum yok, görüşmelere devam edelim" diyor.

Doğrusu, ABD ve Birleşik Krallık'ın onayı-desteği olmadan İsrail böyle bir saldırıyı organize edemezdi. Çünkü bu saldırının sonuçları ile tek başına baş edemezdi. Bu nedenle, hem Batı'ya, hem de İran'a destek verebilecek ülkelere saldırıdan önce bilgi vermiş olmalı.

Aslında Orta Doğu'da savaş 15 yıl önce Suriye'de başladı. İlk hedef İsrail ile uzlaşmayı ve barışmayı reddeden, bölgedeki bütün direniş örgütlerine destek veren Suriye oldu. CİA, M16 ve MOSSAD ajanı sahte din adamları ve "fetva"larla bir mezhep savaşı kışkırtıldı. 

Batı, İsrail için, Suriye'yi yerle bir etti. 

Ve Rusya ile İran desteklerini çekince Esad kaçmak zorunda kaldı. Yerine 2016'dan beri CİA'nin "adamı" olan, M16 tarafından korunan, ABD'nin eski Suriye Büyükelçisi ve iç savaşın organizatörlerinden biri  olan Robert Ford'un, "ben eğittim" diye itiraf ettiği Colani geldi. 

Colani, daha iktidar olmadan, ABD'nin ve İsrail'in Orta Doğu planlarına onay vermişti. 

Hemen İsrail ile dost olmak istediklerini açıkladı... 

Ayrıntılara girmeyeyim, beyni kör olmayanlar görüyor artık herşeyi. 

Kısaca: 

Gazze provokasyonu "son-altın vuruş"un bahanesi oldu. İsrail'in bu 11 Eylül'ü sonrası Netanyahu; "artık Orta Doğu'nun siyasi haritasını değiştirme zamanı geldi" açıklaması yaptı. Bu, başta İran olmak üzere, "İsrail düşmanlarının yok edileceği"nin ilanıydı. 

Gerçekten de Filistinli direniş örgütlerine, Lübnan'da Hizbullah'a, Suriye'ye ardı ardına büyük darbeler vuruldu. 

İran, ABD-İsrail'in gazabından kurtulmaya çalıştı. Filistin'deki, Lübnan'daki ve Suriye'deki "dostları"nı sattı. 

Rusya ile daha yakın siyasi ve askeri ilişkiler kurmaya çalıştı. Ama Rusya'nın tavrı, geçen ay bir yazımda da değindiğim gibi, şüphe çekiciydi. Kuzey Kore'ye, bir saldırı durumunda ortak savunma güvencesi vermişti; ama İran'a bu güvenceyi vermedi. 

17 Ocak 2025 tarihinde Moskova'da imzalanan "İran-Rusya Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması", karşılıklı savunma taahhüdü içeren geleneksel bir askerî ittifak değildi. Rusya’nın Belarus ve Kuzey Kore ile imzaladığı türden bir ortak savunma paktı niteliği taşımıyordu. Karşılıklı savunma maddeleri içermiyordu, sadece taraflardan birine yönelik bir saldırı durumunda, diğer tarafın saldırgan tarafa destek vermemesi prensibi benimsenmişti: 

“Madde 3: Sözleşmeci taraflardan herhangi biri saldırıya uğrarsa, diğer sözleşmeci taraf saldırgana, saldırının devamına yardımcı olacak hiçbir askerî veya başka türlü yardımda bulunmayacak ve ortaya çıkan anlaşmazlıkların BM Şartı ve uygulanabilir diğer uluslararası hukuk kuralları temelinde çözülmesini sağlamaya yardımcı olacaktır.” diyordu.

Rusya, İran'a neden bu güvenceyi vermedi? Kafamda deli sorular!

Belki de İran'ın kaçınılmaz sonunu biliyordu. Veya ABD'nin İran ile bir savaşa girmesi, ABD'nin dikkatini İran'a vermek zorunda kalacağı için Rusya'yı Ukrayna'da rahatlatacağını düşündü. Veyahutta ABD ile oturduğu masada varılan anlaşmaya göre, İran'ı "ABD'ye bıraktı"! 

Bilmiyorum, ama bu ihtimaller de var. 

İran ne yapacak? 

Mutlaka bir karşılık verecek, ama müzakerelere de devam edecek. Umarım bu savaşı kazanamayacağını biliyordur. Yoksa savaş İran'da kalmaz, Kafkasya'ya ve yaşadığımız coğrafyaya da yayılır. 

Uzun zamandır savaşla yatıp savaşla kalkıyoruz. Ve daha uzun bir süre böyle devam edecek. Belki de savaşla yaşamaya alışmalıyız. 

Önlem almayı ihmal etmeden! 

Hatko Schamis

13 Haziran 2025

  • facebook sharing buttonFacebook
  • twitter sharing buttonTwitter
  • pinterest sharing buttonPinterest
  • linkedin sharing buttonLinkedin
  • tumblr sharing buttonTumblr
  • vk sharing buttonvk
  • odnoklassniki sharing buttonOdnoklassniki
  • reddit sharing buttonReddit
  • whatsapp sharing buttonWhatsapp
  • googlebookmarks sharing buttonGoogle Bookmarks